Kılıçdaroğlu tekrar kendisini göstererek, Uzun soluklu bir sprinter gibi, soluk soluğa bir yarışın içerisinde olduğunun ilanını yapmıştır. Fakat engelli bir koşu olan bu yolda, fevkalade engellere toslayarak, kendisinin ilk sırada olacağını hissetmiş. Malesef, engellere toslayarak ilerleyen bir koşucunun sonuçtaki vehametini varıp düşünelip.
1-) 60 yıllık oy kültürüne sahip olan CHP tekrardan bir tecditle, yenilenerek farklı kesimlerden oy alacağını beklemektedir, fakat “Bana oy verin gerisini merak etmeyin” diyen bir lider için oy verirsek ne olur faslı ricasından daha önemli görünüyor.
2-) Maliye bakanlığı’nda hesap uzmanı olmuş, ticaret akademisini bitiren bir lider gibi değil de insan haklarından mağdur, ırkçılık ve fakirlik şamarını yemiş bir mağdur gibi konuşmakta. Ülke ekonomisini görmezden gelip, hor görülmeden dem vurmakta. Halbuki, bütün dünya ülkelerinin ve ekonomi otoriterlerinin saygısını kazanmış bir ülkenin bir sonraki başbakanı ‘bu’ olursa düşünün halimiz nice olur…
3-) Çamur at, izi kalsın kabilinden, çamurlarla saldırıya geçen fakat her sefereinde koca bir duvara toslayan bir lider, sadece çamur-iddia münasebetinden öteye geçmeyen söylemleri eğer bir gün doğru olursa, evvela taksim meydanında omuzlarda taşıyalım fakat başbakan yapmak gibi bir hadsizliği de yapmayalım o kadar… Laik düşünceye bile bir çehre kazandıramıyor.
4-) “20 öğrencinin densizliğini bütün bir üniversiteye, hatta gençliğe mal eden” bir liderin çıkarımlarına bakalım; üstelik, bu vakaları pöh-pöhleyerek sunan medya desteği ile hala taşlar yerinden oynamıyorsa, bırakın en fazla CHP lideri olarak kalsın, sakına başımıza getirmeyin.
5-) Laik düşüncenin temsilcisi görünümünde partide S.Turgut’ un deyimiyle “Bu ‘CHP’ insanlara umut vermek yerine, onlara yeni fikirler sunacağı yerde kurultay düzenliyor ve “çarşaf liste mi blok liste mi olsun” tartışmasıyla insanları boğuyor.” Laik düşünceye bile bir çehre kazandıramıyor. Boğmaktan öteye geçmeli, insanları kurtaracak eylemler yapmalı…
Şimdilik bunla iktifa edelim. Hasılı, üzerimize bir linç girişimi olmasın. Sadece birkaç fikri uğraşılar… Gördüğümüz gibi, gerçek olanlar kaleme alınmıştır, cılız yorumlar zatıma aittir. Benim gibi kendini laik zannedenlere de bir sonraki yazıda başbakana atıfta bulunarak, ferahlanacağımızı bildiririm.