Alzheimer ve bunama türlerinin her geçen gün arttığını biliyoruz ve bunu muhtemelen siz de müşahede ediyorsunuzdur.
Bilim dünyası da bu hastalıkların hem önlenmesi hem duraklatılması hem de tedavi edilmesi için büyük gayretler gösteriyor.
Gel gelelim, bu çalışmalardan iyi bir netice almak mümkün olmuyor ve zaten birçok ilaç şirketi de Alzheimer ve bunama ile ilgili çalışmalarına ara vermiş durumda.
Bugün bu hastalıkların önlenmesinde hayat tarzındaki değişikliklere daha çok önem veriliyor yani adam gibi beslenme, sürekli hareketli olmak, yeterli ve kaliteli uyku ve bir de böyle bulmaca çözmek, lisan öğrenmek, bir müzik aleti çalmak, bahçe işleri yapmak gibi uygulamaların bu hastalığın hem önlenmesinde hem de seyrinin yavaşlatılmasında daha faydalı olabileceğini gösteren sayısız araştırma var.
Şimdi yeni yapılan bir araştırmada da basit bir nefes egzersizi ile Alzheimer’in seyrinin değiştirilebileceği konusunda veriler elde edildi. Bu nefes egzersizi son derecede basit herkes rahatlıkla yapabilir.
Prensibi şöyle: Beşe sayana kadar derin bir nefes alınıyor ve gene beşe kadar sayarak nefes veriliyor. Size göstereyim, şu şekilde.
Araştırma iki grup üzerinde yapılıyor. Bu gruplardan birine bir bilgisayar ekranına bakarken plajda veya parkta yürümek düşündürülüyor, sakinleştirici bir müzik dinletiliyor ve kalp atış hızlarının sabit kalmasını sağlamak için dizüstü bilgisayar ekranında bir kalp atış hızı monitörüne bakmaları isteniyor.
İkinci bir gruba ise kalp atış hızında solunum kaynaklı dalgalanmaları artırmak için tasarlanan derin bir nefes almak ve bunu beşe kadar sayarak vermek şeklindeki nefes egzersizi uygulanıyor. Böylece, kalp atışları nefes alırken artıyor ve nefes verirken düşüyor.
Bu, dört hafta süreyle yapılıyor ve her gün 20 dakikalık iki seans halinde uygulanıyor.
Katılımcılardan hem çalışmanın başında hem dört hafta sonra kanlarında amiloid 40 ve 42 adı verilen Alzheimer ile alakalı olarak bilinen, beyinde biriken proteinler ölçülüyor.
İşte bu bahsettiğim bu nefes egzersizini yapanlarda bunların kandaki seviyelerinin azaldığı tespit ediliyor.
Çalışmanın mantığı parasempatik sinir sisteminin aktive edilmesine dayanıyor.
Vücudumuzda biliyorsunuz sempatik ve parasempatik sinir sistemi olmak üzere iki farklı sinir sistemi var.
Biz uyanıkken, aktifken, hareket halinde iken, düşünürken, hafızamızı zorlarken hep sempatik sistemi kullanıyoruz.
Buna karşılık mesela, uykuda, sindirim faaliyetleri sırasında ise parasempatik sistem faaliyete geçiyor.
Sempatik sinir sistemi hâkim olduğu zaman kalp hızında dalgalanmalar az oluyor, çok az oluyor; buna karşılık parasempatik sistemin aktif olduğu dönemde ise kalp hızında dalgalanmalar oluyor.
İşte, uzun bir nefes almak kalp hızını artırırken, uzun bir nefes vermek kalp hızındaki değişkenliği artırıyor.
Ve bunların da Alzheimer ile alakalı olan proteinlerin kan seviyesi üzerine etkili olduğu düşünülüyor ve nitekim araştırmanın da ortaya koymuş olduğu gibi parasempatik sistemin aktif olması bu proteinlerin seviyesini azaltıyor.
Zaten biliyorsunuz kaliteli ve yeteri kadar süre uyku da Alzheimer riskini azaltıyor. Bunun da parasempatik sistemin aktive olmasıyla alakalı olması mümkün.
Parasempatik sistem aktive olduğunda da kalp hızı değişkenliği daha fazla oluyor ve bu da kandaki proteinleri azaltıyor.
Bu araştırmanın ortaya koymadığı şey şu ki, kandaki bu protein azalmasının sebebi acaba bu proteinlerin üretimindeki bir azalmadan mı bunların kandan temizlenmesinde bir artış olmasından mı kaynaklandığı hakkında bir şey söylemiyor.
Her ne olursa olsun, bu nefes egzersizi her zaman herkes tarafından rahatlıkla yapılabilecek olan herhangi bir yan etkisi bulunmayan, herhangi bir masraf gerektirmeyen bir uygulama.
Ben siz bu nefes egzersizini yapmanızı hararetle tavsiye ediyorum.
Ve ben kendimde de denedim vallahi iyi geliyor.
Unutmazsanız siz de yapın.
Makale: Modulating heart rate oscillation affects plasma amyloid beta and tau levels in younger and older adults
Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41598-023-30167-0
***
Bugün bu hastalıkların önlenmesinde hayat tarzındaki değişikliklere daha çok önem veriliyor yani adam gibi beslenme, sürekli hareketli olmak, yeterli ve kaliteli uyku ve bir de böyle bulmaca çözmek, lisan öğrenmek, bir müzik aleti çalmak, bahçe işleri yapmak gibi uygulamaların bu hastalığın hem önlenmesinde hem de seyrinin yavaşlatılmasında daha faydalı olabileceğini gösteren sayısız araştırma var.