Birey olmak, toplumsal yaşamı gerektirir. Buna göre, birey toplumun bir elemanı olarak, ancak yaşantısını sürdürebilir, anlamı doğar. Böylece birey, toplum oluşumuna katkı sağlar.
Toplumunda etkili olan ve özgür düşünebilenler, kurallara uyum sağlamalıdır. Özgür düşünen bireyler kendi olmalı, sürü haline dönüşmemelidir.
Birey özgün davranışları sayesinde, topluma uygun ve iyi yönlü hareket etmeyi sağlar. Bireylerin özellikleri toplumsal bütünlüğü tayin ederken, toplumun ruh hali de belirlenir.
Bireysel kabiliyetlerin işlerliği, toplumun ileriye dönük başarısı demektir. Onun için içimizin derinliklerini gerektiğinde dışa açmalıyız. Bilmiş olmak gibi bir algı yaratmadan, gerçek olanı araştırmalıyız. Sanatkâr gibi gençliği iyiye odaklayıp toplumu başarıya sürüklemeliyiz. Çünkü sanatkârın toplumsal basamaklara tırmanması gelenektir.
Sanatkărın yönlendirmesiyle çok farklı dallarda çeşitli değerler ortaya çıkar. Böylece toplum kişilerin başarısıyla sağlam karakterler elde eder. Sanatkârlar çevresini yönlendirirken duygusallığını da öne çıkarır. Böylece duygusal hareketler, değer kazanır. Aynı zamanda da bireyin özel kabiliyeti de belirlenir. Böylece bireyler toplumsal gelişmeyi ileri seviyeye götürür.
Bireyin duygusal yaşantısında, yanılma payı olabilir. Bu durumda gözlem ve deneylerle, aklın devreye girmesi ve etkili olması gerekir.
Bu konuda eğitimcilere önemli görevler düşmektedir. Eğitimci duygusal ve akıl yoluyla olayları yorumlamalı ve çözüm odaklı davranmalıdır. Aksi hâlde tedirgin edici davranışları, bireyleri huzursuz edecektir.
Bireyin özgürce davranışı tüm özelliklerini çevresine yansıtmayabilir. Toplumsal gelişimin gerilediği durumlarda ise çevresine yansıtılmayan, kabiliyeti ve özgür düşüncesi değer bulur. Bu tür kabiliyetlerin artırılması gerekir. Gecenin karanlığında gaz lambasının daha çok aydınlatması gibi. Onun için bireylerin değeri artıkça toplum zayıfa düşmüş demektir. Toplum önüne çıkan setleri aşma becerisi gösteremeyebilir.
Yönü belli olan bir akıntıya kapılan bireysel özellikler, yön bulma gayreti içerisinde olmazlar. Nehirde sal üzerinde bulunmak gibi. Fakat denizde yön tayini, önemlidir. Aksi hâlde deniz seni istediği yöne sürükler. Bu durumda yönünü ayarlayan bir takım teknik aletler kullanman gerekir.
Önüne çekilen setlere karşı, birey kabiliyetini kullanmada daha dikkatli olmalıdır.
Kabiliyetlere karşı çekilen setler, çeşitli eğitimsel uygulamalarla, rahatlıkla aşılacaktır. Böylece bilgili ve bilgisini gözlem ve deneylerde kullanacak kişiler topluma etkin olacaktır. Böyle bireyler toplumsal gelişmeleri organize edecektir.
Eğitimciler, toplumsal kültürü benimserken, farklı kültürü de hissetmiş olacaklardır. Farklı kültürü hissettikleri oranda, melez kültür doğmuş olacaktır. Melez kültür toplumun çoğu isteklerine cevap verecek duruma gelecektir.
Böylece yerli kültür melez kültüre karışmış olarak yaşanacaktır.
Birey, toplumda özgür de olsa, sürekli pedal çevirmelidir.
Hasan TANRIVERDİ