BDP’li Batman Milletvekili Bengi Yıldız’ı nasıl bilirsiniz?
Sivri dilli, radikal çıkışlı, eli taşlı, kavgacı. Çünkü; “vergi vermeyeceğiz, burası Kürdistan” diyen O.
Polislere taş atan, polis aracına saldıran, yolu kesmek amacıyla yolun ortasına bağdaş kurarak oturan O.
Batman’da, kimilerine göre terörist kıyafeti, kimilerine göre ise yerel kıyafet olan, şalvarlı, poşulu, Mekap marka ayakkabılı, kuşaklı, sarı-kırmızı-yeşil flamalı kıyafeti giyen de O.
Hepimiz böyle tanırız Bengi Yıldız’ı…
Ancak, Bengi’nin yıldızı pek de parlakmış meğer…
Bengi’nin, sevgilisi ile yaptığı Bodrum kaçamağı resimli olarak basına yansıdı.
Muhtemelen özel kiralanmış bir tekne, bir sevgili, Bodrum’un lacivert suları, iki soğuk bira, ve üstelik Ramazan…
Tanınmamak için siperlikli bir şapka ve kara bir güneş gözlüğü takmış Bengi, kıyafetlerinin tümü de markalı…
Çok mu önemli Bengi Yıldız ve ne yaptıkları? Pek tabii ki değil…
Sadece Bengi Yıldız mı? Pek tabii ki değil…
Mesela?
İçlerinden bazılarının özel hayatlarının, basına yansıyan görüntülerinden çok farklı olduğu, o camia içerisinde zaten hep konuşuluyormuş, “kol kırılır, yen içinde kalır” deniliyormuş…
Mesela; yine bir bayan milletvekili arkadaş varmış, adı saklı. Bir zamanlar PKK’nın Türkiye sorumlusu olan Sabri Ok’tan “OK” dersi almış, şimdilerde de beslediği danışmanı ile U(O)ĞRAŞ’ıyormuş… Üstelik danışmanın en önemli uğraşı da bu işlermiş, on’larca çevirdiği filmi varmış bu konuda, ünlüymüş…
Sabri’nin bir dönem “AKAT”larda da evi varmış, zaman zaman oraya da uğrar, “ne var ne yok” babından hal hatır sorar, gönül alırmış…
Yine süslü bir milletvekili varmış ve “BAYINDIR”lık işi ile meşgulmüş bir dönem, artık bu işin “sırrı” da pek “sak”lanamıyormuş camiada, bu yüzden bırakmak zorunda kalmış BAYINDIR işlerini…
Sadece bunlar mıymış peki? Pek tabii ki değilmiş, benzer on’larca örnek verilebilirmiş, hem de irili-ufaklı ve çoğu zaman eğlencelik türünden…
Eeee kolay değil tabii. “Üzüm üzüme baka baka kararır”, “ön teker nereye giderse arka teker de oraya gider” derler. Sayın Başkan dedikleri Öcalan’ın, Suriye’de iken, örgüte katılan genç kızlar arasından özenle seçilenleri, günlerce, aylarca, kendi deyimiyle “Özgürleştirdiği”, özgürleşmek istemeyenlerin ise “intihar” ettikleri zaten biliniyormuş…
Apo’nun, örgütten kaçmasına ve örgüte cephe almasına rağmen, cezalandırılmasına asla izin vermediği, torpilli kardeşi Osman, örgütteki hangi yapılanmanın başındaymış yıllarca biliyor musunuz? “Kadın” yapılanmasının…
Evet, her ne olursa olsun, özel hayattır bu, ve kimseyi asla ilgilendirmez.
Kimi ilgilendirir peki? Bengi Yıldız’ın özelinde olmak üzere, öncelikle ailesini, eşi ve iki masum yavrusunu.
Peki, sonra kimi veya kimleri ilgilendirir? Telkin, propaganda ve kandırmaca ile örgüte katılıp, böylesi bir uğurda kan döken, kanı dökülen özellikle kız çocukları olmak üzere gencecik insanları, bu gencecik, hatta çocuk yaştaki bu insanların gözü yaşlı ana-baba ve ailelerini, son olarak, yerlerine ceket dahi assanız bu muhteremleri körü körüne seçen, oy’unu atan, destekleyen, arkasından giden, önceden talimatlı seçmenlerini…
Sabahattin Talu
sabahattintalu@gmail.com