Bataklık Domuzları roman çalışmam kafamda devam ediyor. 4 kahraman şu an çalışıyorlar. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim karakterler, roman içinde kendi hikayelerini yazmaya devam ediyorlar.
Bahsettiğim romanda “adalet” sorgusu da olacağı için bir savcı tipinin de romana girmesi kaçınılmazdı. Bir tane de müdür tipi var.
Savcı karakteri hakkında taslak çalışma şöyle. Yani kısa kısa bu tipi anlatayım. Her şey, benim de romana girmemle başlıyor. Bir suç duyurusu yapmak için adliyeye gidiyorum. Savcıya suç açıklamam bittikten sonra, Savcı bana sert bir şekilde bakıp; “Siz kafanızda kurmuşsunuz!” diyor…
Savcının ilk göründüğü sahne bu. Fakat savcıyı roman sürecince öldürmeyeceğiz. Eşi ölecek, çocukları ölecek fakat kendisi hayatta kalacak. Domuz tarikatına girmek için çaba sarfetse de onu kabul etmeyecekler…
Domuz karakteri üzerinden, adaletin ne kadar önemli bir şey olduğunu psikolojik olarak vermeye çalışacağız. Savcı, yarı-genetik dönüşüm yaşayacak. Sadece iki ayağı domuz ayaklarına benzeyecek.
Buradaki önemli vurgulardan biri şu: ne olursa olsun, şerefsiz de olsa bir savcı, domuza dönüşmemelidir, mesajını vereceğiz. Yarı domuz dönüşümü, adaletin mutlaka geri döneceğine vurgu olacak.
Neyse.
Romana benim de gireceğimi söylemiştim. Ben yine bir öğretmen olarak gireceğim. İsmim farklı olacak. İsmimi Abuzer olarak düşünüyorum. “Ben” zamiri ile mi “O” zamiri ile mi anlatacağım konusunda şu an karar vermedim.
Savcı karakterini oluşturmak ve geliştirmek konusu benim için zor değil. Çünkü zaten, özellikle 2003 yılından bu yana, pek çok rüşvetçi-kollamacı savcı hakim tanıdım. Hatta, bir ay olmadı, 500 bin dolara satın alınan ve mafya babalarını serbest bırakan hakim haberi ile Türkiye çalkalanmadı.
Romandaki savcıya Ziya ismini vermeyi düşünüyorum. Bir filmdeki dolandırıcı tipten esinlendim.
Diğer tiplerden biri de yine bir müdür tipi. Özellikle şu son 20 yılda vasıfsız yönetici konusuna atıfta bulunan bir karakter tipi olacak bu müdür. Adı, Şakir olacak. Bu ismi de, Çiçek Abbas filmindeki şerefsiz bir tip olan dolmuş şoförü Şakir‘den esinlenerek verdi. Aslında, romanın ciddi ve puslu havasını bozar mı bu isim çeşitleri, diye düşündüm… Fakat bozmaz. Savcı Ziya, müdür Şakir, ve öğretmen Abuzer(Yani ben)
Çok da modern isimler olması gerekmiyor.
Evet, şimdi kahramanlarımıza biraz Müsaade edelim, kendi hikayelerini yazmaya devam etsinler…
Diğer yazılar ve çalışmalar için :