Anadolu’nun şirin bir kasabasına tayini çıkmıştı. Kasabaya alışmam kısa sürdü diyordu. Çarşısı ve köylülerin Pazar yeri çok düzenliydi. Devlet daireleri, okullar ve hastaneler tarihi binalardı.
Atandığımın ikinci ayı idi. Baharın zümrüt yeşilliği güneş ışınlarının da etkisiyle daha da güzelleşmişti. Bayram yeri, “Cumhuriyet meydanıydı.” Kasabanın köy ve mahallelerinde sanki insan kalmamıştı. İğne atsan yere düşmezdi. “Öyle bir kalabalık olacağını tahmin bile etmezdim,” dedi.
Bu kasabada milli bayramlar büyük coşkuyla kutlanıyormuş. Okullara ayrılan yerler dolmuştu. Protokol konuşmalara başlamıştı. Konuşmalardan sonra bayram kutlaması yapıldı. Protokol kalabalığın arasına girdi.
Kasabaya yeni tayin olan öğretmen bayram kutlamalarını anlattı.
Bundan sonra, bayramın ruhuna uygun, müzik duyuldu. Müzik sesinin yükselmesiyle alkış tufanı koptu. Ata’nın büyüklüğü çocuklara hediye ettiği, “Yirmi üç nisan ulusal egemenlik bayramı” kutlanıyordu.
Bu bayram çocuklara armağandı ve dünyada tekti. Müzik aletleri de bayramın büyüklüğünü anlatıyordu. Müziğe öğrencilerin guruplar hâlinde eşlik etmesi, çok güzel bir duygunun meydanda yükselmesine neden oldu.
Guruplar kalabalığın her yerindeydi. Öğrencilerin düzenli bir şekilde kalabalığın arasına dağılmasını anlayamadı. Öğrencilerin marşlar ve türkülerine halk da destek verdi.
Müzik olayına öğrenciler katılmadı ve kalabalığın arasından folklorik guruplar ortaya çıktı. Yöresel be milli kıyafetlerle yapılan gösteriler büyük beğeni aldı. Sergilenen folklor, halkın katılımıyla devam etti. Özellikle yöresel oyunlar çok rağbet gördü.
Folklor ve müziğin sona ermesiyle öğrencilerin türküleri başladı. Yalnız öğrencilerde kalabalığın arasındaydı. Aynı türkü her taraftan söyleniyordu. Türkülere de halkın katılımı yoğundu. Öğrencilerden sonra sanatçılardan iki üç türkü söylendi yine halkın arasından.
Türk Milletinin istiklal mücadelesinde baş kumandanın önderliğindeki taarruz sahnelendi. Oyuncular cumhuriyet meydanının dört tarafından atılan silahlarla desteklendi. Büyük heyecan yaşandı. Yunan askerini denize dökülmesi canlandırıldı.
Bayram, halkın küçüğü büyüğü, yaşlısı ve genciyle yaşandı. Adeta yer yerinden oynadı. Çünkü herkes bir şekilde kutlamaya katıldı.
Cumhuriyet meydanı, Türkün haksızlığa, zulme, adaletsizliğe boyun eğmeyeceğini ve asla esir edilemeyeceğini göstermiş oldu.
Türk Milletinin sessizliği asaletindendir bir defa daha gösterilmiş oldu.