Ülkemizi; inançsızlık, ateizm ve deizm afeti, bir karabulut gibi kaplamıştır. Bu gerçeği; Cumhurbaşkanı’nın – herkesin önünde- Milli Eğitim Bakanı’nı fırçalaması ve Devlet Bahçeli’nin hamasi konuşmaları ile yok etmek mümkün değildir. Zira olay hepimizin gözleri önünde, bir çığ gibi büyümektedir. Mesela Mübarek Miraç Kandili gecesi, camide, sadece 30-35 kişi vardı ve çok üzüldüm. Zira AKP iktidarı, insanlarımızı camiden soğutmuştur. Buraları, parti şubesi haline getirmiştir. Diyanet’i esir almıştır. Ruhsuz, muhtevasız, suya, sabuna dokunmayan, bilimden ve aktüaliteden uzak, gençlere hiç hitap etmeyen, sık sık iktidar övgüsü yapan, hutbe ve vaazlar ile insanlarımızı camiden uzaklaştırmıştır. Özellikle genç nesillerimizi, inançsızlığın kucağına itmiştir.
İlk gününden itibaren, din istismarı yapan; özelikle de başörtüsü, imam hatip okulları ve Kur’an kurslarını, politik amaçları için kullanan AKP en büyük sorumludur. Bunun hesabını, ne bu Dünya’da, ne de Ahirette vermeleri mümkün değildir.
1- Gençlerimiz, devamlı dinî konuları istismar eden, bu iktidarın döneminde, toplumun ne hale getirildiğini görmektedir. Rüşvetin, uyuşturucunun fuhuşun, alkolün, kumarın, sapıklıkların, tecavüzlerin, kadına şiddetin, yolsuzlukların, kamu malı yağmalarının, şaibeli ihalelerin, israf, lüks ve saltanatın, kayırma ve torpilin, haksızlıkların, hukuksuzlukların, zulüm ve baskıların, ayrımcılığın, fikir, ifade, inanç, teşebbüs hürriyetleri ile mal ve can güvenliklerinin ortadan kalktığının, tek adam rejiminin, anti demokratik tablonun, bütün milli, manevi ve dini değerlerin nasıl dejenere edildiğinin, yalan, iftira, hakaret ve tehditlerin, kula kul olanların, şirk günahının nasıl pervasızca işlendiğinin, gurur, kibir ve enaniyetin, yaranma ve övgü düzme yarışının, Şia ve Vehhabi sapıklıklarının ön plâna geçmesinin, Türkiye’nin İsrail ve ABD güdümüne girmiş olmasının ve “Ilımlı İslâm” projesini icra etmesinin ve de işsizliğin, sefaletin, gelir dağılımındaki aşırı bozukluğun, ekonomik ve ahlâki çöküşün farkındadır. Palavraları yutmamaktadır.
2- Gençlerimiz; Ortadoğu ve İslâm Alemini hedef alan, alçakça saldırılara; Mübarek Miraç Kandili günü yapılan zulme, verilen desteğe; BOP projesinin “eş başkanlığına”, devamlı çizilen zikzaklara, sabah “ak” derken, öğleden sora “kara” denilmesine; teröre, çözüm sürecinde verilen tavizlere, Oslo görüşmelerine, Arap baharında hainlerin yanında yer almamıza, (Kıbrıs Harekâtında bize uygulanan ambargoyu kıran) Kaddafi’nin katlindeki suç ortaklığımıza; Ümmetin lideri safsatası yapılırken, tüm İslâm ülkeleri ile aramızın bozuk olmasına, Suriye olaylarındaki fevkalade yanlış tutuma; Gülen Cemaati ile tam bir işbirliği içinde iken, inkâr edilmesine ve şimdi de başka cemaatlere sağlanan imkânlara tepki duymaktadır.
3- Gençlerimiz; eğitim düzeyinin nasıl bu kadar kalitesiz hale getirildiğinin, geniş ufuklu, okuyan, araştıran, sorgulayan, üreten, kendine güvenen, Dünya’daki gelişmeleri takip eden, cesur, feraset ve basiret sahibi, nesiller yerine; AKP’nin uydusu, her şeyi devletten bekleyen, rahatlıkla yönetilen, pısırık, içine kapanık, aklını kullanmayan, başkalarına ipotek eden, cemaatlerin oyuncağı yapılabilen, kitleler üretmek olduğunu görmektedir. Özellikle de tüm evlâtlarımızı yönlendirmek istedikleri, İmam Hatip okullarında daha da kalitesiz bir eğitimin uygulanmasına ne dinî ne de dünyevi bilgilerin ciddi biçimde verilmemesine tepki duymaktadırlar.
4- Gençlerimiz; İslâm Aleminin içinde bulunduğu, cehalet, sefalet, sömürgeci ülkelerin uyduluğu, demokrasi, hukuk düzeni ve insan haklarından mahrumiyet, her türlü rüşvet, yolsuzluk, sefahat ve ahlâksızlığın kol gezmesi, israf, lüks tutkusu tüm fikir, ifade, inanç ve teşebbüs hürriyetlerinden, can ve mal hürriyetlerinden mahrumiyet, tablosundan tiksinmektedir. Adı Müslüman, kendisi bozuk yöneticilerin devamlı olarak birbiriyle çatışmasından, hiç bir konuda bir araya gelmemesinden; nefret etmektedirler.
5- Gençlerimiz; çoğu ne idüğü belirsiz, hangi emperyalistin ajanı olduğu bilinmeyen kişilerin yönettiği, cemaatlerin nasıl dünyevi çıkarlar peşinde olduğunu, insanların beynini nasıl yıkadığını, dinimizi nasıl istismar ettiğini görmektedirler. Cenab-ı Hak’kın rızasını değil, sarayın emirlerini ön plânda tuttuklarını bilmektedirler.
6- Su menfi faktörlere ilâveten 81 ilde yüzlerce kilise açan, binlerce misyonerin çalışmaları, kendini Müslüman ilan eden, aslında Siyonist Evanjelist çetesinin uşağı ve tetikçisi, çok sayıda terör örgütlünün varlığı, Haçlı seferinin yürütücüsü filmler ve tv dizileri, internet tuzakları vs. de işin tuzu biberi olmaktadır. Bu arada seks manyak, beyni apış arasına inmiş, kadın düşmanı, çoğu Şia ve Vehhabilik bağlısı, ahlâksız tiplerin, (Dine, ahlâka ve akla ters düşen) fetva ve açıklamaları da gençlerimizi iyice tepkiye sokmaktadır. (Ve Diyanet Teşkilâtı da suskundur.)
Nerede, o “örnek alınabilecek” kişiler? Bilgili ahlaklı, hem doğu hem batı kültürüne vakıf, karakter sahibi, kula kul olmayan, gerçekleri dile getirmekten hiç korkmayan, dürüst, idealist, insanlar? Gençlerimize yol gösterebilecek değerler? Maalesef, ortada yoklar. AKP iktidarı, her şeyi, tüm değerleri tüketti…
İlimle ilgisini kesmiş bir İslâmiyet olabilir mi? Matematik, fizik, kimya, biyoloji, astronomi, kozmoloji, kuantum, edebiyat, estetik sanatlar vb. konularda (hiç olmazsa) genel kültürü olmayan biri, Cenab-ı Hak’kın yüceliğini, yarattığı kainatlarda (Micro ve Macro Cosmozlarda) sergilediği mucizeleri, idrak edebilir mi?