Söylenen sözleri anlamaya başladığımdan beri “Nerede o eski bayramlar” sözünü duyarım. Sadece ben mi? Her bayram bu sözleri söyleyenlerin sayısı az değildir.
Kırk yıl altının bu sözü niçin söylediğini pek anlamış değilim.
Çünkü yaklaşık yarım asırdır bayramlar hep birbirinin aynı.
Çocukluğumda hayal meyal hatırlıyorum bayramların nasıl olduğunu ve bugünküne benzemiyordu. Yalnız gün gittikçe bir değişme olduğu da gözle görülüyordu. O bayramlara has ferdi, ailevi ve toplumsal kurallar yerini yavaş yavaş başka şeylere terk ediyordu.
Aradan fazla süre geçmeden bayramlar tatil hükmüne girdi. Artık bayram gelse de şurya, buraya gitsek planları yapılmaya başlandı. Dolaysı ile de “Nerede o eski bayramlar” hükmü ortadan katlı.
Özellikle teknolojinin hâkim olduğu günümüzde insan ilişkileri bir hayli azaldı. Kimse kimseyle sohbet etmiyor. Yan yana bile birbirleriyle mesajlaşan bir nesil beliriverdi. Herkes makineyle konuşmaya başladı. Böylece eski bayramların da tadı kalmadı.
Özellikle bölgemizin adetleri ortadan kalktı. Evden eve dolaşmalar, büyükleri ziyaret etmeler, geçmişlerine Fatiha okuyanlar, yardıma muhtaç kişileri arayıp sorup bütçesine göre yardımda bulunanlar şimdi artık yok.
Aslına bakarsanız bayramları insanlar değiştirdi.
Günümüzde biri çıkıp “fazla iş kaybı oluyor, şu bayram tatillerini kaldıralım” dese ülkenin tamamı, buna karşı çıkar. Küçüğünden büyüğüne, işçisinden memuruna, laikinden Müslümanına ve daha ne kadar sosyal siyasal zümre varsa bu fikre karşı çıkar. Karşı çıkmalarının tek nedeni bayramların kaldırılması değil, tatilin ortadan kalkmasıdır.
Yani bayramlar “bayram” değil tatil hükmüne geldi. Kısaca “Nerde o eski bayramlar” serzenişi lüzumsuz söylene bir söz. Yoksa bayramların değiştiği falan yok. İnsanlar değişti. İnsanlarda sosyal, kültürel, ekonomik ve ideolojik deşiklikler hayatın kurallarını da değiştirdi.
Peki niye söylenir o söz?
Niyesi açık bence. Saydığımız değişiklikler arasına insanın yaşı da giriyor. Her an yaşlanan insanoğlunun ayna arasında problem çıkmaya başlıyor. Bunun sebebinin de geçen zaman olduğunu biliyor. Zamanı da durduramadığına göre yaşlanmamak mümkün değil. O zaman dönüp geçmişini bir hatırlıyor, arkada bıraktıklarını düşünüyor ve “Nerede o eski bayramlar” diye iç geçiriyor. Aslında özlediği eski bayramlar değil. Özlediği kendi hayatı…
Her şeye rağmen bir bayramı daha geride bıraktık. Nasipse tekrarı seneye. Çünkü bayramın birinci günü okunan salaları duyunca bir gün sonra bayram etmeyi hayal eden o insanların cenazesi kaldırılıyor dünyadan.
Hayat kısa…
Kimseyi kırmanın âlemi yok.
Ne bıraktığın, ne götürdüğün sana bağlı yani.