Sevgili okurlarım, değerli gençlerimiz, Her 10 Kasımlarda olduğu gibi, bu 10 Kasımda da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılmış olduğu 86.yıl dönümünde bir kez daha, Atatürk’ü anlamak için tarihi geçmişe dönüp bakmamız gerekiyor.
Sevgili okurlarım, bilmeniz gerekir ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca ulusumuzun bağımsızlık savaşını veren değil, kurmuş olduğu cumhuriyetin kurumlarıyla birlikte, çağdaş medeniyetin ölçülerine ulaştırmak maksadıyla gecesini gündüzüne katarak çalışan olmuştur. Aynı zamanda siyasi bir deha ve dünyanın en önemli devlet adamlarından birisi olarak da tarihe geçmiştir. Eğer aramızdan erken ayrılmamış olsaydı, bu gün dünyanın parmakla gösterilen bir ülkesi olurduk. O zaman Atatürk’ü ortaya çıkaran koşullara bakmamız gerekir.
Sevgili okurlarım. Osmanlı Devletinin yanlış politikaları yüzünden, devletin nizamı bozulmuş ve eski gücünü yitirmişti. Balkan savaşı yenilgisinden Makedonya, Arnavutluk, Ege adaları ve Batı Trakya’yı da içine alan topraklarımızın bir kısmını kayıp etmiş olduk. Balkan savaşının galibi olan Ruslara ise savaş tazminatı olarak Kars, Ardahan, Artvin ve Batum illeri verildi. Bu toprak kaybı yetmemiş gibi, Almanya Devleti yanında, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp, 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Birinci Dünya Savaşına katılmış oldu. Birinci Dünya Savaşının yenilgisi sonrasında, Osmanlı Devleti paramparça edildi. Anadolu işgaliyle tarihten silinme noktasına gelindi. İşte tam bu durum sonrasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş savaşını başlatmak üzere, 17 Mayıs 1919’da İstanbul’dan hareket ederek, 19 Mayıs 1919 da Samsun’a ayakbastı. İlk işi Anadolu’da görev yapan paşalarla bir araya gelerek, ilk kıvılcım ateşini Amasya tamimiyle yakılmış oldu. İlk bildirgesinden sonra, ilk önce 23 Temmuz 1919’da Erzurum kongresini yaptı. Yapmış olduğu kongrelerde, almış olduğu kararları hayata geçirmeğe karar verdi. Verilen bu karar üzerine, 4 Eylül 1919’da Sivas kongresini yapmış oldu. Burada da alınan kararları hayata geçirmek üzere, işgal edilen şehir ve bölgelerde yaşayan ve eli silah tutan vatandaşları, silahlı direnişe geçirmek üzere örgütledi. Daha sonra, Ankara’ya gelerek 23 Nisan 1920 tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtı. Meclisin kararıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı, hem de ordularımızın Baş Komutanı Unvanıyla yetkilendirildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu yetkileriyle, Ulusal Kurtuluş Savaş’ını yaptı ve başardı.
Sevgili okurlarım, Kurtuluş Savaşı sonrasında, 29 Ekim 1923’de, Laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurarak, bir dizi köklü Devrimler yaptı. Cumhuriyeti sağlam temellere oturtturmak maksadıyla, gece gündüz durmadan çalıştı. Ne yazık ki her ölümlü gibi, O’da 10 Kasım 1938 de, saat 09.05 ‘e aramızdan ayrıldı. Şimdi, Anıt Tepe’de ebedi istirahatinde yatmaktadır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü her 10 Kasımda anmakta yetmiyor. Kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyetini koruyup kollamak ta görevimiz ve vazifemizdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti her ne kadar koruyup kollamayı gençlere emanet etmişse de, büyüklerimizde hem gençlerine hem de cumhuriyete sahip çıkmak zorundadırlar. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetini yerine getirerek, kurmuş olduğu cumhuriyeti her türlü tehlikeye karşı koruyup kollamaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, her daim ve her zaman minnet ve şükranla anıyor, O’ unla birlikte aziz vatanımızın kurtuluşunu sağlayan silah arkadaşlarına ve bütün kahramanlarımıza, gazi ve şehitlerimize rahmet diliyor, şükranlarımı sunuyorum.
Mürsel ADIGÜZEL
Halk Şairi ve Yazar
Sevgili Okurlarım 1912 yılında Atatürk’le ilgili yapmış olduğumuz şairler arası atışmamızı sizlerle paylaşmanın onur ve gurunu yaşarken, bu atışmamızda yer alan şairlerimize de teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
ATATÜRK
Hür bir millet yarattı ülkemde yeni baştan
Genç, ihtiyar, kadın, kız solmayacak Atatürk
Her “On Kasım” gelse de anıyoruz her yaştan
Fikirlerin ölmedi ölmeyecek Atatürk
Mürsel ADIGÜZEL
Dünya seni tanımış kabul etmiş adını
Asla yerin dolamaz dolmayacak Atatürk
Sen çektin zahmetini bizler aldık tadını
Vatan sahipsiz değil kalmayacak Atatürk
Taner Karataş
Tarihler seni anar sen ölmedin yaşarsın
Silmek isteseler de çağdaşlığa koşarsın
Su gibi yüreklerden sevgi olup taşarsın
Seni tanımayanlar gülmeyecek Atatürk
Ayhan Hız
Ezilene örneksin hem de örnek lidersin
Bilmeyenler öğrensin önderlere öndersin
Cumhuriyet eserin bilmeyenler öğrensin
Mirasına da halel gelmeyecek Atatürk
Mustafa Yalçınkaya
Dalga dalga aktılar cepheye koç yiğitler
Çoğu gitmiş dönmemiş hep yakılmış ağıtlar
Göz dikmişler yurduma haddin bilmez namertler
Yurdumda yanan ışık sönmeyecek Atatürk.
İbrahim Gençsoy
Bu kutsal vatan için hep düşmanla uğraştı
“Ya ölüm ya istiklal” var gücüyle savaştı
Cepheden cepheye o zor engelleri aştı
Ondan başkası kimse olmayacak Atatürk
Fatma Alageyik
Garip yaratık olduk inkâra kalkıyorlar
Dünya tanıdı Seni yanlışa bakıyorlar
Devrimlerin bol geldi kasıtlı yıkıyorlar
Dost değil düşman bile bilmeyecek Atatürk
Mürsel Adıgüzel
Gözün mavi renkteydi gökyüzü gibi yüzde
Saçın ülkem üstünde koca rüzgâr esmekte
Sesin billur bir pınar suyu her dem temiz de
Resmini çizdin yurdun kaleminle Atatürk
Nürten Boz Hürel
Özgürlük yolcusuyuz umut var bahtımıza
Kelepçeler zincirler dayanmaz artımıza
Benim diyen her yiğit çıkamaz tahtımıza
Tahtımızın sultanı ölmeyecek Atatürk
Hüseyin Gedik
Gökte şimşek çakarken yer yerinden oynadı
Emperyalist sülükler yedi içti doymadı
Gücünün halktan aldın sağır sultan duymadı
On Kasımlar kara gün olmayacak Atatürk.
Mürsel Adıgüzel