Hiçbir eğitimi veya benzeri başarısı olmayan, genel kültürü ve zekâsı düşük ama bir şekilde çok para kazanma şansı bulmuş, özgüveni tavan yapmış kişilerin çoğaldığı gerçek. Kişinin egosu kişiyi yönetirse bu daha büyük felakettir. Hırs olmadan başarı gelmeyeceğini düşünerek birde hırslanırsa vay haline. Ne kadar çok eğitim ve bilgi o kadar düşük ego. Bilgi salt eğitim yoluyla elde edilen bir güç olmadığından, okuyarak, gezerek, dinleyerek, örnek alıp araştırarak tüm argümanlarla bu güce sahip olabiliriz.
Merak edip, bilinçlenmek için bol bol kitap okumak gerekir. Örneğin, Milletvekili ve Belediye başkanlığına aday olanlara soralım. Kitap okur musunuz? En son hangi kitabı okudunuz? Alttan başlayarak en üst makamdakilere sorduğumuzda gazete bile okuyamıyoruz cevabını alabiliriz.
Sorgulayıcı ve yorumlamayı tamamen unuttuk. Sürekli ödüller verilen meşhur bir şehirdeyiz. Hep söylüyorum. Söylemeye devam edeceğim. Kısa ve basit bir dille katılım gösteren bir dostuma sordum; Amacı neydi? Kime ve Neye ödül verildi? Valla bilmiyorum? İşte hepsi bu kadar. Aklıma Nasreddin Hoca fıkrası geldi;
Çocuklar, pazara gelen Nasreddin Hoca’nın etrafını sarmış. “Hoca, bana düdük al!” demiş biri. “Bana da, bana da!” demiş bir diğeri.
Diğerleri de sırayla:
– Ben de düdük isterim!
– Bir tane de bana! demişler.
İçlerinden sadece biri Nasreddin Hoca’ya düdük parası vermiş. Hoca, parayı alıp pazara gitmiş.
Hoca, akşam pazardan dönünce çocuklar etrafını sarmış. Her biri düdüğünü istemiş. Cebinden bir düdük çıkaran hoca, parayı veren çocuğa vermiş.
Diğer çocuklar hep bir ağızdan bağırmış:
– Hani bizim düdüğümüz?
Nasrettin Hoca gülerek,
– Parayı veren düdüğü çalar, demiş.
Hayatımızda büyük değişiklikler yapan Atatürk’ün Nutuk ile birlikte 9 kitap yazdığını bunların ikisinin Almancadan Türkçeye çeviri, diğerlerinin ise kendisi tarafından bizzat kaleme alınan askeri, siyasi ve medeni bilgileri içerdiğini ve bir de geometri kitabı yazdığını ve 3 bin 997 kitap okuduğunu birçoğumuz biliyoruz. Okumadan Alim, yazmadan kâtip olunmaz. Kitap okumadan hatta akademik olarak bölümünü bitirmeden o kadar çok uzmanlarımız mevcut.
Uzmandan geçilmiyor ki. Kişisel gelişim uzmanları, güvenlik uzmanları, güzellik uzmanları, yaşam koçları, her bakanlıkta bolca bulunan uzmanlar. Çalışmış, çabalamış, herkesin saygı duyacağı ve ilham alabileceği eserler ortaya koymuş kişiler bu uzmanların yanında ney ki! Uzman nedir? Uzman, belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs. Uzman doktor, hesap uzmanı, iç hastalıklar uzmanı, diyabet uzmanı, beslenme uzmanı gibi. Kendilerine göre titri uydurmaktan asla utanmaz oldular. İşin özüne dönecek olursak yanlışları doğru kabul etmeye, sormaktan korkmaya, demokratik hakkının olmadığını düşünmeye. Susmaya ve sorgulamamaya devam mı edeceğiz.
İnsanın kendini yenilemesi, zamana adapte olacak şekilde yeni fikirlerde düşünerek ve ufkunu genişletmesi için okuması gerekiyor. İnternetten kitapların kısa özetini okumakla, kopyala-yapıştır yazılarla sadece kendinizi kandırabilirsiniz. Bilgi ayna gibidir. Yansıma yapar.