2 Mart günü Ülke tv’de katıldığım programda söz -kaleminden Müslümanlara yönelik kin ve nefret damlayan- Bekir Coşkun’a geldiğinde, özetle “O Müslüman bir adam değil. İslâm’a küfreden bir adam. Açın, Müslümanlara ve İslâm’a küfretmediği bir tane yazısı yok.
O, bu sözlerime itiraz etmeyecektir. Hatta bundan mutlu da olacaktır. Diliyorsa köşesinde de Müslüman olduğunu yazsın” demiştim.
Bu sözler aynı dakikalarda haber sitelerinin büyük çoğunluğunda manşet olmuştu. Siteler “Bekir Coşkun ne cevap verecek” diye yazdılar. Bekir cevap vermek yerine “izne” çıktı. Kısacık süren izinden sonra sözlerime cevap veremedi. Çünkü verecek sözü yoktu.
Zira Gaziantepli Bekir’in geçmişi ve mensubiyetini bölge halkı gibi biz de biliyoruz. İcap ederse bir başka zaman yazarız.
Bekir, 12 Mart’taki “Mevlit” başlıklı bir yazısında: “İyi ama benim karım Katolik dedim” diye yazdı. “Özel hayatımın anısı ama okurlarım hayatımızda ne varsa bilsinler isterim” diye yazan Bekir, “O gün iş çıkışı evin önüne geldiğimde, içeriden yanık bir mevlit sesi geliyordu… Kapının önünde bir sürü araba vardı… Şoförler kaldırıma oturmuş mevlit helvası yiyorlardı, şaşırmıştım… O zaman Maliye Bakanı Adnan Kahveci‘nin şoförünü tanıdım, “Neler oluyor?”diye sordum… “Sizin yenge hanım mevlit okutuyor, ben bizim hanımefendi’yi getirdim” dedi. “İyi ama benim karım (Andree) Katolik” dedim…
Bekir kinini kusmaya şöyle devam ediyor: “Mevlitler, dualar, ibâdetler beni eskisi gibi etkilemiyor. Cami gördüğümde, harap edilen yeşil alanları, altlarındaki çarşıları, siyasete âlet edilmiş duyguları düşünüyorum. İmam deyince zaten canım sıkılıyor.”
SOSYAL MEDYADAKİ MESAJ HER ŞEYİ ÖZETLİYOR
Sosyal medyada dolaşan “Türkiye ne çektiyse ben Türküm diyen Yahudilerden, ben Kürdüm diyen Ermenilerden, ben Aleviyim diyen ateistlerden ve Müslüman’ım diyen münâfıklardan çekti” şeklinde haklı bir mesajı görmüşsünüzdür. O halde yürekli davranıp hakikat neyse onu haykırın, biz de alkışlayalım.
SELİN SAYEK BÖKE NEYE İNANIYOR ÖĞRENEMEDİK
Bekir meselesinden önce, CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke hakkında da benzer bir tartışma başlamıştı. CHP’li Böke, ‘vaftiz edildiği‘ iddiasına cevap verirken “İlk ve son kez açıklıyorum. Ailemin bir tarafı Hıristiyan, diğer tarafı Müslüman” demiş, ancak kendisinin hangi yarıdan olduğunu söyleme cesaretini gösterememişti. Böke bir adım daha ileri giderek, kamuoyunun önemli bir konumdaki siyasetçisinin inancı hakkındaki bilgi alma özgürlüğünü nefret suçuna bağlamıştı.
Zira merak edilen şey, anne ve babasının hangi inanca mensup olduğu değil, Böke’nin inancıdır. Bir gün kendisini idare edebilecek kişilerin inanıp inanmadığını, inanıyorsa neye inandığınızı bilmek bu milletin en tabii hakkı. İşi nefret suçuna bağlamadan ve gargaraya boğmadan çıkıp açık açık söyleyin… Müslüman mısınız, Hıristiyan mı, yoksa ateist mi?
CHP’lisiniz ve kimse size neden CHP’lisiniz demiyor. Hıristiyan’sanız da çıkıp “Ben Hıristiyan’ım var mı diyeceğiniz” deyin, herkes bilsin ki Selin Sayek Böke Hıristiyan’mış yahut Müslüman’mış. Mesela şayet Hıristiyan iseniz, çekinmeden sıkılmadan gidin kilisenize âyinlerinizi göğsünüzü gererek yapın. Hatta Garo Paylan gibi Pazar TBMM’den isteklerinizi sıralayın.
BU SORULAR KILIÇDAROĞLU İÇİN DE GEÇERLİ
Bekir hiç sevmediği Müslüman Türk milletine hakaret ederkenki cesareti bu meselede gösteremese de, dolambaçlı olarak sözü ‘anlayan anlasın’ kabîlinden, Müslüman olmadığını söyledi.
Oysa tiyatrocu Lale Mansur yıllar önce katıldığı “Söz sende” programında “Ben Müslüman değilim” demiş, Yaşar Nuri Öztürk de “deist” olduğunu açıklamıştı.
Mesele onun bunun Müslüman olup olmaması değil. Mesele çift kimliklilikte, münafıklıkta… Zira bu ülke 3 asırdır ve özellikle de 120 yıldır sözde Müslüman, hakikatte ise İslâm düşmanları yüzünden çok çekti. Daha fazla çekmek istemiyoruz.
Bekir’in inanmadığı Allah (c.c.) kimseyi Müslüman olmaya zorlamıyor. Dileyen inanır, dileyen inanmaz. Ama kimse kimliğini gizleyerek, İslâm’ı ve Müslümanları aşağılayamaz, saldıramaz.
Ayrıca biz Müslümanlar; Hıristiyan, Yahudi veya başkaca toplumların içine gidip başka bir yüzle onlardanmış gibi davranmıyoruz. Kimsenin de, Müslüman kılığına bürünüp mahallemizde salyangozculuk yapmasını kabul etmeyiz.
Yiğit olanlar çıkar, inancı veya inançsızlığı açıklar. Biz de onun sözünü ve davranışını inancına göre değerlendiririz. Mesela kasetle gönderilen Baykal’ın koltuğuna roket atarla indirilen ve bugün oraya oturtanlara diyet ödeyen Kemal Kılıçdaroğlu için de geçerli Selin Sayek Böke’ye sorduğumuz sorular.
Kavmini gizleyenlere diyoruz ki, kavminizden utanmayın, zira o sizin tercihiniz değil. İnancını gizleyenlere diyoruz ki, cesur olun, yürekli davranın ki sırtınızdaki ağır yükten kurtulun. Ayıp olan şu veya bu olmak değil, onu gizlemek.
BEKİR GİBİLER ÇIKIP DESE Kİ:
Mesela Bekir gibiler çıkıp, “Yahu biz Müslüman falan değiliz. Dedeleriniz geldi buraları fethetti. Biz de sizden geri almak için gerçek kimliğimizi saklıyoruz. Aslında ne Türk’üz, ne de Müslüman. Derdimiz Erdoğan falan da değil, asıl derdimiz O’nun temsil ettiği inanç ve değerler” dese, hiçbir mesele kalmayacak. O zaman biz de diyeceğiz ki: “Bu toprakları Müslümanlar fethetti ve ilelebet de Müslümanların kalacak. Gayretleriniz boşa. Nâfile işlerle uğraşmayın!”
Akşam gazetesi yazarı ve AK Parti milletvekili Markar Esayan, Sivaslı Ermeni bir baba ve Kütahyalı Müslüman bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini ve babasının inancını benimsediğini saklamıyor. Esayan bizler gibi yerli ve Türkiye sevdalısı bir insan.
HDP’li Garo Paylan, Ermeni Ortodoks. Yine HDP milletvekili Erol Dora’nın da Süryani olduğunu herkes biliyor. Kim ve ne olduklarını inkâr etmeyen bu kimseler ikiyüzlü davranmıyor. Kimse de bu kimseleri kınamıyor, kınamaya hakkı da yok zaten. Esayan, Paylan ve Dora gibilere bir sözümüz yok. Onlar inançları ve kimlikleri konusunda samimiyetleri nedeniyle iyi örnek olan kimseler.