Antik dönemde bile dünyamızdaki belirli süreçleri açıklayan temel maddeler arasındaki kuvvetlerin etkileri ile ilgili kavramsal modeller üzerinde çalışmalar yapılmıştır.
Atomlar proton ve nötronların yanı sıra atom çekirdeğinin etrafında büyük hızla dönen bir elektro kabuğundan oluşur; şu anda 118 farklı atom ve onların izotopik varyantları var ve bunlar kimyasal elementler olarak bilinmektedir. Her element benzersiz bir yapıya ve yoğunluğa kütle, elektriksel iletkenlik vb. gibi spesifik fiziksel özelliklere sahiptir.
Özellikle her bir element karakteristik elektro manyetik yörüngelerde salınır ve her maddeye özgü formda bulunur. Bunların yanı sıra saniyede belirli bir salınım sayısı dalganın karakteristik rotasının şekli ve genlik dalga yüksekliği ve titreşim derinliği ile karakterize edilir.
Yaratıcı Allah’tır, sadece insanlar için değil, aynı zamanda evrenimizin tüm varlıkların bireysel titreşim fenomenlerde ifade edilen benzersiz bir şekilde tasarlanmış ve biçimlendirilmiştir. Biz bu titreşimleri çeşitli renklerle gözlerimizle algılayabiliyoruz insanlar atom maddelerini gözleri ile görmezler çünkü bu maddeler gözlerimiz için çok küçüktür. İki atom bir molekülle birleşince dalgaların üst üste binmesi yeni bir dalga paterni yaratır ve dolayısıyla gözlerimiz için yeni bir görüntü oluşturur.
Atomik fenomenlerinin temellerinin teorik tanımları ilk olarak 1900’lerde Prof. MAX Planck tarafından ölümünden sonra adı verilen Planck’ın (Almancası Planck’she) adındaki eylem kuantumun keşfi ile yapıldı.
Albert Einstein ışığı sadece bir dalga olarak değil aynı zamanda parçacıklar halinde bir madde olarak görüyordu. Einstein 1905 yılında ışık kuantum formülünü hipotezini formüle etti. Fotonlar teriminin temeli daha sonra atıldı, bunun için Einstein 1922 de Nobel fizik ödülü aldı. Aslında önce ona inanılmıyordu; bu konuya maddenin yoğunlaşmış bir durumda enerji olarak kabul edilebileceği sonucuna varılmıştır. Tersine elektromanyetik salınımlar sıkıştırılmamış halde maddeyi temsil eder.
Bilgi nasıl oluşuyor?
Maddenin doğal elektromanyetik salınımlarının bilimsel kanıtı bunların atom altı aralıktaki yapılar ve enerji kuvvetleri olmasıdır bu enerjinin ölçümü ve bunun yapay tekrarlanabilirliği (Üretilebilirliği) teknolojiye yüksek talepler getirmektedir, bizi çevreleyen elektromanyetik alan teknik ve ayrıntılı olarak gösterilmesi çok zor, tarifi imkânsız miktarda farklı titreşimler içerir. Genel olarak bireyler titreşimler tüm maddelerin toplam gürültüsünü (miktarını yok eder.) İnsanlar ve tüm canlıların kendileri için önemli olan bireysel titreşim bilgilerini bu sesten filtreleyebildiklerine dair hiç bir şüphe yoktur.
Doğa bilgi paylaşımı açısından eşsizdir, balinalar binlerce kilometre boyunca titreşimler yolu ile iletişim kurabilir. Avustralya da karaçam mücevheri böceği vardır, bu böcek seksen kilometre uzaklıktaki bir yangının yerini belirleyip, soğutulmuş külün içine girip üreyebilen ve aynı zamanda ağaçların çatırdamasını da duyabilen bir böcek türüdür. Olağanüstü hassas sensörlerini kullanarak, yanıcı maddeleri fark edebilir. Araştırmalar bu böceklerin bir orman yangınına ulaşmak için kilometrelerce seyahat edebileceğini göstermektedir.
Yıllar önce John Robbins’in kitabında okumuştum. Hayvanların hangi içgüdülerine sahip oldukları beni daha çok etkiledi; köpekler, yunus balıkları, kanarya kuşları, kaplumbağalar ve domuzlar insan hayatını kurtarmak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar. Kitap o kadar heyecan verici ve etkileyici ki birçok noktada gözyaşlarımı tutamadım. Maalesef Türkçesi olmayan bu kitap, bence tüm anaokullarında dünya çapında öğretilmelidir. Doğada hangi harika hayvanlara sahip olduğumuz öğretilmelidir. Bu kitap hayvanlar hakkındaki ufkumu genişletti.
Leylekler binlerce kilometre başka bir yere gidip, tekrar dönüp, eski yerlerini bulabiliyorlar, Hassas bir insan bile başkalarına açıklanmayan özel algılama yeteneğine sahip olabiliyor. Örnek birisini düşünüyorsunuz ve aniden telefonunuz çalıyor o kişi telefonda karşınıza çıkıyor. Bir insan herhangi bir alan da meslek edilmişse mekanik, psikolojik ya da tıp olabilir. O zaman bu alandaki sorunları bulmak için özel bir yetenek geliştirir. Araçlardan anlayan bir usta aracın sesinde bir arıza olup olmadığını hemen tespit eder. Aynı şekilde doktorlar da öznel sunumlar, nesnel bulgular ve içgüdüsel sezgilerle doğru tanı koyabilmek için hastayı doğru, düzgün ve ciddi bir şekilde dinlemek zorundalar.
İstenilen hedef ve doğru bilgiye ulaşmak için mümkün mertebe az enerji harcamak gerek. Ancak maalesef bu bozuk sistem öyle karmaşık hale getirilmiş ki doğru ve dürüst bilgiye ulaşmak için yıllarca adeta mercek ile aramak gerek.
Elektromanyetik titreşimlerin küçük bir kısmını duyu organlarımızdan algılayabiliyoruz. Örnek: Görünür ışık. Gözlerimiz 380 ila 780 nanometre dalga boyunda elektro manyetik radyasyonu algılayabiliyor. Bu genişlikteki dalgaların uzunluğuna bağlı olarak farklı renklerde ortaya çıkar (mordan maviye, yeşilden sarıya, turuncudan kırmızıya kadar)
Işığın taşıyıcılarına ışık kat sayısı veya fotonlar denir, enerji arzı (ısı) sonucu atomların uyarılması ile ortaya çıkar, hem bize görülebilen ışık hem de diğer tüm elektro manyetik salınımlar uzayda sürekli olarak yayılır. Bu titreşimlerin büyük patlamadan bu yana, evrenin genişlemesini temsil ettiği var sayılabiliyor.
Kuantum fiziği 20. yüzyılın ilk yarısından beri bu büyüleyici fenomen üzerinde yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Atomlar bileşik oluşturma ve böylece moleküller ve çeşitli türde maddeler olma özelliğine sahiptir. Atom ve moleküllerin araştırılması kimyayı misyon haline getirmiştir. Elektronların atom çekirdeğinin çevresinde çevrelenmesi ve karakteristik elektromanyetik salınımların yayılması doğal bir kanundur. Moleküler formdaki diğer Atomlarla olan bağlarda titreşimler diğer maddelerinkilerle korunur veya karşılaştırılır ve üst üste konur. Sonuç yine belirgin eşsiz karakteristik titreşim, (salınım) modeldir. Dolaşım sırasında enerji kuantası elektromanyetik salınımlar şeklindeki minik mikro partiküller, diğer atomlar tarafından alınır ve tekrar serbest bırakılır. Atomların elektronları daha sonra daha yüksek bir enerji seviyesine atlar ve tekrar geri döner ve sırasıyla karakteristik elektromanyetik bir salınım meydana getirir.
Organik iletişim
Elektromanyetik dalgaların biyolojik sistemlerde ki varlığı ve etkisi birçok çalışmada incelenmiştir. Bilgi neredeyse enerjisiz küçük bir uyarıcıdır. Ancak bilgi (informasyon) büyük enerjik etkiler yaratabilir, canlı hücreler elektro manyetik salınımlar yollarıyla birbiri ile iletişim kurarlar (biyofotomlar).
Bitki hücrelerinin içinde ve dışında birbirleri ile iletişim kurmak için özel alım ve iletim özelliklerine sahip özel protein molekülleri vardır. Biyolojik sistemlerdeki bu hücresel enerjik bileşenlerde meydana gelen değişiklikler, hücreler ve dolayısıyla hastalıklara ilişkin yanlış bilgilere yol açabilir. Biz insanlar kendi tecrübemizden yanlış bilgilerin kaçınılmaz olarak yanlış reaksiyonlara yol açtığını ve feci sonuçlara yol açabileceğini biliyoruz. Bu biyolojik sistemlerde farklı değildir.
Bilginin Placeboda bir etkiye sahip olduğu biliniyor. Placebo bilgi ile ilgili bir etkiden başka bir şey değildir. Tıp tarafından etkili bir ilaç bulunmadığında homeopati devreye girer, homeopati bir teoridir. Herhangi bir biyo-iletisim şekli gibi çalışır, ancak alıcı antenler sağlamsa ve bilgi iletme garanti edilirse, biyolojik titreşimler üzerine temel araştırmalar yukarıda belirttiğimiz gibi elektromanyetik dalgaların ekstra ve hücre içi proteinler üzerindeki etkisini araştıran titreşimsel olaylar yıllardır devam etmektedir. Bildiğimiz gibi maddeler benzersiz frekans düzenleri ile tanımlanabilir ihtiyacımız olan tek şey incelenecek titreşimlerin kaydetmek için bir anten ve bu titreşimleri değerlendiren ve dönüştüren bir cihaz (bir transistör), bu sayede enerjisel alandaki her zehirli toksinleri içeren maddeleri değiştirmek zorunda kalmadan tanımlayabiliriz. Atom yapısı nedeni ile elektromanyetik maddeler vücudumuz dahil her maddede doğal olarak bulunurlar, bu titreşimler şuanda teknik olarak ölçülmese de yine de vücut tarafından algılanabiliyorlar. Alman filozofu ve düşünürü Johann Wolfgang Von Goethe bu konuyu 200 yıl önce tarif etmiştir. “insan ses duyularını kullandığı sürece kendisinin en büyük ve en doğru cihazıdır.”
Sağlıklı bir vücudun sağlık bilgisi, hasta organizmanın bilgisinden farklı görünür. Ayrıca, hasta eden sebepler (proteinler) veya maddelerin titreşim şeklinde farklı görmektedir. Elektromanyetik titreşimlerin taşıyıcısı olan kuantum yapılarını, varlıklarını, vurdukları ve uygun etkiyi uyguladıkları yerlere bildiren enerji ve bilgi aktarır, bu titreşimler o kadar incedir ki bariyer ve hatta duvarları etkileyerek ve dolayısı ile vücut içerisinden bilgi verecek kadar etkilidir.
Metinde anlaşıldığı gibi, bu konuyu gündeme taşımamın çok özel bir sebebi vardır, bunu da 2. bir diğer yazımda açıklayacağım.