Bugün 10 Kasım. Içim buruk, suratım asık. Bir taraftan Atam’ın ölüm yıldönümü, diğer taraftan Van da bir kez daha diri diri gömülen insanlarımız…,Bu görüntüler Atam’ın kemiklerini sızlatıyor.
Ister artçı olsun ister yeni bu deprem göstermiştir ki biz adam olmayız.
Türkiye’nin son yıllarda birçok alanda atılımlar yaptığını ve bölgesinde öne çıktığını varsaysak bile kentleşme ve yapılaşmada Türkiye hala geri kalmış bir ülke durumundadır.
Ülkemiz yapılarının yarısı kaçak ve çürüktür.
Van daki son deprem göstermiştir ki bu olayda ciddi ihmal vardır.
12 yıl önceki Körfez Depremi’nden ders alamadığımızı üzüntüyle ifade ederken, ikinci Van depremi bir kez daha göstermiştir ki kentleşme ve yapılaşmada bizde hala laubalilik, ciddiyetsizlik, bilgisizlik, egemendir. Bu ikinci depremin en çok dikkat çeken yıkımı Bayram Oteli eğer ilk depremden sonra tetkik edilmemiş ve kullanımına devam edilmiş ise bu büyük bir ihmaldir ve laubaliliktir. Eğer tetkik edilmiş ve sağlam olduğu varsayımı ile kullanımına devam edilmiş ise bu da büyük bir ihmal ve bilgisizliktir.
Eğer yetkililer ilk depremden sonra ‘Van da artık başka ciddi deprem olmaz, Van bölgesi güvenlidir’ açıklaması yapmış ise bu da ciddi bir talihsizliktir.
Özetle, Yalnız altımız değil üstümüz de çürüktür.
Bu ülkenin bir yüksek mühendis mimar ve kentbilimci hocası olarak bende suçluluk duygusu içindeyim. Demek ki bugün bina projesi yapan veya planlama, onay ve kontrol makamında olan öğrencilerimi iyi yetiştirememişim.
Sorumlular cezalandırılmalı, yanlışı olan yetkililer her ne seviye ve makamda olurlarsa olsunlar görevi bırakmalıdır. Bu depremlerde yalnızca betonlar arasında tost olup ölen, yaralanan vatandaşlarımız, malını mülkünü yitiren insanlarımız mağdur olmamakta, Türkiye’nin itibarı zarar görmektedir.
Türkiye ve Türk insanı bunu hak etmemektedir.
Hükümetimiz partilerüstü bir tutum sergileyerek Türkiye’yi süratle çağdaş ve güvenli bir kentleşme ve yapılaşmaya götürebilecek kişi ve kadroları göreve çağırmalıdır.