Denize nazır parkta kahvesini yudumlamadan işine gitmezdi. Tanımayan bir kurumun genel müdürü zannederdi. Takım elbise ve yağmurluğuyla çok düzgün giyinen, bir insandı.
Her türlü bıçağın ustasıydı.
Bıçağın demirini özel sipariş ederdi. İşini baştan sağlam tutardı. Dükkanını gören, düzen ve temizliğine inanamazdı. İş önlüğünü giyer ve ürünlerini sergilediği ve atölye bölümü ayrıydı. Bıçak ustasının saçları kısa tıraşlıydı. Uzun boylu, beyaz deriliydi.
Ona göre hayat, güler yüzlü olmaktı.
Ailelerin getirdiği bıçakları biletir ve analardan para almazdı. Bıçağın çeliğini beğenirse onu yenilerdi. Kendi bıçaklarını normal kullanılmışsa biletmezdi.
Ekmek bıçağı branşıydı. Ekmek bıçağının ağzı körelmez. Yalnız kullanma kılavuzuna uyacaksın derdi. Meyve bıçakları da yapar asla paslanmazdı. Bunları alan bilemeyi unutur,” derdi.
Doğru ve dürüst hareket etmek doğalıydı. Hiçbir işi baskı ve öncelikli olarak yapmazdı. Sıra denilen bir şey var, derdi. Gönlünün yatmadığı, ruhunun rahat etmediği işi yapmazdı. Müşteri hangi ürünü isterse rahatlıkla garantili satardı.
Ürünleri garantiliydi ama kullanım kılavuzunu da verirdi. Çünkü bıçağını kuruya vurmayacaktın. Bilinmeden vurulmuşsa dahi üzülürdü. Bilerek yapmışsan yanına gitmeni istemezdi.
İşinin efendisi olacak ve özgür düşüneceksin. Çünkü devamlı daha iyisini, daha farklısını nasıl yaparım diye çalışacaksın, diyordu.
Kaya parçasının içindeki heykeli küçük vuruşlarla ortaya çıkaran, heykeltıraşın sabrını gösteremeyen kişiler tezgâhın başına geçmesin. Ruhu sevgiden yana ve kalbi de ahlak ölçüsünde atacak ki usta olsun, diyordu.
Ustalık kabiliyetlerinin değerlendirilmesi, böyle ustaların omuzlarında yükselecektir. Onun için köle ruhlular sanat işini yapamazlar. Fikir işçisi olsun, işleri yürüten işçiler olsun hepsinin omuzlarında insanlığın direkleri taşınır, diyordu.
Yapılan işler onların kalbinde sevgi ve dilinde memnunluktur. Onlar işinin efendisidirler. Bir demirci ustası çekicinden şikayetçi olamaz. Toprağına çalışan, ürettiğiyle gurur duyan çiftçi mutludur. Toplumda böyle çalışanlar hayatı neşe içerisinde geçen şahsiyetli insanlardır.
Daha iyisini ve üstününü başarmak amacında olan insan yetiştirmenin yollarını gözlememiz gerekir. Yaptığından mutlaka memnun olmak şarttır. Çünkü ürünün de o niyetle değerlenecektir.
Hedefe doğru emin adımlarla yürüyecek ve devlet çalışanına gelecek kaygısı yaşatmayacaktır.
Hasan TANRIVERDİ