Sanat gibidir, insan olmak… İnsanca Yaşamak… İnsanca düşünübilmek… İnsanca varolduğunu özümsemek…
Adeta rengarenk bir tablo misali!… İnsanlar vardır uzun boylu, kısa boylu, iyi huylu, kötü huylu, beyaz tenli, esmer, sarışın, insanlar vardır… Ama aslolan insandır değil mi? Sanki matematikteki gibi paylar değişken degişmeyen ortak bir payda farazası gibi… Ortak paydalarımız yüzünden yaşananlar üç aşağı beş yukarı hep aynı değil mi…
Her zaman aynı olmasada sebepler ve sonuçlar birbiriyle örtüşmez mi? Benzeşmiyor gibi dursa da aynıdır hissedilenler, yaşananlar… Değil midirki çoğumuz aynı şarkılarda birlikte coşmak, aynı komik şeylere gülmek, aynı filmleri izlemek için bilet alırız…
Aslında hepimiz farklı bir şeye inanıyoruzdur, farklı şekilde yaşıyoruzdur, farklı amaçlar edinmişizdir şu hayat gemisine… Hepimiz insanız… Hepimizin içi aynı şekilde yanar, hepimiz yakınlarımızı yitirdiğimizde her şeyin bittiğini düşünürüz. İşte bir payda misali ortak paydalarımız ne de çok… Kesir çizgisi ve biz her birimiz ayrı bir ucundayızdır o çizginin.
Şöyle bir kanat takıp uçabilseniz, uçabilseniz gökyüzünün en tepesinden bakabilseniz kendinize yüzleşseniz kendinizle o en yukarılardan en çok neye benzediğinizi görseniz… Objektif olursunuz belki!… Ya da görmek isterseniz şimdi de görebilirsiniz kendinizi cesaretiniz varmı? Tabi şike yapmak yok!…
Baş eğmeden olduğu gibi kabullenmek mi size zorgelen… Üstünlüğünüzümü ispat etmek… Acaba kimin kavgasını kim için ya da ne için veriyorsunuz düşünmek gerek ilk başta…
Sahip olduğunu zannettiğiniz değerleriniz için mi? Yoksa kendiniz için mi? İnsan olmanın varlığı, meydana getirdiği ihtiyaç degil mi? Güvenme, saygı ve sevgi duyma…
Siyahı görünce bu kara demek kolay, beyazı görüncede bu ak demek gibi kolay hemde… Ya ara renkler hayatın ayrıntıları olan ara renkler… Soyutlayıp arşınlamak yolları…
Kimi insanlar narssistir… Kendini insan üstü varlık gibi görür… Tabiri caizse ”küçük dağları ben yarattım”… İlk olarak kendisini haklı görüp kusursuz ve prüssüz bulması gibi… Oysa kimse mükemmel değil bu dünyada… Herkes sizi sevsin ve sizi kabullensin istersiniz… En önemlisi de dayatmacı, baskıcı kişilikleryle inançlarını, değerlerini varmış gibi gösterip kendi yalan dünyasında yaşayıp giderler… Karmakarışık psikolojileryle hem de… Farklı olan dünya görüşlerini dayatmacı bazında ”saman altından su yürütür” misali yaparlar…
Aslında ayrımcılık yapan, sanki kendileri değilmişcesine karşısındaki insanları suçlar, olumsuzluk adına ne varsa ellerinden geleni yaparlar… Her koşulda!… Ama bilmez ki! kendisini düşünen insan üstü varlık olduğunu zanneden insan olarak adlandırdığımız insanlar… Siz artık! ortak paydanın kesir çizgisinin öbür tarafından bakakalırsınız dünyaya…
İnsan heyecan duymalı yaşamında, yeni günün getirdiği yeni umutlar için… Sinirlenmeli yeri geldiğinde, kavga etmeli inandığı değerler uğruna… Hem de olanca gücüyle ve gövdesiyle yapmalı!…
İnsan efkarlanmalı, hüzünlenmeli insani duyguları olmalı velhasıl!… İnsan koskocaman olmalı ucsuz bucaksız okyanuslar gibi herkesi kucaklamalı, sevmeli… Bazen herkesten bir can olmalı… Görmezden gelmeli kimi zaman… Bazen üç maymunu oynar gibi… Görmedim, duymadım, bilmiyorum!… İnanmak istediği şeylere inanmalı… Nazik olmalı… İnsan gerçek olmalı… İnsan canını vermeli gerektiğinde… İnsan olmak zor zanaat… Görüldüğü gibi…
İnsanlıktan nasibini alamamışları gördükçe ne olduğunu anlamaktansa ne olmadığını anladığımızdır insanı!… Artık şaşırtan bir olgu ve olduğu gibi kabul edilmesi gerekirken meziyet saydığımız kavram.
İnsanım, adamım diye ortada gezmek marifet değil…
İNSAN olarak tabir ettiğimiz insanların arasında kaldıkça çok özlediğimiz şey değil midir?…
“Bir insana olduğu gibi davranın, o zaman olduğu gibi kalacaktır, bir insana olabileceği gibi davranın, o zaman olabileceği gibi olacaktır.”diyen Şair Goethe şu sözüyle de derin anlam taşıyor…
“İnsanlara kendi değer ve potansiyellerini, bunu kendilerinde görme ilhamı verecek kadar açık bir şekilde aktardığınızda, güven fiil haline gelir.”
Goethe
Her şeyden önce kişi insan olabilmeli ve insanlık her vasıftan önce gelebilmeli… İnsanlık kendini ve tüm insanları sevmek ve tüm insanların hak ve hukuklarına saygı duymak. Herkesi aynı ölçüde sevmek mümkün olmasa bile, herkese insani muamele yapmak adına insanca davranışlara yönlendirmek insanlık görevlerinden en önemlileri…
İnsan yaşadığı topraklarının çağının çocuğu!… Her düşünce geçmişin o unutulmaz tarih kokan köklerine sahip… İnsanının tarihi ise tüm insanlığın tarihi… Ortaya koyulan en yeni ve ortaya atılan düşünce bile, tarihsel bir geçmişin ayak izlerini taşımakta!…
Evet Nurdancım, hiç kimseye olduğundan fazla değer vermeye gerek yok, hemen kendini senden üstün görmeye başlar, o yüzden insanlara olduklarından fazla değer vermeyeceksin, kendine haksızlık etmemek için…
güzel olmuş eline sağlık.
Gerçekten çok güzel bir konu olmuş. İnsan olmak zor dediğiniz gibi. Bu arada çok güzel yazıyorsunuz.
Saygılarımla.