Tilefon…
Mesaj…
İnat…
Kıskançlık…
Her şeyden nem kapan
Hatunlara duyurulur!
Alıntıdır efendim.
Osman amca bir anlık öfkesine mağlup olur ve karısına dayak atar! Kadın soluğu memlekette anasının yanında alır. Uzun bir zaman gelmez. Artık hasretine dayanamayan Osman amca, cep telefonu ile yaptığı çağrıya, istemlerine cevap alamayınca, son çareyi mesaj atmakta bulmuştur ve karısı 1 saat içinde kapının önünde bitivermiştir.
İşte Osman amcanın o mesajı:
“… Kadınım bu sağa son mesajım
Bebelerinen evde oturup ağlarım
Çamaşır, bulaşık tarih yaptı
Kadınım ben bu işlerden ne ağnarım?
Bir tokat salladım değmedi bile
La pok mu var babağın evinde
Ula ne bilinmez bi avradımışsın sen
Bebelerinen beni mevlam kayırsın
Arkadaşın Hatçe yan yan bakıverıyo!
Üzülme Osman ağbi deyiveriyo!
Bebelerin başını okşayaraktan
Kendi düşen aglamaz deyip gülüveriyo!
Bu gün geliverdi zabahın köründe
Vallaha bi gecelik vardı zillinin üzerinde
Bulaşığa daldı, çamaşırı yıkadı
La kadınım bak göğnüm çok daraldı
Bebeleri banyoya sokup yıkayıverdi!
Osman ağbi sen de gir keseleyim diyiverdi!
Bende büğün olmaz, yarın diyiverdim!
La kadınım sana son bir şans daha verdim.
Zabaha kadar geliyosan gel eve
Vallahi gelmezsen büyük tehlike
Hatçe elinde bekliyor kese
Vallah keseynen kalsa keşke”
Sözün Özü!
Böylesi esprilerle dolu, kıssadan hisse olabilecek gerçekler de günümüzde yer almakta. Kimine gülüp geçeriz, kimilerini dikkate alır kendimize çeki düzen veririz. Elbette ki “dayak” eylemini bırakınız, kelimesi bile korkunç ve ilkel. Dileğim; İnsan olanın, insanım diyen hiç kimsenin böyle bir eylemde bulunmamasıdır.
Mustafa Kemal ÖZGÜRSOY