Bir ömür söz konusuysa, bir gün çok kısaydı, anısı da uzun olmayacaktı. Gün boyu dağları, yamaçları ve vadileri görüş alanımıza aldık. Tepeden baktık coğrafyamıza, coğrafyamıza giren doğanın doğallığına.
Bu doğallıklar arasındaki derenin berraklığına, yamaçların yeşilliğine ve suyun çağıltısına. Heyecanımıza hâkim olamadık. Duygularımızı paylaşmak istedik. Anılarımızla baş başa kalmak için bir araya gelmeye çalışırdık.
Gün yarılanmış gölgeler önümüze düşmeye başlamış ve vadiden ışınlar elini çekmişti. Parıldayan karasu çağlarken, kurbağaların vakvakları nağmeye dönüşmüştü.
Balıkların gezinmesi, av isteğimizi artırıyordu. Balıklara bir fırsat tanıyorduk. Onları serpme ile avlayacaktık. Çiçeklerin güzel kokuları arasından sonra, av olayı farklı bir zevk sunacaktı.
Kardeşim çiçeklerin daha güzel olması için diplerini dolduralım, dedi. Balık avı için malzemelerimizi bıraktık ve bahçeye çiçeklere vardık. Av olayını yarın öğleden sonrasına bıraktık. Hatta balıkları orada pişirip yeriz, dedik.
Öncelikle çiçeklerin diplerini doldururken, doğal gübre de kullandık. Peşinden sebzeliğe indik. Sebzelerin de diplerini doldurduk. Alt yaprakları arasında sararanlarını kopardık. Günümüzü bahçede geçirdik. Sebzelerin gelişimini beğendik. Fidanlarla uğraşmak kolaydı fakat zaman alıyordu.
Bahçede çalışırken, kapıya gelen at gibi bir köpek, kediye havladı. Köpek sesi duyunca çimene koşan kardeşim, köpekle karşılaştı. Eliyle köpeği çağırdı ve ona balık verdi. Köpek kedi gibi yattı ve onu sevdik. Su verdik içti. Biraz sonra yoldan geçen taksi, korna çaldı ve köpek kafasını kaldırdı. Kalktı, yola koştu ve zıpladığı gibi taksinin penceresinden arka koltuğuna atladı.
Bir günlük anımıza köpeği de ekledik. Çünkü bizimle iki saat zaman geçirdi. Köpeğimiz gibi hareket etti.
Akşamüzeri köpeğin sahibi taksiyle geçerken, köpek taksiden atladı ve kapıya geldi. Dışarı çıktık ve onu arabasına gitmesini söyledik. Sahibi geldi oturduk ve köpeği anlattı. Kim yemek verirse onun kapısında bir gün kalıyor sonra çıkıp eve geliyor, dedi.
Yarın eve gelirdi. Mahallede öyle alıştırdılar o da iki günde bir evden kaçıyor. Burayı da belledi. Yedirdiğiniz için sizi bir zaman daha unutmaz.
Köpeğin sahibiyle biraz daha konuştuk ve onu arabaya attı.
Hasan TANRIVERDİ