İstanbul deniz mavisi saçlarını tararken,
gece bir saten yorgan gibi şehrin üstünü örttü bir anne şefkâtiyle.
Güzel ve yorgun kadın şehir, ‘bir sengi cihan değen’ kahırlar çekmiş kâdim şehir, hayhuyu ve koşuştumasının verdiği yorğunluğu ve
hüznüyle dingin bir uykuya yattı.
Yorğunu, dingini, dertlisi, dertsizi, neşelisi, acılısı, mutlusu, mutsuzu, borçlusu, arlısı, arsızı olan şehrin evlerinin insanları derin ve tatlı uykularına daldılar. Her evde ayrı bir hikâyeyi oluşturmaktan yorğun düşen bedenler dinğinleşecek yarına.
Yarın yeni bir güne uyanabilmenin beklentisiyle mışıl mışıl uyuyan mı, bölük pörçük uyuyan mı, kirpiği kirpiğine değmeyen acı ve dertlisiyle, keyfinden yarım yarım yarılanıyla, kuşun sütü, yılanın ödüyle beslenip yine de şükrü az olan ve gerçekten lokmaya muhtaçlarıyla, sadece bir lokmaya ve bir hırkaya sahip olup gönlü en zengin ve yüce olan çeşit çeşit insanı vardı kentin.
Ama yine de koca kent her birinin beşiğini tıngır mıngır sallar, içli bir ninni mırıldanarak uyuttu hepsini uyutabildiği kadar.
Her insan biraz çocuktur geceleri, kimi çocukluğunun acı tatlı masallarını hatırlar, burnunun direği sızlar kiminin, gecenin belli belirsiz ve kısık sesle söylediği özlem türkülerini dinler kimi, kimi de kulağını çok gözünü dört açarak dinler gecenin masalını. Kırmızı yanaklı gürbüz bir çocuktur kimi, kimi de sıska bir çocuktur bir anne sıcaklığına muhtaç.
Kimininse
kafasında kırk tilki dolaşır kırkının da kuyruğu birbirine değmez, kurnazıdır çünkü gizli hesaplar peşindedir.
Bu iki yakası ancak köprülerle bir araya gelebilen kadın ve kâdim ana şehrin insanları türlü tevirlidir.
Ama gece adildir ve asildir, bir çok çocuğu vardır, hepsine de aynı ninniyi söyler
çünkü gece yarına gebedir.
‘Uyusun da büyüsün ninni
Koşa koşa yürüsün ninni
E e e e e’
Oysa hepsinin de duydukları ana sesidir, hepsinin de dinlediği
Anadolu’nun sesidir hem de.
Uyanık uykular hepimize gaflet, dalalet hatta hıyanet uykuları değil inşallah.
Şükran Uçkaç Yargı 10 Ekim 2023
İstanbul