Astımın en karakteristik özelliklerinden biri nöbetler şeklinde belirti vermesidir. Bu atak dönemlerinde hastaların temel şikâyetleri öksürük, balgam, hırıltı ve nefes darlığıdır. Genellikle bu şikâyetlerin tümü birlikte görülür, ama bazı hastalarda öksürük bazı hastalarda hırıltı ve nefes darlığı daha ön plandadır. Astım belirtilerinin ortaya çıktığı bu dönemler ‘astım atağı’ veya ‘astım krizi’ olarak isimlendirilir. Astım krizi terimi daha çok, hastane veya yoğun bakım ünitelerinde tedaviyi gerektirecek ciddi durumlar için, astım atağı terimi ise nefes açıcı spreyler ile kısa sürede düzelen ve hatta kendiliğinden de geçebilen hafif durumlar için tercih edilmelidir. Ben hastalarımla konuşurken “atak” sözünü tercih ediyorum, çünkü “kriz” sözcüğü günlük konuşma dilinde içinden çıkılması zor, çaresi olmayan olayları tanımlamak için kullanıldığından hastaların ruhsal durumunu olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum.
Astımın en karakteristik özelliklerinden biri nöbetler şeklinde belirti vermesidir. Bu atak dönemlerinde hastaların temel şikâyetleri öksürük, balgam, hırıltı ve nefes darlığıdır. Genellikle bu şikâyetlerin tümü birlikte görülür, ama bazı hastalarda öksürük bazı hastalarda hırıltı ve nefes darlığı daha ön plandadır.
Astım belirtilerinin ortaya çıktığı bu dönemler ‘astım atağı’ veya ‘astım krizi’ olarak isimlendirilir.
Astım krizi terimi daha çok, hastane veya yoğun bakım ünitelerinde tedaviyi gerektirecek ciddi durumlar için, astım atağı terimi ise nefes açıcı spreyler ile kısa sürede düzelen ve hatta kendiliğinden de geçebilen hafif durumlar için tercih edilmelidir.
Ben hastalarımla konuşurken “atak” sözünü tercih ediyorum, çünkü “kriz” sözcüğü günlük konuşma dilinde içinden çıkılması zor, çaresi olmayan olayları tanımlamak için kullanıldığından hastaların ruhsal durumunu olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum.
Astımlıların çoğunun, bu ataklar arasındaki dönemlerde hiçbir şikâyetleri yoktur. Bu iyileşme dönemine “remisyon dönemi” denir. Remisyon dönemleri her astımlı hastada, hatta aynı hastada bile farklı sürelerdedir.
Çocukluk döneminde astımı olan çocukların yüzde 50’ si buluğ çağından sonra uzun süreli remisyon dönemine girerler. Bu dönem bazı hastalarda tüm ömür boyu bile devam edebilir.
ASTIM KRİZLERİNİN TİPİK ÖZELLİKLERİ
Astım krizleri çok ani olarak başlayabileceği gibi, birkaç gün içinde yavaş yavaş da gelişebilir.
Astım krizlerinin üç temel özelliği vardır:
- Havaların değişken olduğu dönemlerde daha sık görülür.
- Belirtiler gece sabaha karşı şiddetlenir.
- Krizleri doğuran çeşitli faktörler vardır: Alerjenler, sigara dumanı, viral enfeksiyonlar, keskin kokular gibi.
ASTIM KRİZLERİNİN ÖNCÜ BELİRTİLERİ
Bazı hastalar astım krizinin başlayacağını önceden hissedebilirler. Birçok hastada, boğazda yanma, hapşırık krizleri, burun tıkanıklığı, su gibi burun akıntısı, gıcık şeklinde öksürük gibi burun ve boğazla ilgili öncü belirtiler vardır. Burun, çene, ense ve saçlarda kaşıntı hissi de astım krizlerine öncülük edebilir. Bazı astımlılar ise enseme, kol, bacak ve sırtta kızarma, terleme ve ağrı gibi belirtileri kriz habercisi olarak bildirmişlerdir.
Özellikle, çocuklardaki astım krizlerinde nezle, farenjit gibi üst solunum yollarının viral enfeksiyonlarının çok büyük önemi vardır. Çocuğun önce burnu akar, hapşırır veya boğazı ağrır ve hemen o gece veya ertesi gün öksürük, hırıltı, nefes darlığı şikâyetleri başlar.
AĞIR ASTIM KRİZİ NASIL ANLAŞILIR?
Bazı astım krizleri hastanın hayatını tehlikeye sokacak kadar ağır olabilir. Böyle hastaların bir an önce hastaneye kaldırılmaları gerekir. Bu ağır krizler, çoğu kez, düzenli tedavi görmeyen hastalarda yavaş yavaş gelişir.
Çok seyrek rastlana bir astım türü olan dengesiz astım’ da olduğu gibi, birkaç saat hatta birkaç dakika içinde bile ağır astım krizleri gelişebilir.
Hem hastalar ve hem de yakınları tarafından iyi bilinmesi gereken ağır astım krizinin başlıca belirtileri şunlardır:
- Dudaklarda, tırnak yataklarında ve dilde morarma olması
- Şuur bozukluğu, uyuklama hali
- Nefes alma sayısının dakikada 25’ ten fazla olması
- Göğüs duvarı ile karın duvarı hareketlerinin uyumsuz olması
- Kalp atışlarının (nabzın) dakikada 120’ den fazla olması
- Nefes alırken kaburga aralıklarının içeriye doğru çekilmesi
- Kolları bir yere dayayarak ve yardımcı solunum kaslarını kullanarak solunum yapılması
- Konuşurken kısa bir cümleyi bile bir kerede söyleyememek
- Kan basıncının çok yükselmesi veya giderek düşmeye başlaması
- Hastanın aşırı bir korku ve panik içinde olması, terlemesi