Yüce Allah “bin aydan hayırlı” kıldı. Bilecek miyiz Kadir gecesinin kadrini. Kur’an indi kadir gecesinde. Yaşayacak mıyız Kur’anı… Kur’an sadece inananlara inmedi. Dünyaya indi… Onlar da yaşamadıkça Kur’an yaşanmış sayılmaz…
Günümüzün firavunları geçmişin firavunlarından daha “İlah” Musalarımız hikmetle o firavunlara gitti mi? Kur’an belirli sınırlar içinde yaşanmak için inmedi ki, onlardan bize ne diyesin. Birleşmiş milletler Firavunlara ilah olmadıklarını hatırlatmalıydı. Kızıl denizde boğulurken “Ben de Musa’nın ilahına inandım” diyecek kadar acizdi aslında Firavun. Öyle korkmaya hakkın var mı? Kur’an ahlakına sığar mı bu korku… Kim yapacak bu zamanda Musa’nın rolünü… Kur’an bir kabileye inmedi… Dünya Firavunları karşısında Musaları bulmalı…
Ebabiller yine gelir mi bilmem ama Ebreheler ordusunu hazırda tutuyor Kabeyi yıkmak için, dünya artık bir köy kadar küçüldü. Ebrehesi belli bu köyün…
Malının çokluğu ile övünenler dünyanın Karunlarıdır. Dünya denilen bu köyün Karunları da belli.Kur’an ahlakıyla onları gözlemliyor muyuz? O hırsızları, kul hakkı yiyenleri saygıya layık görenlerden olma sakın.
Dünya denilen bu köyde yeni Bedirler yaşanırken safımız ne oldu. Biz Faizi iki fakire yaşatmakla yükümlü sanıyoruz kendimizi. Kur’an İlahi kitaptır. Mü’mini dünyanın her bir yerinde yaşananlar ilgilendiriyor, ama biz görevimizi de kafamıza göre belirlemişiz. “Allah gücümüzün üzerinde yük yüklemez.” Bedir de melekler geldi yardıma… Hendekte esen bir rüzgar kafirlerin çadırlarını başlarına geçirdi… Dünya denilen bu köyde yalnız değiliz. Melekler bizimle. Rüzgarlar bizimle, ebabiller bizimle…
Kadir gecesinde iki camiyi ziyaret ettin mi görevim bitti sanan, yanılıyorsun… Kadir gecesinde dünyayı yaşanılır hale getirme görevin var eğer mü’minsen Allah seninle…
Ebu Talipsiz Şimdi Dünya
Allah’ım yine
Ebu talipsiz dünya…
Ebu talipsiz yine dünya
Sen efendi ben parya…
Ebu talipsiz yine dünya
Ey hicret kapın nerede
Öyle yalnızım ki, Allah’ım
Ve Ebu talipsiz şimdi dünya
Ağlayalım halimize
Ebu talipsiz şimdi dünya
Yine vicdansız dünya
Yüreğim yasta
Ebu talipsiz şimdi dünya
Kardeş ülkelerde yıkımlar ve savaşlar
Meydanlarda tek dişi kalmış canavarlar
Ve Ebu talipsiz şimdi dünya
Yine kutlu dava öksüz…
Azdı yine soysuz
Kardeş ülkelerde yıkımlar ve savaşlar
İki cihan güneşi efendim
Adını öğrettiğinde annem
Küçük bir çocuktum henüz
Bir ışıktın içimde
Gül yüzünle
Bir ışık vardı dudaklarımda
Adın dilimde
Bir güneşsin içimde şimdi
Candan öte hep
Yer yüzüne rahmet indi
Can Muhammet seninle
Yıkıldı karanlığın surları
Nur Muhammet seninle
Güzel ahlak verildi sana
Rabbin terbiyecin
Kur’an verildi sana
Musa’nın asası verildi sana
Ah Ebu Talipsiz şimdi dünya
Ve yine kutlu dava öksüz efendim
Ahir zaman mı ne
Sağımda-solumda gafiller
Bir zamandayım sis duman
Akıllar hasta
Vicdanlar hasta
Yüreğim yasta yine
Hüzünlü şimdi feza
Güle gülmek yasaklandı diye
Bülbüllerin figanı var
Balçıkla sıvanan şimdi güneş
Gün günü aratıyor efendim
Yüreğim yasta
Seherlerde namaz kıldım
Adını andım
Susmadım vurulurken bir gülün boynu
Ya günahlarım
Günahlarım çok
Sıra sıra dağlar gibi
Hangisini sayayım
Ümmetinin günahkarları arasında say beni
Ebu talipsiz şimdi dünya
Şimdi kutlu dava öksüz efendim
Yüreğim yasta
Ümmetin halini sorma efendim
Gaflette ümmetin
Kimi namaz kılmaz
Kiminin haramdan yok korkusu
Vicdanı kararmış kırılmış ölçeği
Bir de güneşi balçıkla sıvayanlar
Bu güneşi balçıkla sıvayanlar
Bulur mu bir gün gerçeği
Ebu Talipsiz şimdi dünya
Şimdi kutlu dava öksüz efendim
Yüreğim yasta hep