Çavuşun Osman, doğanın keyfini, renkli atmosferin altında sürdürüyordu. Her şeye rağmen, sevgi ve çevresi için iyi olmaya çalışıyordu.
Osman, yetiştirdiği fidanlarına özen gösterir ve mevsimine göre çalışırdı. Yapılması gerekenler adına, herkes Çavuşun Osman’ı bulurdu. Osman, meyve ağaçlarının diplerini doldurur ve doğal gübre koyardı. Bahçenin yeşilliğiyle ilgilenir ve hayvanların rahat ettirmeden bir yere gitmezdi. Onun dünyasına hile girmezdi.
Öğrencilik yıllarında, ayakkabı fırçası satın almıştı. Satıcı usta, fırçanın kalitesini kullandıkça anlayacaksın, demişti. İşini layıkıyla yapan, iş ahlakını benimsemiş ustanın sözleri bugün için de geçerliydi. Elli yıl önce alınan fırçanın ilk gün ki gibi durması, şahsiyetli insanın başaracağı bir iş olduğunu şimdi anlıyordu.
Bu devirde, mesleğini hakkıyla yapan, kişilere ihtiyaç vardı. Eğitilmiş kişilerin, toplumda çoğalması ve yerini alması esastı. Bugün elli yıl önce aldığı, ayakkabı fırçasını örnek veren, Osman şahsiyetinin gelişmesine nelerin etkidiğini çok iyi bilmekteydi.
Yaşantısını aldatma üzerine kuran, laik olmayı angarya kabul eden kişinin, üretimde başarılı olması mümkün değildir. Çünkü budalaca davranışlar toplumun başını döndürürken, yıkılmasına neden olacaktır. Toplumsal başarının, gelişiminin en büyük engeli bu tür kişilerin varlığıdır.
Bunlar küresel düzende, hilekâr ve şatafata bulanıp zalim olup çıkarlar. Onun için sevgi ve saygıdan hiçbir şekilde haberleri yoktur.
Karakter aşınması ve duygularının köreldiğinin farkında bile değillerdir. Halka yardım yerine reklam yapar, küçümser, horlar ve hakaret derecesinde aşağılar. Halkın anlaması gereken, lüks düşkünlerinin toplumda yeri olmamasıdır.
Türk Milleti, başarı yolundaki engelleri, mutlaka kaldırılacaktır. Bugün olmasa bile yarın doğru adımı atacaktır.
Çünkü TÜRKÜN anası, ATATÜRK gibi bir evlat doğuracaktır.
Hasan TANRIVERDİ