Basın özgürlüğü, demokratik sistemlerde bireylerin her zaman kullanabilecekleri ve başkalarına karşı ileri sürebilecekleri haklardandır. Ancak her demokratik hakta olduğu gibi basın özgürlüğünün de diğer bireylerin haklarına zarar vermeyecek şekilde kullanılması esastır. Toplumların ve devletlerin yönetim yapıları ve kuralları çerçevesinde şekillenebilecek basın özgürlüğünün tüm dünyada genel geçer bir gerçekliği vardır ki o da her bireyin fikrini ve düşüncesini açıklama hakkının olması gerektiğidir. Bu özgürlük de demokratik sistemlerde kendisini daha net ifade edebilecektir.
Özgürlüğün de belirli sınırları elbette olmalıdır. T.C. Anayasasının 26. Maddesinde düzenlenen “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti’nde de belirtildiği üzere bu hak, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilecektir. Dolayısıyla herkes düşüncesini açıklamakta özgürdür ancak bu özgürlüğün de belirli şartları taşıması esastır.
Bir ülkede basın özgürlüğünün yerleşmesi ve yaygınlaşması adına yapılabilecekler ise aşağıdaki şekilde sıralanabilir;
– Basın özgürlüğü sadece başka bireylerin ve ülkenin bütünlüğüne zarar vermesi halinde sınırlanmalıdır.
– Basının, toplumda meydana gelen olayları toplumun tüm kesimlerine aktarabilecek yapıda özgür olması gerekmektedir. Ancak bu özgürlük toplumu bölen veya kutuplaştıran bir özgürlük olmamalıdır.
– Basının haber alma ve haber yayma hürriyetinin devletin kontrolünde ve denetiminde olması; özetle devletin tüm basın ve yayın kanallarına eşit mesafede davranarak önleyici ve kontrol edici denetimlerinin olması esastır.
– Basın organlarının topluma doğru bilgi verme yönünde kurumsal bir gayretinin olması ve insan haklarına saygılı bir yönde haber anlayışı çerçevesinde politikalar izlemesi gerekmektedir.
Herkese sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.