Yaban domuzları, köpeksiz köy buldular değneksiz dolaşıyorlardı. Tarlalarda yaptıkları tahribat can yakıyordu. Toprağın altını üstüne getiriyorlardı. O kadar ileri gidiyorlardı ki, aileler ürünlerini kurtarmanın yollarını arıyorlardı.
Muhtar, bu işe kafa yoranlarla bir toplantı yaptı. Alınacak önlemleri tartıştılar. Çeşitli görüşler ileri sürüldü.
Muhtar, “Fındığı toplamalı, mısır saplarını kesmeli ve patatesi kopartmalıyız.” Dedi.
Aşağı mahalleden Osman Emmi, Domuzların geliş yolu üzerinde lastik yakalım. Çevreye yayılacak olan dumanı ve kokusunun etkisiyle tarlaya giremesinler.
Orta mahalleden Bodur Ahmet, silahlanıp yuvalarında onları yakıp, yıkalım.
Bodur Ahmet’in düşüncesine gelenlerin, görüş bildirmelerini istedi.
Muhtar, “Kaç kişiyle onları vurmaya gidebiliriz.” Dedi.
Yaşlılardan, Yakup’un Salih Dayı; Öldürmedikten sonra, başka tarafa kaçırmış olmak, bir mana ifade etmez. İki akşam sonra yeniden gelirler.
Muhtar, Yaramazları en azından sürgün etmiş oluruz. Gittikleri yere uyum sağlamazlarsa belki üzülüp giderler. Geri dönmeyi gurur meselesi yaparlar.
Kimseden ses çıkmadı. Herhangi bir somut karar da alınamadı.
Değirmenci dayı, Patatesleri zehirli suda bırakalım ve yemelerini sağlayalım. Sonra onları takip ederiz. Diyerek mücadeleye “Zehir” gibi yaklaştı. Belki de en çok canı yananlardan biriydi.
Muhtar domuzlar için, onlar kuyruğa girerler, biz zehir aşılarız.
Muhtarın teklifine itiraz eden olmadı. Muhtar gülmese herkes ciddiye alacaktı.
Muhtar, aslan maskesi takıp domuzlara saldıralım. Kement atıp çengel takalım. Ciddi şakalarından birini daha yapıyordu. Muhtar, bazen okul çocuklarıyla da bu şekilde şakalar yapıyordu.
Sıhhiyeci Hüsnü Bey amca, ses düzeneği hazırlayalım. Gece, gündüz uygun aralıklarla çalsın. Sesten ürkerek kaçsınlar. Muhtara döndü, onaylarsan, ben yaparım. Dedi.
Muhtar, ses düzeneğinin yanına, davul zurna yerleştirelim Eşliğinde halay çekeriz. O sırada ısınmış da oluruz. Muhtar günün birinde, değirmenci dayıya şaka yapmış. Dayı ambara buğday çuvalını boşaltmış, muhtar da gizlice üzerine mısır çuvalını boşaltmış. Buğday ve mısır beraber öğütülmüşler.
Muhtar, değirmenci dayı hangisi öğütülüyor diye sorar. Dayı buğday der, Bakarlar ki, mısır ile karışık öğütülüyor.
Aza, gözetleme yeri yapalım ve geleni vuralım, der.
Domuzun gireceği tarafa doğru mısır saplarından gözetleme yerleri yaparlar. Gece üç kişi beklemeye başlar. İlk üç kişiyi sabaha karşı değiştirecek olanlar, aynı görevi bahçelerde hareketlilik başlayana kadar sürdürecekler.
Nöbet başladığında hava soğuk sayılırdı. Eller tetikte bekliyorlardı. Bir saat geçtikten sonra, bahçeye giren domuzlardan biri vuruluyor. Gece yarısına doğru, ikinci defa ayak izi geliyor ve sese yakın kişi tetiğe basıyor ve yandım diye cevap geliyor. Karanlıkta sesin olduğu yere gidiyorlar ki, ne görsünler, aza kurşunu yemiş.
En yakın muhtarın kapısına çıkarıyorlar.
Muhtar, üzülmeyin diyor, bir onlardan bir bizden.