Bayram Şekerini Afrika’ya Çok Görmek ve Bayram İkramları
Mü’minler için bir bayram daha geliyor.
Libyalılar hem Kaddafi’den kurtuluş bayramını, hem de Ramazan bayramını kutlayacak.
Suriyeliler ise hem Esad rejiminin son günlerine gelmesinin bayramını, hem de hüzünle gelen Ramazan bayramını.
Somaliler, Etiyopyalılar, Cibutililer, Kenyalılar, Nijerliler ve sair Afrikalılar ise bayramda harcadıkları şeker, lokum ve çikolata bedeli kadar bile sadaka gönderemeyen Müslümanların bayramını açlık ve belki de ölümlerle karşılayacaklar.
Biz Türkiye’nin bayram harcama rakamlarını verelim, siz 1,7 milyar Müslüman’ın harcamalarını tasavvur ediniz.
Geçtiğimiz Ramazan bayramı öncesi son yedi günde Türkiye, kredi kartı ile 1 milyar 263 milyon 116 bin 778 TL harcama yapmış. Nakit harcamalar da eklendiğinde bu rakam 2 milyar TL’yi yani 1,3 milyar doları buluyor.
Yaklaşık 250 milyon dolarını geçtiğimiz Ramazan bayramında harcadığımız şeker, lokum ve çikolata için yıllık 1,5 milyar dolar ödüyormuşuz.
Günde 81 milyon ekmek tüketilen Türkiye’de yıllık ekmek harcaması 12,5 milyar dolar. Yıllık ilaç harcamamız ise 20 milyar doları zorluyor.
İlaç harcamamızın ezici çoğunluğu gereksiz. Sağlık Bakanlığının önceki gün yaptığı açıklamaya göre zaten ilaçların yüzde 45 açılmadan çöpe atılıyormuş.
Satın aldığımız ekmeğin üçte biri de çöpe atılıyor bu da yıllık 4 milyar doları buluyor. Kullanılmadan çöpe attığımız sadece ekmek ve ilaç miktarı 10 milyar dolardan fazla.
Somali devletinin yıllık gayri safi hâsılası 6 milyar doları civarında bir rakam.
Şu ana kadar Türkiye’nin Somali’nin için toplanan yardım miktarı 310 milyon TL yani 210 milyon dolar civarında.
Sanırım bu rakamlar her şeyi anlatmak için yeterli.
Bayramlar, özellikle büyükşehirlerde yaşayıp birbirini göremeyenler ve gurbette olanların birbirlerini ziyaret etme ve zaman ayırmaları için bulunmaz günler.
Malum ziyaretlerde genellikle şeker ve çikolata ikram edilir. Hürriyet’in haberine göre bir çikolata firmasının müdürü ekonomik durumu iyileştikçe şeker yerine çikolata ikram edildiğini ve tüketimin hızla arttığını belirterek geçen yılki 220 milyon liralık çikolata tüketiminin bu yıl artmasını beklediklerini belirtiyor.
Bu verilere meselenin diğer boyutlarını bir kenara bırakarak sadece sağlık açısından baksak bile ürkütücü.
Peki, bu bayram ne yapmalı?
IHH artık bu bölgelere hurma da gönderecek. Hatta körfez ülkelerinde Somali gibi bölgelere hurma sevki için başlatılan girişimde karşılık bulmuş.
Kim bilir belki bayram için yapılacak öneri de karşılık bulur hem sağlıksızlığı, hem de dayatılışının farkına varamadığımız alışkanlıklarımızı, bir nebze olsun değiştirme imkânımız doğar.
Bir “prof(!)” çıkmış “günden 3 hurmadan fazla yemeyin şişmanlatır” diyor. Bu tür “doktor efsanelerini” umursamaya gerek yok.
Bendeniz günde yaklaşık 15-20 hurma yiyorum. Hiç de şişmanlamıyorum. Bilakis hamd olsun hem formunda hem de sağlıklıyım. (Bu demek değildir ki aşırı hurma tüketin elbette bunu demiyoruz. İslam bize mutedil olmayı emreder)
O halde bu bayram kendinize ve sevdiklerini bir iyilik yapıp lokum, şeker ikram etmeyin ve ikramları da kabul etmeyin.
İkramları kabul etmememizin nedenini; “Şekerden mâmul ürünler ve menşeini bilmediğimiz sağlıksız katkılar içeren ürünleri tüketmeme kararı aldım. Size de tavsiye ederim” şeklinde açıklayabiliriz.
Herkes bilir ki bir sözün etkin olabilmesi, söyleyenin söylediği şeyi kendi nefsinde uygulayıp uygulayamamasına bağlı.
Yapmadığımız şeyleri söylememiz, samimiyetsizliğin belirtisi ve başarısızlığın ana nedenlerinden biri. Bu konuda Allah’ı Teâlâ “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?” (Saff Suresi 2) buyurarak bizi uyarıyor.
Bu nedenle önce biz misafirlerimize “helal ve temiz” olan gıdaları ikram etmeliyiz ki; söz söyleme hakkımız doğsun.
Bir çok hastalığın nedeni olmanın yanı sıra, sağlıksız hücrelerin beslenmesini sağlayan bu nedenle oldukça tehlikeli bir ürün olan şekerin zararlarını tekrarlamaya gerek yok. Lokum, şeker ve çikolataların hangi şartlarda üretildiğini ve içeriğine eklenen katkıların sağlık ve dini açısından taşıdığı sıkıntıları bilen birinin, bu ürünlere tenezzül etmesi zaten mümkün değil.
Bu yüzden, bu bayram her türlü şeker, lokum ve çikolatadan uzak durulmalı.
Yerine ise başta hurma, ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişler ve meyve ikram etmeliyiz.
Bu yıl zaman zaman çok güzel üzüm türleri görüyorum. Hâkeza taze incir, erik, şeftali, kavun, karpuzun bol ve ekonomik olduğu günlerdeyiz.
Ancak ceviz, fındık ve badem içi almak hem pahalı hem de böceklenmesini engellemek için kimyasallar kullanıldığı gibi, ışınlama yapılarak radyasyon verilmekte.
Gıda ışınlaması konusunu İnşaAllah bayram sonrası ele alacağız. Ancak bakliyat ve kuruyemişte gıda ışınlaması yapıldığını sakın göz ardı etmeyin.
Badem, ceviz ve fındığı kabuklu alıp kendiniz kırın. Sakın ‘vaktim yok’ veya ‘zor’ gibi gereksiz mazeretler üretmeyin. Günlük ortalama 5 saat 35 dakika televizyon seyreden bir toplumda vakitten bol ne var ki?
Farz ediniz ki, Hz Peygamber sağ ve size komşu. Bayram ziyaretinize geldi. Sizde ikram izzette bulundunuz. Acaba ikram ettiklerinizi Hz Peygamber s.a.v. yer miydi?
Size “Ey insanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz şeylerden yiyin. Pis ve haram olan şeyleri yiyip içmede şeytan ve benzerlerinin adımlarını izlemeyin. Çünkü onlar sizin için apaçık bir düşmandır.” (Bakara 168) ayetini okuyup;
“Bu ikram ettikleriniz neler içeriyor?
Helal ve temiz olduklarından emin misiniz?
Bu soya letisini de neyin nesi?
Ya bitkisel yağ (margarin)?
Peki, jelâtin neden imal edildi?
Özdeş aroma da ne demek?
‘Dikkat fenilalanin içerir’ ve ‘Laksatif etkiye neden olabilir’ uyarısı da nedir?
Bu vanilin ve gıda boyaları neden yapılıyor?
Peki, evinizde hurma yok muydu?” gibi uzayıp giden sorular yöneltse, cevabınız hazırsa ve verdiğiniz cevaplar Efendimiz s.a.v.’i tatmin edebilecekse elbette hiçbir sorun yok.
Yok, nefsinizi ve başkalarına; ‘Bir defadan ne çıkar!’, ’Ya Rasülallah, onu yeme bunu yeme peki ne yiyelim?’ gibi uzayıp giden türlü mazeretlerinizi Peygamberinize de sıralayacaksak o başka.
Bir düşünün! Resulü Ekrem s.a.v.’e ikramda bulundunuz ve O s.a.v., sizin ikramınızı reddetti. Geriye ne kalır?
Elbette isteyen şeker, lokum, çikolata vs vs uzayıp giden ürünleri ikram eder ve yer. Ama biz ne bunları alıp yiyeceğiz, ne de ikram edeceğiz. Ne ikram edeceğimizse ise besbelli!.
Bazı kalitesiz hurmalar yıkanıp, su ve glikoz eklenip, ambalajlanarak, çok ucuza satılıyor. Etiketinde de bunlar yazıyor. Lütfen bunları da almayın.
Ayrıca artık her yerde “Kudüs Hurması” maskesiyle İsrail’in genetik hurmaları satılıyor. Bu hurma, Filistinlilere değil, İsrail’le ait ve Kudüs üzerinden şeytanî bir pazarlama söz konusu. Akleden Müslümanlar bu oyuna zaten gelmez.
‘Acve’ hariç pahalı satılan hurmaları da almamıza gerek yok. Küçük taneli ve kabuklu türleri tercih edin. Besin daha çok kabukta. İkramdan önce -ve yemeden- yıkayınız. Yıkadığınız hurmaları en fazla 12 saatte tüketiniz.
Ramazan Bayramı’nın tüm insanlığa bahar getirmesini, zalim ve diktatörlerin tümünün kahrolmasına vesile olmasını gönülden niyaz ediyoruz. Allah c.c. bayramımızı bayram gibi kılsın. (Âmin)