Kendine has bir söylev tutturmuştu. Hareketleri yapmacık değildi. Kendi çalar kendi oynardı. “Biz çalar oynarız,” derdi. Ailesi hatta sülalesi müzikle uğraşırdı. Müzik diliyle konuşur, enstrümanını eline alır ve oynamaya başlardı.
Sazıyla ağlar ve onunla gülerdi.
Köroğlu’ndan başlar, aşık Veysel’den çıkardı.
“Müzik tarzım olmaz o gün hoşlandığım notalar tarzımdır,” derdi.
Kafkasların dağ müziğini yapıyoruz. Onun için müziğimiz eskilere dayanır. Sokak müziği yapmıyoruz. Halktan müziğe kabiliyetli ve kulağı olanları buluyor ve çalıştırıyoruz. Halkın müziği böyle ortaya çıkıyor, derdi.
Halkın arasında birçok guruplar bizi taklit ediyor. Kaynağımız, halkın gün görmemiş müziğidir. Her ortamda seslendirdiğimiz müziğimiz, parçalarımızla her zaman canlıdır ve canlı kalacaktır.
Geçende meydanda toplanmış hak arayan, insanlara müzik eşliğinde yardım ettik. Yine turistlerin ziyaret ettiği tarihi eserin önünde konser verdik. Kendi tarzımızı ve sazımızı konuşturduk.
Bugün kesin olan, müziğimiz olmasa, kutlamalar yapılamaz. Biz çalar oynarız. Başkalarının müziğiyle değil, notalarımızla oynarız.
Üç kişiye müzik konusunda araştırma yaptırıyoruz. Müzik tarihimizi, ortaya çıkaracağız. Hangi ezgilerle ilgili türlerden hoşlandığımızı öğreneceğiz.
Sözleri hareketli olan, olayı özetleyen ve sosyal yapımızla ilgili müziği daha çok beğeniyoruz. Bunun için de halktan karşılık buluyoruz. Bazı yörelere ait müzisyenler notaları bizden aldınız, diyorlar. Anadolu’ya gelmişiz, biz kuzeye siz ise güneye inmiş olabilirsiniz. O halde aynı yayığın ayranıyız. Yoğurt tencerelerimiz farklı da olsa oluşacak yağımız ortaktır.
Kafkaslardan Toroslara gibi. Doğaya da uyum göstermede olan benzerliğimiz, çok enteresandır. Dağlarda kalsak da şehirleşmeyle birlikte şehrin sosyal yapısına uyarlanmışız. Şehirde saray müziğini yansıtmıyoruz. Dağlar bizimdir diyen Köroğlu’nu seslendiriyoruz.
“Halk aşıklarını” dile getiriyoruz. Değerlerimizi koruyor ve yaşatıyoruz.
Sazımızın telinde çiçeklerimizin güzelliğini, deyişlerinde insanlığı ve aydınlık yarınları hissederdik. Sevinç ve neşede ısrarcıyız. Halkın moral kaynağıyız. Halk bizimle coşar bizim türkülerimizi yolda, işinde ve dağında mırıldanır.
Yılların eskimeyen sesleri, coşkusuyla türkülerimizi, dün olduğu gibi bugün de hayranlıkla söylemektedir.
Hasan TANRIVERDİ