Geçmişte beraber çalıştığımız bir yöneticimiz eşinin çalıştığı kurumdan dolayı, etrafıyla birlikte adeta köy ortamını andıran bahçeli bir lojmanda oturuyordu. Ortaokula giden bir de kız çocukları vardı.
Lojmandan çıkmaları gerektiğinde şehir merkezinde 11 katlı binanın en üst katına yerleştiler ve bu kat bulvara bakıyordu.
Yıllardır yeşillikler içerisinde sessiz sakin bir ortamda büyüyen, toprağa dokunan, sürekli oyun oynayabildiği ekolojik bir ortamdan gelen kızımız; yeşilin olmadığı, yoğun şehir gürültüsünün olduğu, oyun imkanının olmadığı ve her şeyden önemlisi toprağa uzak en üst katta oturmalarından dolayı kısa zaman sonra rahatsızlandı, ciddi psikolojik sorunlar yaşadı ve aile benzer bir ortama geri dönmek zorunda kaldı.
Yeşilin dolgu malzemesi olarak kullanıldığı sitelerimizde devasa katlar, dolgu malzemesi yeşil ve oyuncaklar ne getirir ne götürür sizce.
Ancak sitelerimizin önünden hastanelerimize dolmuş geçiyor, bununla gurur duyabiliriz.
Büyükşehir statüsü kazanmamızla birlikte büyük umutlara kapıldığımız büyükşehirimiz büyük bir betonlaşma yarışının içerisine girmiş durumda.
Durugöl spor kampüsü beton kampüsüne döndü, asıl sıkıntı geride…
Spor kompleksinin etrafında doğal gölünde içerisinde olduğu alan resmiyete uydurularak betona peşkeş çekildi. (Allah’tan korkun içerisinde göl olan ve adı bile durugöl olan bir yer burası, bu utanç sülalenize yeter)
Tüm ilçelerde TOKİ ve bununla yarışan yerel inşaatçıların kat yarışı devam ediyor. Sadece Fatsa’da değil elbette…
Kamyon garajı beton yığınına döndü…
Botanik park bu doğrultuda ilerliyor…
Anemon otelin sağ ve soluna; mevcut mendireğin 3 katı büyüklüğünde tali, 5 katı büyüklüğünde ana mendirek yapılıyor, belde oltelle anemon otel arası da betonlanıyor.
Belde otelin arkasına 25 katlı 3 blok yapılıyor, zannederim her biri çift daire üzerine. Gelen tepkiler üzerine kat yüksekliği ve son şekli tartışılıyor. Ancak sadece betona çalışan kafalarının içerisindeki ideal yapı 25 kat 3 blok.
Sayın cumhurbaşkanımız bu tarz hareketlerin ihanet olduğunu net söyledi, bu sözün üzerine söyleyecek sözüm yok malesef.
Tam bir beton kapanındayız…