Başlık sözcüğünü, bir başa ait, bir baş karşılığı, bir baş için, bir başın bedeli biçimindedir. Böylece başlık, evlenecek kızın koşullara göre göreceli değeri olur.
Değerin koşullara göre göreceli olmadığı durumda, kız satılık bir mal, eşya durumuna düşecektir; eline bir miktar parayi alan herkes bu kıza sahip olabileceğini düşünecektir.
Oysa başlığın bir toplumsal kural, adet olarak kabul edildiği toplulukların yaşam biçimleri içerisinde ele alınıldığında, durumun tiyatrolara konu edinildiği gibi hiç de dramatik bir yaninin olmadığı ve yasalarla önlenemeyeceği gerçeği apaçık meydanda.
Ekonomik uğraşları geleneksel tarımcı ve hayvancı olan kırsal kesimde “başlık” konusu evlenme olayların da ön plana çıkar.
Yurdumuzda kırsal kesimler de bireyler ve hayvanlar “baş” sözcüğüyle sayılır. Örnegin: “Biz üç baş horantayız” diyen köylü, aile üye sayısının üç olduğunu söylemek ister; hayvanlarını “ on baş, yirmi baş” diye sayar ve nüfus cüzdanının adına da “Kafa (baş) kağıdı’ der.
Aile bireylerinin her birinin bir görevi vardır. İnsan gücününe hakim olduğu bir yaşantıda, üretimden birinin ayrilmasi durumun da “kayıp”, aileye bir bireyin katılması durumunda “kazanç”ın bir bedeli olması gerekir. İşte, bu BAŞLIK bu bedelin karşılığıdır. Ülkemizde yakın tarihe kadar geleneksel bir kültürdür.
Bir başka durumda kızını, kentli birisine, köyde kadrolu imama, öğretmen gibi birilerine veren babanın, başlığın odunsuz uygulandığı topluluklarda bile başlık parası istemediği gözlenmiştir. Ekonomik özgürlüğe sahip bir köylü kızının (köy ebesi, köy öğretmeni vb..) başlıkla evlendiğine rastlanmamıştır.
Bu durumda başlık parasının yani sıra “baba hakkı, anne süt hakkı, kardeş yolu emmi yolu, dayı yolu ” gibi kız tarafindan istenen hediyeler söz konusudur. Bu durum oğlan tarafina ekonomik olarak yüklendiği için “GİYDİRMEK” deyimi buradan gelmiştir.
“Başlık bir satış değildir”, olmamasi gerekir. Eger başlık kızların satılması olayı olsaydı, başlığın geçerli olduğu topluluklarda bu bedeli karşılayan herkesin bu kızlara sahip olması gerekirdi ki, beyaz kadın tüccarları için bu durum hazır bir pazar sayılırdı. Oysa, böyle bir durum yoktur. Kızın kendisinin istemediği bir erkeğe baba, zorla vermeğe kalksa kızın isteyip istemediğine bakılmaz.
Kızın istememesi durumun da kızını seven bir babaya söylediği söz:
“Baba, baba. Yediğim aş yavan ola Koynuma giren civan ola,
ölürüm de varmam ona” dediğinde, akan sular durur…
Ülkemiz dışın da da başlık olgusu, evlenmelerde hala geçerliliğini korurken, ekonomik özgürlüğü olan, evlenmelerde bireysel kararlar geçerlidir. Özetle, bireylerin ekonomik özgürlüğe kavuşmaları durumunda başlık olgusunun kendiliğinden kalkacağını söylemek zor olmaz…
Ülkemiz dışında Sibirya’nın güney batısında yaşayan Müslüman Kırgızlar da, Güney Afrika yerlilerin de başlık parası söz konusudur. Hindistan ve Japon geleneksel kültürleri örneklerinde olduğu gibi. Başlık parası kıza ödenirken, kentlerde “drahoma”, Rum ve Yahudi toplumlarında olduğu gibi erkeklere ödenmesi yaygın bir uygulamadır.
Berder evlilikler (bacı değiştirme), kız kaçırma, otura kalma (kızın bohçasını alıp oğlan evine taşınması), taygelgi (dul babanın dul anneyle, çocuklarının da birbirleriyle evlenmeleri) evlilikler, başlık geleneği olan yörelerde başlıksız evlenirler. İki erkeğin birbirlerine bacılarını vererek yapılan “değişik yapma” tür evlenmelerde başlık söz konusu olmaz, koşullar ortaktır. Kızın bohçasını alıp giderek oğlan evine oturmasıyla gerçekleşen “otura kalma” tür evlenmelerde de başlık parası talep etme şansı kalmaz. Taygeldi tür evlenmelerde de aynı şeyi düşünülür; çünkü, ortada bu denklik (tay ‘denk’ gelme) vardır: Dul ana kızıyla, dul baba oğluyla karşılılklı dulların ve gençlerin evlenmeleriyle gerçekleşen bu evlilikte başlık parası ödenmez. Bu nedenle, köyler de başlık parası vermeden evlenenler var.
Başlık parasının yasalar karşın da durumundan söz edildiğin de: 25.11.1920 tarih ve 55 sayılı “Düğünlerde Men’i İsrafat” adlı yasayla başlık parası yasaklanmış; ancak bu yasa, 1966 yılın da, anayasaya aykırırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nin 20 Eylül 1966 tarih ve 156-34 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.
Mihir ve Nafaka en yakın zamanda asimetrik yansimada…
Not: Kurban Bayraminizi kutlarim. Nice bayramlara…
Bilgi, zekâ tamam güzel hasletlerdir ama en güzeli vicdandır. Çok kişi bu konuyu bir aşağılama sebebi yapar ama siz vicdanınızla olayı tamamiyle sosyolojik bir potada analiz etmişsiniz.
Ayrıca uzun bir zamandan sonra tekrar yazmanıza sevindim. Bu sitede eline kalem/kelâm yakışan insanlardan biri de sizsiniz, yazılarınızı takip edeceğim..
Fâni hürmetler!
Sevgili Ibrahimi,
Guzel sozleriniz icin tesekkur ediyorum.
Ahmet Fidan,Aysun Gul,Sizin ve sizin gibi birkac arkadasimin yazilarinin gunluk takipcisiyim.
Ankara’dan sevgiler…
yazılarınızın sürekli takipçisiyim fazilet hanım.kaleminize ellerine sağlık diyorum.yazdıklarınız maalesef toplumumuzun kanayan yarası hala doğuda…kızlarımız mal gibi alınıp satılıyor aileleri tarafından hala kırsal kesimlerde…. insan evladına fiat biçebilirmi….saygılar sunuyorum ,köşenizde size başarılar diliyorum.kolay gelsin…
Sevgili Fazilet Hanım,”Başlık Parası” başlığı altında yazmış olduğunuz makalenizi beyeniyle okudum. Toplumların oluşumunda bir takım kurallatın da oluşturulduğu bilinmektedir.Bu durum dünyanın çeşitli yerlerinde uygulanmaktadır. Sizde Başlık Parasında çok detaylı olmasada fevkalade işlemişsiniz.Aslında bu yazınızın mühtevası çok önemlidir. O nedelede tartışılmalı ve gelenek, görenek, yada adetlerimiz üzerinde düşünceler açıklanmalı ve bir çözüm üretilmelidir.Bana göre bu ve benzeri durumlar,geri kalmışlığın sonucudur.İnsanlar çağdaşlaştıkca, bir takım gereksizlik ortadan kalkar. Bunun içinde, bu ve benzeri konular sürekli işlemeli ve anlatmalıdır. Toplumsal yazıların, her zaman gerekliliğine inanırım.Bu yönüylede size başarılar diliyorum. Kaleminiz daim olsun.Sevgilerimle.
Mursel bey,
Yazimi yorumlarinizla desteklediginiz icin tesekkur ederim.
Gelenek,gorenek,adetlerimiz bizim ayrilmaz birer parcalarimizdir.Bu konuyu cok sevdigim ve saygi duydugum bir arkadasim yazmami istemisti.
Ankara’dan saygi ve selamlarimi sunuyorum.
Sayın Fazilet hcam,başlık parası hakkındaki yazınızı okudum. Bundan 5-10 yıl kadar önce bizim yöremizdede başlık parası yaygındı.Artık son yıllarda çok köylerimizde kaldırıldı.Bu tür yazıların ve yayınların daha etkili olacağına inanıyorum.sizlere teşekkür ediyorum. saygılar,sevgiler..