Korona virüs salgınıyla birlikte hemen bütün ülkeler ciddi sağlık sorunları yaşıyor. Ancak birçok ülkede ise, bu sağlık sorununa bir de büyük boyutlarda ekonomik sorunlar eklenmiş durumda. Ve geride ekonomik sorunların artarak devam edeceği görülüyor.
Başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere kimi belediyeler sosyal belediyecilik adına birtakım yardım ve dayanışma kampanyaları başlattılar. Ancak iktidar CHP’li, HDP’li belediyelerin açtıkları bağış hesaplarını bloke etti. Neymiş; bu belediyeler izinsiz kampanya yapmışlar, valilikten izin almaları gerekiyormuş vs. Sanki belediyeler devlet kurumu değil! AKP ve MHP’li belediyeler kampanyalarına devam ediyorlar.
Bağış ve yardım kampanyaları belediye yasalarına uygun şekilde yapılmasına rağmen iktidarın muhalif belediyelerin elini kolunu bağlama girişimleri, tamamen politik bir tavırdır. İktidarın bütün derdi, muhalefetin elindeki belediyelerin iyi işler yapmasını engellemek ve onları bir kaşık suda boğmaya çalışmaktır! Çalışamasınlar ki, halk bunlardan uzaklaşsın. Hele bunu ülkeyi kavuran virüs salgını ortamında bile yapıyor ya; burası sözün bittiği yerdir!
Engellenen belediyeler sosyal belediyecilik faaliyetini hayata geçirmek için farklı yollar buluyorlar. Örneğin Ankara Büyükşehir Belediyesi bazı kampanyalarına son günlerde “İyilik Bulaşıcıdır” kampanyası ile veresiye defteri kapatma uygulaması yapmakta.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da “Birlikte Başaracağız” sloganıyla Askıda Fatura kampanyasını başlattı.
Kampanya için şöyle diyor İmamoğlu: “Kıymetli hemşehrilerim; bu zor günlerde aramızdaki dayanışmayı büyütmek ve geride kimseyi bırakmamak adına yeni bir adım daha atıyoruz. Askıda fatura uygulamamızı başlatıyoruz. Bu sayfadaki ihtiyaç sahipleri, iBB tarafından onaylanmış ihtiyaç sahibi ailelerdir. İSKİ ve İGDAŞ faturalarını ödemede güçlük çeken vatandaşlarımızı, siz hayırseverlerin desteği ile biraz daha rahatlatmak istiyoruz. Bu kampanyaya destek olacak tüm hayırsever vatandaşlarımıza en derin şükranlarımı sunuyorum.”
Askıda Fatura uygulamasının bugünkü (Cuma günü) tablosuna göre 9.178.092 TL tutarında 74.094 adet fatura ödenmiş. 119.046 adet daha askıda fatura beklemede gözüküyor.
Havuz medyası ve iktidarın trolleri bu kampanyalara saldırıyorlar. Askıda fatura adı altında yolsuzluk yapılıyormuş da, İGDAŞ fahiş faturalar düzenliyormuş da, İslam dininin “Veren el alan eli görmüyor” anlayışı bu kampanyada istismar ediliyormuş da vs. vs.
İktidarın bu vicdansız saldırıları yetmiyormuş gibi, iktidara muhalif kimi kesimlerden de askıda fatura kampanyasına eleştiriler yöneltiliyor. Askıda fatura ödemeleri çözüm değilmiş; bu fatura sahiplerinin büyük bir kesimi AKP’li seçmenden oluşuyormuş; askıda faturaları ödeyerek AKP’li seçmenden oy devşirmeye çalışılıyormuş, ama boşuna uğraşmayın bu kesimler oy vermezlermiş; faturaları devlet ödemeliymiş; ödenen faturalar burjuvazinin kazancıymış; vatandaşlar aslında faturaları ödememeliymiş, böylelikle burjuvazinin malının alıcısı olmaz ve burjuvazi zor durumda kalırmış (Bu derin iktisadi tahlile bayıldım doğrusu, Marx bile bunu düşünememiş!) ; faturaları ödeyerek devletin açığını kapatıyorlarmış; askıda fatura ödeyenler kerizmiş vs. vs.
Saçma İtirazlar
Mevcut koşullar altında bu itirazların hiçbir kıymeti harbisi yok! İktidarın politik tutumundaki ‘kötülük’ öylesine yaygınlaştı ve bu kötücül anlayış toplumu öyle bir böldü ki, afet, salgın gibi felaket günlerinde bile toplumsal dayanışma, politikanın elinde oyuncak edildi.
Su, gaz, elektrik temel ihtiyaç kalemleridir. Devlet, bu faturaları ödeme güçlüğü çeken ailelerin faturalarını ödemiyor, ödemediği gibi ertelemiyor da! Kelin merhemi olsa başına sürer diye bir söz var ya; devlette merhem kalmadı! Devlet, kamuya ait o merhemi başkalarına sürdü ve sürmeye devam ediyor. Örneğin mücbir sebepler ortada iken, devlet yap- işlet-devret müteahhitlerin ödemeleri ertelemiyor, milyonlarca doları takır takır ödemeye devam ediyor! Bir avuç iş çevresi elek üstünde, toplumun çok büyük kesimi elek altında! Ayrıca iktidar bu zor günlerde bile itibardan tasarruf olmaz anlayışını devam ettiriyor, Saray’ın ve bürokrasinin harcamalarından hiçbir tasarrufta bulunmuyor. İktidarın “Biz Bize Yeteriz” kampanyasının başarısızlığının altında, iktidarın keyfi tutumunun vatandaşta yarattığı bu güvensizlik yatmaktadır. Ayrıca vatandaşta da pek para kalmadı ve toplumun epeyi bir kesimi borçlu. Kaldı ki bu kampanyada (4 gün öncesine kadar) toplanan 1 milyar 910 milyon TL’nin kimlerden nasıl toplandığına dair farklı görüşler var. Örneğin kamu bankalarından bu kampanyaya ciddi miktarlarda para aktarılmış, ayrıca öğretmen ve polis gibi kamu personelinin maaşlarından kesinti yapılmış vb.
Bu itirazların en saçması da vatandaş bu faturaları ödememeliymiş! Bu öneriyi yapan pehlivanlar, sizin hiç suyunuz, gazınız, elektriğiniz kesildi mi? Bunu diyenler, önce kendiniz ödemeyin! Hele bu fatura ödemeleri işine burjuvaziyi karıştıranlar yok mu? El insaf! Bu saçmalık, burjuvazi demekle derin politik analiz yaptığını sanma zevzekliğidir!
Elbette askıda fatura kampanyası geçici bir çözüm. Uzun vadeli devam edemez. Bu fatura
bedellerini belediyeler de karşılayamaz! İBB kayıtlarında askıda fatura koşulları için ölçüt, ailenin gelir durumudur. Burada ailenin politik görüşünün ne önemi var? Bu kampanya esasta ekonomik dayanışma içeriğine sahipken, bunun elbette bir politik yanı da var. Kampanyaya destek aynı zamanda iktidarın muhalif belediyeleri boğma anlayışına karşı politik bir duruş sergileme çabasıdır.
En önemlisi de bu tür kampanyalar kurumlara (kurumlara güven kalmadı) yapılmadığı için, verilen paraların harcamaları üzerinde şüphe duyulsun. Askıda fatura vatandaştan vatandaşa yapılan bir ödeme ilişkisidir ki, veren el gönül rahatlığıyla parasının amacına uygun yere gittiğine de emindir.
Sonuçta askıda fatura ödemek bir vicdan, toplumsal dayanışma, zordaki insanlara el uzatma ve bir iyilik eylemidir. Veren eller sağ olsun.