Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) bir gün Übeyy ibn-i Kâ’b (r.a) hazretlerine;
“Allah’ın kitabından ezberinde bulunan âyetlerden hangisinin daha büyük olduğunu biliyor musun?” diye sordular. O: “Allah’ü Lailahe illa hüvel hayyül gayyum” cevabını verince mübarek elini sahâbînin göğsüne vurup; “İlim sana mübarek olsun” buyurdular.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:”Kim her farz namazın peşinden Âyete’l-Kürsî’yi okursa, onun cennete girmesine ölümden başka bir engel yoktur.”
“Farz namazların peşinden Âyete’l-Kürsî’yi okuyan kimse, diğer namaz vaktine kadar Allah’ın koruması altındadır.”
Ebû Hüreyre (r.a) şöyle anlatır: Rasûlullah (s.a.v) beni Ramazan zekâtı olan sadaka-i fıtrı korumakla vazifelendirmişlerdi. Bir adam gelip buğday yığınından avuçlamaya başladı. Adamı tuttum ve:
“Vallahi seni Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna götüreceğim” dedim.
Adam:”Gerçekten ben muhtacım, çoluğum çocuğum ve pek çok ihtiyacım var” dedi. Bunun üzerine adamı salıverdim. Sabaha çıkınca Rasûl-i Ekrem (s.a.v):
“Ebû Hüreyre! Dün gece esirini ne yaptı?” buyurdular. Ben de:
“Yâ Rasûlallah! İhtiyaç içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve salıverdim” dedim.
Rasûlullah (s.a.v): “O sana yalan söyledi, tekrar gelecek” buyurdular. Rasûlullah (s.a.v)’in bu sözü üzerine tekrar geleceğini anladım ve onu gözetlemeye koyuldum. Adam geldi ve yine buğdaydan avuçlamaya başladı. Bunun üzerine:
“Seni Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in huzuruna çıkaracağım” dedim.
Adam: “Beni bırak, çünkü ben gerçekten muhtacım. Çoluk çocuğum da var. Bir daha gelmem” dedi. Ben de acıdım ve salıverdim. Sabah olunca yine Rasûlullah (s.a.v) bana:”Ebû Hüreyre! Dün gece esiri ne yaptı?” diye sordular.
Ben de: “Yâ Rasûlallah! Bana yine ihtiyaç içinde bulunduğunu ve çoluk çocuğu olduğunu söyledi, ben de acıdım ve salıverdim” dedim. Nebiyy-i Ekrem Efendimiz:
“O kesinlikle sana yalan söyledi, ama tekrar gelecek” buyurdular. Ben de üçüncü defa gelmesini bekledim. Gerçekten geldi ve yine buğdaydan avuçlamaya başladı. Onu tekrar yakaladım ve:
“Seni mutlaka Rasûlullah (s.a.v)’in huzuruna çıkaracağım; artık bu üçüncü ve son gelişindir. Bir daha gelmeyeceğine söz veriyorsun sonra tekrar geliyorsun” dedim.
Bu defa bana:”Beni bırak! Sana Allah’ın seni faydalandıracağı bir bilgi öğreteyim” dedi. Ben:
“Nedir o bilgi?” dedim. O:
“Yatağına girdiğinde Âyete’l-Kürsî’yi oku. Böyle yaparsan senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha kadar şeytan sana yaklaşamaz” dedi. Bunun üzerine ben onu salıverdim.
Sabah olunca Rasûlullah (s.a.v) bana: “Dün gece esîri ne yaptı?” diye sordular. Ben de:
“Yâ Rasûlallah! Allah’ın beni faydalandıracağı bir bilgi öğreteceğini söyledi, ben de onu salıverdim” dedim. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz: “O bilgi neymiş?” diye sordular. Ben de o kimsenin bana: “Yatağına girdiğin zaman Âyete’l-Kürsî’yi, başından sonuna kadar oku; senin yanında Allah tarafından sürekli bir koruyucu bulunur ve sabaha kadar şeytan sana asla yaklaşamaz” dediğini söyledim.
Bunun üzerine Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v):”Bak hele! Kendisi yalancı olduğu halde bu sefer sana doğruyu söylemiş. Üç gecedir kiminle konuştuğunu biliyor musun, ey Ebû Hüreyre?” dedi. Ben:”Hayır, bilmiyorum” dedim. Rasûl-i Ekrem (s.a.v):”O şeytandır” buyurdular.
Ayetel Kürsi’yi okuyana, Allah (CC) hemen bir melek gönderecektir ve bu melek ertesi güne kadar kişinin iyiliklerini yazarak kötülüklerini silecektir. Farz namazlarının ardından okunması tavsiye edilir. Bunu yapan kişinin öldüğünde cennete gireceği kabul görür. Ayetel Kursi’nin Kur’an’ın dörtte biri olduğu belirtilir.