Sonbahar katranıdır duygular, kış gelmeden başlayan. Deliksiz uykuların in’inde hayata inmeden indirilen bir avuç kar beyazı hüzün. Tebessümlerin arkasındaki gafletin kozmopolit yürüyüşüdür. çıkmaya hazır her yel vurduğunda ten dokunuşlarındaki sıcacık hevesleri. Çevresinde kim varsa bir kalemde siliyor, çiziyor ve karalıyor zamanın defterindeki yerlerini saygısızca.
Düşünmek,
Düşündükçe süzülmek,
Düşünceler arasında süzülüpte bükülmek
Büküldüğümüz yerden ayaklanıp düş(ün)mek… Gariptir geçmişe takılıp kalan dünya.Aynası kırık siyasal kaosların içinde kendini kaybeden. Üzgün, süzgün ve azıcıkta düzgün bakışlarına arkasından bakarken hafiften gülümseyerek dönmeye devam eden ekseni çizginin durmak bilmeyen yaratılanı.
Vurulası eller
Kırılası gözler
Yıkılası düşler
Can yakası sözler… Sallanarak sarsılan bedeni afetlere göz değdirip dem’i cem ederken ay yüzlüsünü bulan ve kaybetmeme çabasıyla kalp sancılarına tutulandır alan-ı kıyamet. Tutukludur duygulara tutuksuz yargılanmaların yargısızlığının inadına. İçimizdeki sarsıntıların gerçek üstü panzehiridir yer-i devran.
Gün batımları seyrederken seyri âlemin, beşeri hâkimiyetsizliğin sitemleriyle yaşanmazlıkların içinde sağa sola çarparak yürümeler daraltıyor yolları. Gece yağmurları alır aklını toprağa değen her damlada. Temsili bir azamettir ikram edilen yağmur damlaları. Ağlayan karanlığın kollarını zincirleyen sinsi ümitlerin,kopuk fecrin düşselliğinde kaybolan beklenmedik darbeler gelir anlık düşüncelere. Bir yıldız daha kayar o anlarda ebruli gecelerden.
Zamanı toparladım şimdilik;
Parçalanan aynaların kırılma noktalarına
Dokundukça kan yalıyor ellerimi… Ne verdik ki ne alalım dünyanın ecre bakan gözlerinden. Yelkovanın akrebe olan daimi dostluğunu bir anda harcadık ve yaşantımızdan çıkardık. Bir düşündük bin söyledik, bir adım atıp seyahat dedik, iki baktık neler gördük, bir söz ile dev zannettik kendimizi. Yitirdiğimizi görmeye bile cesaret edemedik. Kazdık da kazdık ne varsa elimizde eteğimizde.
Mahbub’dan gelen fahri sevgiye sahip çıkamadan, asliyeti yok olan ruhaniyetimizi yad ettik sadece, saçma sapan hayallere takılarak. Takıntılarımıza takılıp düşmek için düş kuyularına baka kalıp bahtsızlığımızı kadere bağlayarak yan çizeriz devranı akıla. Hürmetsiz anlayışımıza anlayışsız lakırtılarla anlam veremeden, göçüp gideriz fani cananı hayatın lügatinden. Unuttuklarımızı unuttuk sanarak acemi davranışlarımızın unutulan özsüzünde yazılı bilinmeyen kelimeleri de sileriz bir seferde istikrarını sildiğimiz ömrümüzden.
Politik icraatların hikayesini kendi kalemimizden yaparak yaptırımlar uygularız ikramlarla sunulanların karşısında. Takdiri Rabbi aladan beklediğimizi söyleyip söylemlerin içine sıkışır kalırız.
Görmek ve görmeyi bilmek; hayatı görselleştiren temaların, akla giydirdiği homojen bir kıyafettir. Asli olanruhani temayı korumak ve değiştirmemektir.
Online Bilgi İletişim, Sanat ve Medya Hizmetleri, (ICAM | Information, Communication, Art and Media Network) Bilgiağı Yayın Grubu bileşeni YAZAR PORTAL, her gün yenilenen güncel yayınıyla birbirinden değerli köşe yazarlarının özgün makalelerini Türk ve dünya kültür mirasına sunmaktan gurur duyar.
Yazar Portal, günlük, çevrimiçi (interaktif) Köşe Yazarı Gazetesi, basın meslek ilkelerini ve genel yayın etik ilkelerini kabul eder.
Yayın Kurulu
Kent Akademisi Dergisi
Kent Akademisi | Kent Kültürü ve Yönetimi Dergisi
Urban Academy | Journal of Urban Culture and Management
Ayın Kitabı
Yazarlarımızdan, Nevin KILIÇ’ın,
Katilini Doğuran Aşklar söz akıntısını öz akıntısı haliyle şiire yansıtan güzel bir eser. Yazarımızı eserinden dolayı kutluyoruz.