Eğitim fakültesi mezunuyum. Hani bitirince eğitimci olacağımı biliyordum.Birinci sınıftan itibaren branş derslerinin yanı sıra eğitim dersleri alarak son sınıfta da liselerde staj yaparak okudum.Hani ziraat mühendisi olup 8 ayda formasyon belgesi alarak öğretmen olmadım. Yeterlilik sınavına girdim,belgem kayboldu gelmedi. Yine de bakanlığı dava etmedim. İlk tayin yerimin ismini duyunca tüyleri diken diken olanlar varken üç yıl ülkemizin en güneydoğu ucunda susuz misafirhanelerde öğretmen evlerinde yarı göçebe yaşayıp hizmet ettim. Derse girdiğimde kalemi olmayan öğrenciler için çantamda her zaman bir deste kalemle dersten derse koştum.Hocam bizim buralarda okusan ne olur okumak için Hakkari dışına çıkınca geri gelsen ne olur, buralarda iş imkanı yok ki diyen öğrencilerime neden meslek sahibi olmaları gerektiği konusunda defalarca resmen seminerler verdim. Sizler Ankara’da başkentte odanızda danışmanınızla toplantıdayken yağan karların arasında kentin içinde oluşan kanallar arasında sabah ilkokula, öğlen ortaokula öğleden sonra da lisede derslere giren akşam öğretmenevinin yemeğini bile yemeye takati kalmayan ve yorgunluktan beslenememekten bronşit geçirip ateşler içinde kalıp günlerce iğneler yiyen sonra aman “Çocuklar dersten geri kaldılar, benim okula geri dönüp calışmam gerek.” Diyen bendim.
Sabahları ilkokulda görev yaparken ana sınıfı öğrencileriyle kucak kucağa oyunlar oynayıp öğleden sonra lisede öğrencilerime yurdumuzun dağlık bölgelerinde geçim kaynaklarını anlatıp ülkenin en ücra köşesindeki cocuklarimiza vatan ülke sevgisini aşılamaya çalışan bendim. Hafta sonu ya da kar soğuk demeden lise son sınıflara üniversite sınavı için ders anlatan bendim.Ankara’ya atandıktan sonra aman bu çocuklar imkan içinde demeden, onlarla rehber bir öğretmen gibi ilgilenen bendim.Okulda hizmetli olmadığı için yıllarca nöbetçi olduğum günlerde sabahları arkadaşlara çay demleyip öğretmenler odasının tozunu alan bendim. Öğretmen arkadaşımla tuvaletlere dezenfektan döküp temizlerken zehirlenen yine bendim.Okumayacağım diyen öğrencimin evine gidip ailesini ikna edip dil tarih coğrafya fakültesine yerleşmesini sağlayan sonra aynı öğrencime Kızılay’da mağaza mağaza iş arayan bendim… Tacize uğrayıp ailesine söyleyemeyen kız öğrencimin durumunu öğrenip, ailesine ve idareye, öğrencime tekrar bir travma oluşturmadan anlatmaya çalışırken gün boyunca gizli gizli ağlamaktan ve aç kalmaktan…eve gidip migren atakları geçirip, acillere yetişip iğneler yiyen yine bendim.
Maddi durumu zayıf öğrencileri sınıf öğretmenleri bile anlamazken…iki üç soruyla anlayıp…tüm arkadaşlarından gizleyip, bu çocuklarıma bir öğretmen maaşıyla gıda, giysi ve maddi yardımlarda bulunan bendim.
Kantinde nöbetçi olduğum günlerde kuru simit yiyenleri görünce ayran ya da çay alıp zorla içiren bendim.
Üniversiteli olsa da yine de takip edip onlara burs bulmak için tüm tanıdıklarımı seferber eden bendim. Yine maddi durumu zayıf öğrencilerime, öğretmenler arasında para toplayıp, aylık dersane ücretini karşılayan bendim.Kendini siyasi yelpazenin farklı taraflarında tanımlayan öğrencilerime… “En büyük ortak paydamız vatanımız, vatan sevgisinde birleşeceksiniz, çalışıp üreteceksiniz ve birbirinizi seveceksiniz. Kavga etmeye zamanımız yok.” Diye tüm gençler arasında yıllarca köprü olmaya çalışan bendim.
Mesleğimi yaparken, öğrencilerime iyi model OLMAK için, kadın sürücülerin tek tük olduğu 1992’lerde Zap Vadisinde, direksiyon sınavına giren, başkente gelince estetisyenlik, bilgisayar, ingilizce kurslarını bitiren; İngilizce kursundan TÖMER diplomasını alan, fitoterapi, sanat terapisi eğitimlerini özel kurumlardan alan, daha bir dizi hizmetiçi kurslarını da bakanlıktan alan bendim.
Bu yıl da tekrar psikoloji lisans eğitimine başlayan yine benim.
Çalıştığım lisede çevre projeleri yapıp tüm masrafları kendi cebimden karşılayan da bendim. Geri dönüşümle ilgili yaptığım proje ile, okuluma ilçe birinciliğini ve Ankara üçüncülüğü getiren… ve yine o dönemki müdüremizin TKY ödül törenine gururla katılmasını sağlayan bendim. Üstelik proje için gerekli dergi çıkarma,ağaç dikme,gazete çıkarma, stand açma,broşür bastırma, afiş çıkarma gibi tüm masrafları cebimden karşılayan ve tüm iş yükünü tek başıma yüklenen bendim. Küresel ısınmanın ismi duyulmamışken, sokakta öğrencilerim vasıtasıyla röportaj yaptıran da bendim. Öğrencilerimi AVM’lere gönderip, yönetimden izin alıp, insanlara geri dönüşüm hakkında bilgi verdiren bendim…ve bu öğrencilerimi de performans ödevi yapmış sayıp onları da ödüllendiren bendim.İki yıl öğrencilerimi fidan dikmeye götürmek için her türlü izinleri alıp, çal çamurda fidan dikeceğiz diye ter döküp okula dönünce müdürün yerleri çamur etmeyin diye öğrencilerime kızdığında itiraz eden de bendim.
Okulumu tanıtmak için, Neşet Ertaş Kültür Sarayında ODTÜ’de stand açan ve DSİ’nin açtığı kısa film yarışmasına öğrencilerimi sokup onların ödül almasını sağlayan ve okul müdürümüzün yemekli ödül törene katılmasını sağlayan bendim.
30 yıldır annesi olmayan, babası olmayan maddi durumu zayıf, psikolojik durumu iyi olmayan ya da farklı aile travması olan çocukları fark edebilmek için, sınıflarda beş değil, adeta sekiz duyu organıyla ders anlatan da benim.
Okuldan 2014 yılında şube müdürlüğü sınavına girip kazanan iki öğretmenden biri de bendim ama mülakatta diğer arkadaşıma ülkemizin uluslararası telefon kodu nedir diye sorulurken 16.Milli Eğitim Şura Kararlarının sorulduğu öğretmen de bendim.
Şimdilerde okul kantininde çay dört lira olduğu için kantinde kimler neler alabiliyor diye takipte olan, benim ve ben hâlâ uzman öğretmen değilim sayın bakanım…Benim otuz yıl verdiğim emek ve hizmet yetmiyor, yine sınava girmem gerekiyor ve kazanırsam ismimin başına uzman kelimesi gelecek ve maaşım 1500 TL civarında artacakmış.Ben şimdiye kadar bakanlığımızın açtığı ve girdiğim sınavları kazandım, ünvanım da gelirim de değişmedi. Şimdi maaşımın artması için 30 yıl bu kadar emekten sonra sınava girip uzman olmam gerekiyormuş. Ben şimdiye kadar UZMAN olamamış bir öğretmen miydim?…Sahi sayın bakanım ben şimdiye kadar sadece öğretmen miydim ? Ben 30 yıldır çalışırken benim çabalarımı öğrencilerimden başka kimse kayda almadı mı…çabalarımın kamera kayıtları öğrencilerimin hayatları mı….sayın bakanım?