Merhaba değerli okuyucularımız. Bugünkü konuğumuz Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK. Efendim bu gün Atamızla dini bir sohbet gerçekleştireceğiz. Kısacası onun Din ve Teoloji ile ilgili görüşlerini siz değerli okurlarımızla paylaşacağız. Bu sohbette “İlim” ve “Akıl” en büyük rehberimiz olacaktır.
Yüksel MERT:
-Merhaba Atamız.
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Merhaba çocuklar.(1)
Yüksel MERT:
-Atam, yoğun iş temponuzdan dolayı özellikle bizimle zamanınızı paylaştığınız için sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Değerli Paşamız daha fazla vaktinizi telef etmeden hemen konuya girmek istiyoruz. Ülkemizin şu iki binli yıllarına ta Ogünlerden seslenerek hala Türk insanının çoğunun yaşadığı çarpık din ve teoloji anlayışıyla ilgili neler söylüyorsunuz?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, istediği bir siyasi fikre sahip olmak, seçtiği, inandığı bir dinin göreneklerini yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahip olmalıdır. Bu anlamda kimsenin hükmüne ve vicdanına egemen olunamaz.(2)
Yüksel MERT:
-Paşam, kısaca “din özgür kişisel bir inanç meselesidir.” Diyorsunuz. Peki din yani inanç sizin dilinizde ne anlam ifade ediyor, yani sizin din anlayışınız nedir?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Din vardır ve gereklidir.(3)
Yüksel MERT:
-Yani Atam Din’in insan için gerekli ve elzem olduğunu mu ifade ediyorsunuz?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Evet, Din gerekli bir konumdur. dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası vardır ki Din Allah(cc) ile kul arasında bir bağlılıktır.(4)
Yüksel MERT:
-Paşam sözlerinizde Allah(cc)kavramını kullandınız, din ve yaratılış konusunda bir tanrıya inanıyor musunuz?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Bende bilirim ve inanırım ki insanlar dinsiz yaşayamazlar. (5) Din insanın gıdasıdır. Dinsiz adam boş bir eve benzer. İnsana hüzün verir. Kesinlikle bir şeye inanmalıyız.(6) Tanrı birdir ve büyüktür.(7) Allah (cc) kavramı insan beyninin çok güç kavrayabileceği fizikötesi bir meseledir.(8) İnsanlığın anlama, aydınlanma, ve olgunluk derecesi, her insanın doğrudan doğruya tanrısal düşünceler ile temas yeteneğine erişmesi ile mümkündür.(9)
Yüksel MERT:
-Paşam teşekkür ederiz. Yalnız sizden ve yüksek bilgilerinizden din ve tanrı kavramının tarihsel süreçleri hakkında müstefit olabilir miyiz yani bu konuda insanlık bugüne dek hangi aşamalardan geçti?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Ey arkadaşlar! Tanrı birdir ve büyüktür. Dini usullerin oluşumuna bakarak diyebiliriz ki; insanlar iki sınıfta iki devirde, iki aşamada düşünülebilir. İlk devir insanların çocukluk ve gençlik devridir. İkinci devir insanlığın ergenlik ve olgunluk devridir.(10) insanlık birinci devirde tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi yakından ve maddi vasıtalarla kendisiyle ilgilenmeyi gerektirir. Allah (cc) kullarının gerekli olan olgunluk noktasına ulaşmasına ve alışmasına kadar içlerinden vasıtalarla, dahi kullarıyla ilgilenmeyi Tanrılık gereği saymıştır. Onların Hazreti Adem’Aleyhisselamdan itibaren bilinen ve bilinmeyen sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve elçiler göndermiştir.(10)
Yüksel MERT:
-Paşam sözlerinizden anlıyoruz ki, Gazi Mustafa KEMAL’in Dini İslam’dır. Peki, Paşam sizce İslam Dininin nitelikleri nedir?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Bir dinin doğal olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim Dinimiz akla en uygun ve en doğal bir dinir. Eğer dinimiz akla, mantığa, gerçeklere uygun olmasaydı diğer ilahi tabiat tanrıları arasında çelişki olması gerekirdi. Çünkü bütün evren kanunlarını yapan Allah’ tır (cc) (9)Müslümanlık Türklerin kolaylıkla ve geniş olarak kabul ettikleri tek din olmuştur.Gök tanrıya tapınış devrinden sonra önlerine çıkan Budist, Musevi ve Hıristiyan misyonerlerin her birisi büyük kitleler halinde Türklerin din değiştirmelerini sağlayamamıştır. Halbuki Müslümanlıkla temas eden Türkler, bir yüz yıldan az bir zaman içinde büyük kitleler halinde İslamı kabul etmişler ve pek az sonrada İslam2ın liderliğini ellerine almışlardır.(11)
Yüksel MERT:
-Neden Paşam Müslümanlık?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Çocuklar Müslümanlık Türk düşünce şekline son derece uygun gelmiştir.(11)Müslümanlığı Türkler yaymış ve Türkler kendilerine göre en geniş anlamıyla anlamışlar ve benimsemişlerdir.(12) Türk Milleti dinsiz değildir. Dine bağlıdır ve dini İslam dinidir. Dini ret edecek ortada bir sistem yoktur.(13)
Yüksel MERT:
-Paşamız sözleriniz öyle açı ki, bu açık ve şeffaflığınızı kutlamamak imkansız. Paşamız birde İslam Peygamberi Hazreti Muhammet (avs) hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Hazreti Peygamber Efendimiz bütün İslam topluluklarının, kutsal kitap sahiplerinin bildiği üzere Allah(cc) tarafından dini gerçekleri insanlık dünyasına duyurmaya ve anlatmaya memur edildiler ve ismi Peygamberdir. Yani haber ulaştırmakla görevlidir. Allah(cc) Kuranıkerim’de kendisine emirlik, saltanat, taç vermiş değildir. Hükümdarlık vermiş değildir. Peygamberlik görevi ile görevlendirilmiştir. Doğal olarak gerçek görevini kavramış olan Cenabı Peygamber bütün dünya insanlarına onu duyurdu.
Cenabı Peygamber devletlere gönderdiği peygamberlik mektuplarında buyurmuşlardır ki; “Allah(cc) birdir. Ve onun tarafından size gerçeği anlatmakla görevliyim. Hak dini İslam Dinidir. Ve bunu kabul ediniz.” Ve fakat eklemiştir. “Ben size hak dinini kabul ettirmekle sanmayınız ki, sizin milletinize, sizin hükümetinize el koymuş olacağım. Siz hangi hükümet şeklinde hangi durumda bulunuyorsanız yine aynı kalacaktır. Yalnız hak dinini kabul edeniz ve koruyunuz.(14)
Yüksel MERT:
-Atamız, çok çok güzel anlattınız. Yalnız günümüz Türk insanının çoğunun kafası karışık. Bundaki en büyük etkenlerden biri Laiklik. Yani Din ve vicdan özgürlüğü. Değerli Atamız, laiklik gerçekten dinsizlik mi, Din ve vicdan özgürlüğü nedir?
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Çocuklar, Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının sesine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünce ve düşünceye karşı değiliz. Biz yalnız din işlerini millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, basit ve fiile dayanan bağnazca hareketlerden sakınıyoruz.(17) Türk Milleti Milli duyguyu; dini duyguyla değil fakat insani duyguyla yan yana düşünmekten zevk alır. Vicdanında milli duygunun yanında insani duygunun şerefli yerini daima korumakla övünür.(26)
Vicdan hürriyeti, varlığı kesin ve dokunulmaz, ferdin doğal haklarının en önemlilerinden sayılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’ inde her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin töreni de serbesttir. Yani ayin hürriyeti dokunulmazdır. Doğal olarak ayinler, güvenlik ve genel ahlak kurallarına aykırı olmaz. Siyasi gösteri şeklinde de yapılmaz. Geçmişte çok görülmüş olan bu gibi bu durumlara, artık Türkiye Cumhuriyeti asla katlanamaz.(23)
Yüksel MERT:
-Paşamız, vicdan hürriyeti yani laiklik ile yenileşen ülkemizde şu son günlerde ne yazık ki gerici vicdan hürriyetini engelleyici faaliyetler hala devam etmekte. Madem ki İslam, en son din ve madem ki hem akla, hem mantığa hem de ilme uygun, peki neden bu gerici zihniyet hala var olmaktadır.
Mustafa Kemal ATATÜRK:
-Bizim dinimizin temeli sağlamdır. Malzemesi iyidir. Ancak bina sakatlanmıştır. Çok yaşlanmış ve eskimiş olan harcın yapışma kudreti azalıp çözüldükçe yeni malzeme ile kuvvetlendirilmemiştir. Aksine olarak bir çok yabancı unsurlar (yorumlar, tahliller, boş inançlar, efsaneleri kastediyor) katılarak zayıflatılmıştır. Bu gün bu binaya dokunulamaz, onarım da yapılamaz. Ancak zamanla çatlaklar derinleşecek ve sağlam olan temel üzerine yeni bina inşa gereği doğuracaktır.(21)
Yüksel MERT: