Tüm Türk halkı gibi ben de uzun süredir, stres yaşamaktayım. Bir taraftan ülkenin içine düştüğü çok sıkıntılı, perişan durum, diğer taraftan sömürücü ülkelerin maşası teröristlere karşı Mehmetçiklerimizin verdiği göğüs göğüse mücadele. Ayrıca, Ağabeyim M. Necati Özfatura’nın bir aydır yoğun bakımda süren tedavisi.
Devamlı dua ediyorum. Ülkemin huzura kavuşmasını Mehmetçiklerimizin zarar görmemesini, Ağabeyimin de şifaya kavuşmasını diliyorum. Tek sığınak olan Cenab-ı Hak’ka yalvarıyorum.
Bu ruh haleti içinde moral olsun diye bir örnek başarı hikayesini aktarmak istiyorum. Psikolog İlknur Peder’in azmini ve başarısını…
– Bu kızımız, Dünya’ya iki kolundan ve bir bacağından mahrum olarak gelmiş.
– Bu önemli eksikliklere rağmen Rabbim (cc) kendisine inanılmaz bir azim, zekâ ve cesaret lütfetmiş. Sıkıntılı geçen yıllarından sonra, 18 yaşında ilkokulu dışarıdan bitirmiş. Bir yıl sonra ortaokul diploması almış. Yine dışarıdan eğitimle lise mezunu olmuş. Üniversite imtihanlarını kazanmış. Ege Üniversitesi’nden psikolog olarak mezun olmuş. Yıllardır kişisel gelişim ve psikolojik danışman olarak görev yapıyor.
– Bu arada “Elim Sende” isimli bir kitabını yayınlamış. Herkesin okuması gereken çok güzel bir eser.
– Konunun, beni mutlu eden, gurur veren yanı da mevcut. Kızımız benim ilk başkanlık dönemimde (1984 – 89) bana mektup yazmış. Ben de kendisine bizzat cevap vermiş, moral aşılamışım.
Bu tablonun herkese örnek olması gerekir. Azmin nelere kadir olduğunu gösteriyor. Ve şimdi bu kızımız başkalarının derdine çare oluyor, moral veriyor, yol gösteriyor. Ayrıca, bu sahada ara elemanı yetiştirmek için de çalışmalar yapıyor. (Ümit ederim ki; Milli Eğitim Müdürlüğü, İŞKUR ve Aile Bakanlığı da kendisine destek verecektir.)
Bu güzel örneği herkesin bilmesini istedim. Böylesine güç tablodan bile nasıl başarıyla çıkılabildiğini aktardım.
Tekzibe Cevap:
Geçen hafta, sütunumuzu Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın tekzibine tahsis ettik. Demokrasi anlayışımızın gereği ve GÖZLEM Gazetesi’nin prensipleri uyarınca tekzibi aynen (doğru bulmasak da) yayınladık.
– Bakanlık, “Anayasa ve Kanunlara” atıf yapıyor. Sanki Türkiye’de Anayasa ve Kanunları dinleyen, uygulayan ve saygı gösteren varmış gibi. Herkes biliyor ki, hakim olan tek irade Saray’dır. Gerisi hükümsüzdür.
– Bakanlık mensupları, sanırım, hiç gazete okumuyor ve televizyon izlemiyorlar, yeşil katliamlarını, Karadeniz’deki (Yeşil yol, HES inşaatları vb. gerekçelerle) bölge halkını da sokağa döken uygulamaları okumuyorlar. Maden arama bahanesiyle ve de 3. havaalanı vb. gerekçelerle, yok edilen ormanları görmezden geliyorlar. Zeytin ağacı katliamlarını önemsemiyorlar.
– 4 milyar fidan dikilmiş. Tutup tutmayacağı meçhul, taze bir fidan ile yılların geliştirdiği ağaçlar bir tutulabilir mi?
– Sulak alanların nasıl korunduğunu, o sahalarda kimlere rant sağlandığını da en azından o bölgelerin halkı iyi bilmektedir.
– İSKİ Genel Müdürü iken, 1994 yılından bu yana tanıdığım, o dönemlerde çok takdir ettiğim Veysel Eroğlu kardeşim keşke bürokrat olarak devam etseydi.
– Bu arada, hem söz konusu Bakanlık mensuplarına, hem de (belediye başkanı iken tanıdığım o dönemde kararlı tutumunu takdirle izlediğim) Sayın Tarım Bakanı’na ve ekibine SONER YALÇIN’ın “Saklı Seçilmişler” kitabını, İSMAİL TOKALAK’ın “Dünya’da Gıda Terörü” ve “Dünya’da İlâç ve Kimya Terörü” kitaplarını, ERHAN ÜNAL’ın “Toprak Biterken” kitabını, KEMAL ÖZER’in “Deccal Tabakta” kitabını, KENAN DEMİRKOL’un “GDO – Çağdaş Esaret” kitabını okumalarını önemle tavsiye ederim.