Günler geçip gidiyor. Geriye kalanlar sayıca daha mı az bilemiyoruz. Önümüzdeki günler daha mı parlak olacak belirsiz. Belirsizliği ortadan kaldıramayız yaşayıp göreceğiz.
Bunun için yeni günleri iyi değerlendirmeli, günler arasına bozguncuları sokmamalı. Bütünleştirici cazip sosyal ve kültürel etkenlere yer verilmelidir.
Toplumsal ayrışma ekmek değil ki, piştiğinde de ayrılmış olanı lezzetinden bir şey kaybetmesin. İşte düşünen insan toplumda ayrımcılık gerektiren değerlere karşı dikkatli hareket eder. Araya ayrık otu dikmez, tersine ayrık otunu gördüğü yerde koparır.
Toprağın verimliliği üretimin bilinçli yapılmasına bağlıdır. İyi niyetli bir çalışma başarı getirir. Günler içerisinde olayı değerlendirirsek, başka yöreye göç olayı, toplumun yararına olmaz. Özellikle araya giren ayrık otu gibi insanlar da ortamı karıştırır.
İnsanlar toplumdan ayrı yaşam sürdüremeyeceği için, toplum yararına yenilikler ortaya koymalıdır. Bu konuda insanların dedikleriyle uğraşmaya gerek yoktur. Kişiyi düşünmek topluma bir yarar sağlamaz. Hatta o tür düşüncelerden kaçınmak gerekir.
Ayrık otunun sebzeleri ayrıştırması gibi toplumun da ayrıştırılması ve parçalara bölünmesi, düşmana açık hâle getirmekle eşdeğerdir. Halbuki samimiyetle tereddütsüz ve sadelikle toplumsal bir varlığın, doğasına uygun bir şekilde, ortaya konmalıdır.
Bireyler kendisi ve toplum için, çalışmalıdır. Öncelikle adaleti sağlamalı. Adalet duygusunu toplum için geliştirmeli.
Toplumun çıkarı için çalışmalı, her konuda yeniliklere imza atmalı.
Hasan TANRIVERDİ