Gün/aydın dostlarım…
Yasamak sevmektir diyorsan… Yaşama sevincini yitirme…
Kollarını aç… ________________ Benim adım SABAH… Sevgiye başlangıcım ben…
“AYŞE TATİLE ÇIKSIN”
Bu parolayla hafızalara kazınan Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. Yılını kutluyoruz bu gün…
1963 yılında başlayan Kıbrıs olaylarının 1974 yılında hız kesmeyip çok sayıda can alması ile diplomatik görüşmeler başlatan Türkiye bu girişimden de olumlu sonuç alamayınca askeri harekât kararı verildi…
Tarihi değiştiren “Ayşe tatile çıksın” parolası ile verilen harekât emri dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş tarafından Başbakan Bülent Ecevit’e söylenmiştir. Ayşe ismi Turan Güneş’in kızı Ayşe Güneş Ayata’dan gelmektedir…
Yunan cuntasının işbaşına getirdiği Nikos Sampson, 22 Temmuz’da Cumhurbaşkanlığından istifa etti. Harekâtta 3 gün içinde 57 şehit verildi, 184 asker yaralandı. Yunanistan’da sivil yönetimin iş başına gelmesinin ardından 25 Temmuz 1974’te Kıbrıs barış görüşmeleri Cenevre’de başladı. Türkiye, Yunanistan’a Kıbrıs’ta federasyon sistemini önerirken TSK da 26 Temmuz’da Girne’nin 5 Mil Plajı’na asker ve malzeme yardımı için çıkarma yaptı.
Rumların ateşkesi ihlal etmesi üzerine ikinci harekât başladı. Harekâtın amacını doğuda Magosa ve batıda Lefke’ye kadar olan bölgelerin, Rum işgalinden kurtarılması oluşturuyordu. Türk birlikleri 15 Ağustos’ta Magosa’ya girdi. Batıda ise Lefke yönünde Mitri alındı. Harekâtın son günü olan 16 Ağustos’ta Lefke ve Omorfo alındı, Lefkoşa bombalandı. Sonrasında ilan edilen ateşkes 6 saat sürdü. Rumların açtığı ateşe, Türk birlikleri karşılık verdi. 1 Eylül’de Rum katliamı ortaya çıkarıldı. Magosa’ya bağlı Muratağa ve Sandallar köylerinde 88 kişinin yakılarak çukura gömüldüğü anlaşıldı.
Cenevre’deki görüşmelerden bir sonuca bağlanamayınca dönemin başbakanı Bülent Ecevit, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’e ”Ayşe Tatile Çıksın” parolasını iletti ve 14 Ağustos 1974 günü saat sabah 04: 30’da Kıbrıs’taki Türk birlikleri harekete geçti. 15 Ağustos 1974’te Kıbrıs’ın yüzde 38’i ele geçirildi. Rum kuvvetleri bu gelişmeyle beraber geri çekilmek zorunda kaldı.
Dönemin Başbakanı Ecevit’in “Biz aslında savaş için değil, Türklere de Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz” diyerek tüm dünyaya ilan ettiği Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 50. yılı kutlanıyor.
Ayastefanos Anlaşması (1878) sonrasında büyük bir sorun haline gelen Kıbrıs adası, 1950’li yıllara kadar anlaşmazlıkların odağında yer almıştır. 1951 yılında Yunanistan bölgede yaşayan Türkleri yok sayarak, BM’den resmen Kıbrıs’ı talep etmiştir. Bu talep sonrası Yunanistan’da “Kıbrıs” bir devlet politikası haline gelmiştir. 1974 yılına kadar olan süreçte Türkler ve Rumlar arasında birçok kez çatışmalar yaşanmıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile Yunanistan’ın Enosis amaçları doğrultusunda acımasızca yaptıkları katliamlara son verilmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Türkiye’nin güvenliğinden ayırmayın’ dediği, Türkiye ile Kıbrıs’ın güvenliği ve ‘Çıkarları ortaktır’ dediği, İsmet Paşa’nın Lozan’da kazanımlar elde ettiği 9282 kilometre kare yüz ölçümü ile Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs adası Türkiye’ye 65, Yunanistan’a 965 km. uzaklıktadır. Dünya oluşumunun üçüncü zamanında Anadolu ile bitişik olan ada, dördüncü zamanda, İskenderun bölgesinden koparak uzaklaşmıştır. Adanın jeolojik yapısı ile bitki örtüsü İskenderun bölgesi ile benzerlik gösterir.
Kıbrıs adasının kuzeyinde, Akdeniz’e paralel, doğu-batı istikametinde uzanan Beşparmak Dağları yer alır. Sarp ve yalçın kayalardan oluşan Beşparmak Dağları’nın belli geçiş yerlerinin dışında aşılması zordur. Beşparmak Dağları’nın güneyinde, Magaso’dan Güzelyurt’a kadar Meserya ovası uzanır. Adanın güneyinde Trodos Dağı yeralır. Kıbrıs yeryüzünde bakır madeninin ilk işlendiği yerdir. Bu nedenle Kıbrıs’ın adı bakırla ilgilidir. ( bakır; Latince cuprum, İngilizce copper)
“Türk Ordusu Barış için Kıbrıs’ta” diye dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’in şunları söylemiştir:
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Yunanistan’ın, Kıbrıs’ın uluslararası antlaşmalarla kurulu ve Türk namusunun teminatı altında bulunan düzenini, 15 Temmuz 1974 günü silahlandırdığı sergerdelerle bozması karşısında bu sabah şafak vakti vecibeleri yerine getirme görevini büyük Türk ordusuna vermiştir. Milletimize, insanlığa ve bütün Kıbrıslılara şeref kazandıracak olan çıkartma harekâtı tam bir başarı içerisinde gelişmektedir. Türkler Kıbrıs’a barış için gidiyor. Yalnız Türkler için değil, Rumlar için de barış için.”
Barış Harekâtı, yıllardır çektiği acılara ve zorluklara cesaret ve sabırla karşı koymasını bilen Kıbrıs Türk Halkının özgürlük ve bağımsızlığını koruma ve bu değerlere sahip çıkma yönündeki kararlılığının bir simgesidir.
Kıbrıs Türk halkı, Barış Harekâtı’nın getirdiği istikrar ortamında daima ileriye gitmekte, Barış Harekâtı’nın açtığı yolda başarı ve güvenle yürümektedir. Türkiye, bu çabalarında Kıbrıs Türk halkının yanında gurur ve kıvançla yer almaktadır.
Barış Harekâtı, aynı zamanda Türkiye’nin, Kıbrıs Türk Halkı’nın güvenliği, huzuru ve gönencine verdiği önemin de bir simgesidir. Türkiye, bu ilkeleri her şeyin üzerinde tutmaya devam edecektir.
Kıbrıs Türk Halkı’nın yıllardır azimle verdiği hak ve hukuk mücadelesinin örneği yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu kararlılığın eseridir. Bugün bölgesinde çağdaş demokratik değerlere bağlılığıyla bir barış ve istikrar unsuru olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye’nin her alandaki desteğini daima yanında bulacaktır.
13 Şubat 1975’te harekâtın başarıyla sonuçlanmasının ardından Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. Rauf Denktaş ise devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983’te ise Mecliste karar alındı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu.
Bu duygu ve düşüncelerle, ulusal davamız uğruna: Kıbrıs Barış Harekâtını gerçekleştirerek bu günün Barış ve Özgürlük Bayramı olarak kutlanmasına sağlayan, Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerine ve Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile KKTC Güvenlik Kuvvetlerine bir kez daha şükranlarımızı sunuyor ve bu kutlu mücadelede hayatını kaybeden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyor gazilerimizi şükran ve saygıyla anıyorum…
Haydi kahvenizi alın, oturun bir köşeye. Ruhumuzu keşfe çıktık, sizde de katılın bu serüvene…
Kim; Barış adına, Sevgi adına, İnsanlık adına yoklama alırsa, Ben; ‘Buradayım…’
Yeni günün sizler için umut dolu, sevgi dolu geçmesini diliyorum…
Sevin sevilin, hayat sevince güzel ve diyelim her bir cümleye; bu ülkenin sahipleri yalnızca bu ülkeyi karşılıksız seve bilenlerdir…
Mutlu ve umutlu, acısız, gözyaşsız günler dilerim. Gününüz aydın ve bereketli, sağlıklı geçsin.
Yüzünüzden gülümseme kalbinizden umut eksik olmasın, Cumartesi gününüz aydın mutluluğunuz daim, neşeniz bol, sağlığınız yerinde olsun.
Gönül soframdan gönül sofranıza muhabbet olsun… Hoş kalın, hoşça kalın, sevgiyle hep dostça kalın, bir gün, bir yerlerde, görüşmek ümidiyle…
#öskurşun#