Bir bahar günü çocuklar gibi şendik. Çünkü Gülhane parkına gidecektik. Sabah kahvaltısından sonra, hazırlandık. Sultan Ahmet’te indik ve parkın ana kapısına yöneldik. Tarihi eşya satan dükkanlardan geçtik. Vitrindeki çeşitli halı ve kilimler, el işçiliğinin nadide örnekleriydi.
El işçiliği, halı ve kilimler hakkında biraz bilgi almak istesek de arkadaşlar itiraz etti. Hangi yüzyılda el emeği göz nuru dökülerek dokunmuştu. Gülhane parkının tarihi kapısına yaklaştıkça neşelendik. Neşe, sevinç ve kuş sesleri arasında parka indik.
Parkın yüksek ağaçları, kalıcı çiçekleri ve yürüyüş yollarına büyülendik. ”İyi ki geldik” dedik.
Bahar gününün sıcaklığının normal olması da gezimizi daha güzelleştirdi. Hayvanlar kısmına yönelmedik. Yeşil alanlarda gezmeyi düşündük.
Gülhane’nin Sarayburnu tarafına geçtik ve boğazı gören bir yerde oturduk. Oturduğumuz yer ağaçların altıydı ve boğaza nazırdı. Eminönü, Kadıköy, Sirkeci ve Üsküdar semtlerini konuştuk. Ayrıca Marmara denizine açılan suları için arkadaşlar şiirler okudular. İçimizde ne cevherler varmış öğrendik.
Gülhane üstü Topkapı sarayı bir ada Osmanlının yönetim merkezi muazzam manzara güzellikte bir numara. Boğaz, Haliç ve Marmara üçgeni dehşet bir görüntü.
Bu kadar güzel bir görüntünün olabileceğini düşünemezdim. Bir daha gelirsek herhalde bizde şair oluruz.
Öğleyin geçmiş hâlâ oturuyoruz. Büyülenmek bu demek dedim. Kimsenin kalkmak umurunda değildi. Sarayburnu’na inip oradan Eminönü ve okula diye bir program yaptık.
Sarayburnu’na zor indik kalabalık o kadar çoktu. Ağaçların arasından aşağıya yola indik. Orada bir arkadaş grubuna rastladık. Onlar daha yeni geliyorlardı. Birlikte fotoğraf çektirdik.
O günlerin manzarası ile günümüzü karşılaştırsan kimse için, o kadar büyük değişim var ki inanılmaz. Değişimin iyi ve iyi olmayan yanları da ortada.
Eminönü’nden Topkapı’ya otobüslerden körüklü yani elektrikli vardı. Biz elektriğe bağlanan kollarından dolayı boynuzlu derdik. Boynuzlu otobüsler çok lükstü. Onlarla okula gidip geliyorduk.
Gülhane parkı, baharın neşesine güzellikler kattı. Sevinç içerisinde uçarak okula döndük.
Hasan TANRIVERDİ