Doğruya ulaşmanın yolu, yanlıştan geçer. Her başarı, doğru alınan kararın neticesidir. Ancak doğru karar almak için iyi bir tecrübe sahibi olmak olmazsa olmazlardandır. Ve tecrübe denen deneyim de çok pahalı bir olgudur. Herkes bu pahalı bedeli ödemeyi göze alamaz. Bunu göze almak her kişinin değil, gözü pek ve er kişinin işidir. İşte bu ağır bedeli olan tecrübede yanlış kararların toplamından elde edilen bir sonuçtur ki; bundan dolayı çoğu denemekten ve hatta yaşamaktan dahi korkarlar.
Denemek yerine kendilerini hayatın akışına bırakırlar. Kendini hayatın akışına bırakanların varıp ulaşacakları bir menzilleri asla yoktur ve olamaz. Çünkü hayat akan bir ırmak misalidir. Kendini gelişi güzel bu ırmağın akışına bırakanlar ancak ve sadece bir çalı çırpı yada başka bir engele takılıp orada sadece debelenirler. Böylesi bir varlık, yaşam değil, sadece yaşamın içinde bir var oluştur. Var oluş ise; sadece sayısal bir veriden ibaret olmaktır. Oysa yaşam, canlıdır. Etki ve tepki dediğimiz tepkimeyi gerektirir. Ve her varlığın doğası gereği olması ve yapması gerektiği gibi bir şekilde bu canlılık ve etkiye bir tepkide bulunur.
İşte böyle olmakla var olmak ile yaşamak birbirinden ayrılır. O yüzden şunu diyebiliriz; bu hayatta iki çeşit insan vardır. Bunlardan biri, var olanlar. Diğeri ise, yaşayanlardır. Herkesin yaşayan olması dileği ve temennisi ile başka bir yazı da buluşmak ve beraber olmak dileği ile sağlıcakla selametle kalın. Allah’a emanet olun.
Vanlı Yazar Ebubekir Demir