Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
BİRLİK OLALIM
Koruyan, kollayan ve bağışlayıcılığı bol olan Allah’ın ismi ile başlarım. Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, af ve mağfireti tüm Vatanımızın ve tüm kardeşlerimin üzerine olsun.
Mevlâna Hazretleri ne güzel demiş, ne güzel miras sözler bırakmış biz insanlara.
”Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz,
Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz…
Beri gel, beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk?
Mademki sen bensin, ben de senim, niceye şu senlik benlik…”
Pir Sultan Abdal demedi mi? “Gelin Canlar Birlik Olalım, Münkire kılıç çalalım” diye…
Bazen şu soruyu sormadan edemiyorum;
“Ne oldu şimdi bize böyle?..”
Hepiniz toptan Allah’ın ipine sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. (Âl-i İmran/10)
Eskiden kimse birbirini kırmazdı. Yardımlaşma, hal hatır, saygı vardı.
Şimdilerde bakıyorum herkes çok rahatlıkla birbirinin kalbini kırabiliyor, saygısızlık yapıyor…
Ne yazık ki, ülkemizde ayrılıklar had safhaya ulaşmış durumda…
Türkiye’nin geleceği için eski geleneklerimizi unutmadan yolumuza devam etmeliyiz.
Ekonomik krizleri gelecek kaygısını hepimiz yaşıyoruz.
Panik halini bir kenara bırakıp eskiden olduğu gibi birlik olmayı hatırlamalıyız.
Başka Türkiye yok.
Bu topraklar yüzyıllar boyu herkesin hedefi oldu. Dünyanın en güzel topraklarına sahibiz.
Yeraltı kaynaklarında da oldukça zengin bir ülkeyiz. İnsani açıdan dünyanın en yardımsever toplumu biziz. Bunları hatırlamalıyız. Şimdi ayrılıkları, görüşleri bir kenara bırakıp kenetlenmek zorundayız.
İşte o zaman üreten, büyüyen bir Türkiye oluruz.
Hepimiz Adem ve Havva’dan geliyoruz. Adem ki, ilk insan, tek insan. Hepimiz o modelden geliyoruz. Teklikten, birlikten, tek bir örnekten geliyoruz…
Birlik ezelden ebede geçerli, değişmeyecek olan evrensel hakikattir. Çünkü Allah birdir. Tasavvufta birliğe ulaşmak, olgun insan giderek bilge ve kamil olmaktır. Kişinin kendini bilmesi, nefsini kontrol etmesi, ölçülü olması Allah’a yaklaşmasıdır.
Ne mutlu bizlere ki, Rabbimiz bizi iki büyük nimetle mükâfatlandırmış bulunuyor: Allah katında tek din olan İslam’la şereflenmiş bulunmak ve peygamberlerin baş tacı Hz. Muhammed (A.S.)’a ümmet olmak. Bunlar öyle büyük nimetlerdir ki, bütün hayatımız bu iki nimetin şükrüne adansa yine de azdır.
Bu kadar büyük bir nimet olan dinimizin temeli, sevgi, birlik-beraberlik ve kardeşlik ruhudur. Mukaddes Kitabımızın bir çok ayeti, Peygamberimizin pek çok hadisi şerifi birlik ve beraberliğin korunması, fitne ve ayrılığın felâketi üzerinde hassasiyetle durmaktadır.
İnsanoğlu yalnız yaşayamaz. Doğası gereği, diğer insanlarla iletişim ve etkileşim halindedir. Bu ilişki hoşgörü, saygı, sevgi ve empati ile yürütülürse sağlıklı, huzurlu bireyler ve giderek de aileler, toplumlar ortaya çıkar. İnsanlar birbirleriyle kan bağı ile bağlı değillerdir ama ilk yaradılış sonucu aslında hepimizin kökeni kardeşlikte birleşir.
Ortak acılara üzülmek, ortak dertlere çare olmak, ortak sevinçlerle sevinmek, coşmak birlikte ve uyum içinde yaşamanın adımlarıdır. Temel konularda ayrı ayrı düşünmek, ayrı olmak toplumları parçalar, böler ve insanlığın zararınadır.
Ayrıca unutulmamalıdır ki bir milletin bekasının temel şartı, birlik ve beraberlik ruhunun yaşatılması, fertler ve farklı gruplar arasında kardeşliğin korunmasıdır. Birlik ruhunu kaybeden toplumlar herşeylerini kaybederler. Fertleri biribirine düşman olan milletler yok olup giderler. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Peygamberî ahlâkın “kendimiz için sevip istediğimizi kardeşlerimiz için de sevip istememiz” prensibine bugün için ne kadar muhtacız! Ve bütün insanlık, “kendi şahsiyeti, canı ve malı, şeref ve namusu nasıl mukaddes ise, başkalarınınki de aynı şekilde mukaddestir” düsturuna ne kadar muhtaç!..
Hacı Bektaş Velî, toplumda birlik ve dirliğin sağlanması, gönüllere sevgi yumağının dolması, insanların kardeş gibi yaşaması hususlarını dile getirirken “Gelin canlar bir olalım.” mesajını vermektedir. “Bir olalım, iri olalım, diri olalım.” diyerek gönüllere taht kuran Hacı Bektaş Velî; birleştirici, yapıcı, hoşgörü sahibi, sevgi dolu bir gönül eridir.
Dünya insanlarının kardeşliği, evrensel huzur, dirlik için gereklidir. Dirlik ise yaşamamızın, sağlığımızın, varlığımızın ve geleceğimizin maddi ve manevi ilk şartıdır. Bunu unutmayalım!..
Kardeşlik ve dayanışma hukukuna uymayan fertlerden oluşan toplumlarda bela ve musibet, fitne ve ayrılık asla eksik olmayacaktır. Bu duruma düşmemek için Rabbimiz, “Allah’a ve Resûlüne itaat ediniz. Biribirinizle çekişmeyiniz. Sonra korku ile zaafa düşersiniz, kuvvetiniz gider. Bir de sabrediniz. Allah sabredenlerle beraberdir” (Enfal/46) buyuruyor. Bu ilâhî hüküm milletçe ibret alınması gereken ölmez bir hayat prensibidir. İyi bilmek zorundayız ki, fitne sadece çıkaranda kalmaz, insanlara sirayet ederek toplumu perişan eder. Birlik ve dayanışma bağlarını tahrip eden en korkunç felâket fitnedir.
Toplumun birlik ve düzenini bozmak, topluluktan ayrılmak dinimizce büyük suçlardan sayılmıştır. Hz. Peygamber (A.S.) Efendimiz “her kim itaatten çıkar, topluluktan ayrılır da bu hal üzere ölürse, cahiliyet ölümüyle ölmüş olur” (Müslim) buyurarak cemaat olmanın, birlikte hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu bildirmişlerdir.
Bu ilhamla rahmetli Mehmet Akif ne kadar veciz söylemiştir:
“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”
Toplum olarak birlik ve beraberliğe her zamankinden daha muhtaç olduğumuz bu zamanda fitne ve ayrılıklardan ateşten kaçarcasına kaçmak, kardeşlik hukuku neyi gerektiriyorsa onu yapmak zorundayız. Hiç vakit kaybetmeden top-yekün kardeşçe yaşamaya çalışmalıyız. Aksi takdirde dağılmış bir tesbih gibi saçılır, dağılır ve kaybolur gideriz.
Bu yüzden de birlik olmak, saf tutmak, aramızdaki kıytırık kavga gürültüleri bir kenara bırakmak gerekiyor.
Her türlü olumsuzluğu bir yana bırakalım. Yarınlara iyimser bakmak, herkesi iyilikle kucaklamak, umutlu olmak zamanı…
Hiç bir ayrılığın olmadığı, kardeşliğin hepimizi bir duvarın tuğlaları gibi biribirimize kenetlediği günlere kavuşmak niyazıyla, Allah’ın rahmet ve mağfireti üzerimize olsun. Herkese, ülkemize, tüm dünyaya barış, sağlık, mutluluk diliyorum.
İnsanlığa, sevgiye, saygıya, Yaradandan ötürü, Yaratılmış her şeye merhamet duyan siz güzel insanlar… Evinizden huzur, yüreğinizden sevgi ve yüzünüzden tebessüm eksik olmasın…
Cumartesi gününüzün içinde geçecek olan her anınız; bir ağacın gölgesindeki huzur, berrak sulardaki saflık, topraktaki bereket ve aldığınız nefesteki anlam kadar güzel olsun…
Sevin hayat sevince, sevilince güzel ve diyelim ki her bir cümleye ve bilene ki bu Vatanın sahipleri, yalnızca bu Vatanı karşılıksız seve bilenlerdir… Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım…
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun…
Hoş kalın hoşça kalın ama her dem sevgiyle dostça kalın… Bir gün bir yerlerde görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#
BİRLİK OLALIM
Yılar tükendi geçti hiç menzil alamadık
Zalimlerin zulmünden hiç fırsat bulamadık
Bizler el ele olup hiç diri kalamadık
Birleşelim Ay Yıldız Al Bayrağın altında
Yürüyelim birlikte Atatürk’ün izinden
İlham alalım dostlar onun her bir sözünden
Vatan sevgisi varsa doğuşunda özünden
Birleşelim Ay Yıldız Al Bayrağın altında
Aklı başa alalım, acıları duyalım
Birlik beraberlikle yalvarışa doyalım
Vatan hainlerini gayyalara koyalım
Birleşelim Ay Yıldız Al Bayrağın altında…
Ömer Sabri KURŞUN