Bir tek söz için ölümü göze alabiliriz. Bir tek söz için yaşamlar yeniden kurabiliriz.
Bir tek söz için yanmayı göze alabiliyoruz. Bir tek söz için yangınlar çıkartabiliyoruz.
Bir tek söz için güçlü dostluklar kurabiliyoruz. Bir tek söz için yıkılmaz zannedilen dostlukları yıkabiliyoruz.
Bir tek söz hayatımızı karartabiliyor. Bir tek söz hayatımızı aydınlatabiliyor. İnsandan önce eylem vardı. İnsanla beraber söz başladı. Sözle beraber bellekler…
Sözü, insan belleğine kaydetmeye başladığında sözlü tarih oluştu. İnsan yazmaya başladı, yazılı tarih oluştu.
Sonra sözü, insan belleğinin dışında belleklere kaydetmeyi öğrendik. Bellekler aklımıza geldiği gibi konuşmamayı öğretti bizlere…
Gün geldi bir tek sözün insanın başına neler açabileceğini acı tecrübelerle öğrendik. Sonra gün geldi; sözün ağızdan çıktıktan sonra esiri olduğumuzu, ağızdan çıkmadığı sürece sözün bizim esirimiz olduğuna yönelik deyimler geliştirdik.
Her özlü deyim, büyük deneyimlerden damıtılarak gelen anlam insanlar için dersler taşıyordu.
Bir tek sözün hayatımızda neler yaratabildiğini yaşayarak öğrendik. Bir tek sözün kurduğumuz dünyaları yıkabildiğini, bir tek sözün yeni dünyalar kurabildiğini öğrendik.
Bildik bilmesine de bir tek sözün, insanın hayatını nasıl kararttığını gazete sayfalarından okuduk. Yazılı ve sözlü bellekler bize bir tek sözün nelere yol açtığını gösterdi.
Bir tek sözün yutkunmadığımız için hayatların , nasıl karartıldığını öyle yada böyle çevremizden gördüklerimizden bildik.
Biliriz bilmesine de, nedense yaşanılanlar başkalarına ders olmaz. Bazen yanlış anlaşıldığımızı ifade ederiz. Ancak yanlış anlamaya neden olan sözleri de biz söylemişizdir.
Onun için yutkunmak gerektiğini, bir tek sözün yol açtığı sonuçları gördükten sonra anlarız.
Bir tek söz için insanlar gemileri yakabilirler. Bir tek söz için, insanlar yeniden gemiler inşa edebilirler.
Bir tek söz için insanlar okyanuslara açılabilirler. Bir tek söz için insanlar yeni keşfedilen adalarda hayatlarına devam edebilirler.
Bir tek söz için insanlar ölümü göze alabilirler.
İnsanın hayatında önce eylem, sonra söz vardı. Söz ortaya çıktıktan sonra, eylem arkasından gelmeye başladı. Çünkü bir tek söz insanı isyan ettirebilir ve mevcut düzene baş kaldırabilirdi.
Bir tek söz insanın onurunu yeniden hatırlatabilir. Bir tek söz kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi anlatır.
Bir tek söz için ölüm göze alınır. Bir tek söz için yeniden hayatlar kurulur. Bir tek söz, söylenen bir önceki hatalı bir sözü anlamsız kılabilir.
Neden mi bir tek söz. Çünkü tek bir söz bizi insan eyler. Önce eylem vardı. Sonra söz ortaya çıktı. Bir tek söz bizi sevgiyle donatır. Bir tek söz bizi düşman eyler. Bir tek söz tüm düşmanlıkları bitirebilir.
Onun için sözün anlamını bilerek konuşmak gerekir.