. yüzyıl Arap kültür kavramlarını benimsiyorlar. O kavramlarla o kültürle yaşamaya, o dönemi yaşatmaya çalışıyorlar.
Müslüman görünen Müslümanlıktan geçinen şarlatanlar;
İslamcılık savunmaları ve uygulamalarıyla huzuru, güveni, adaleti, kardeşliği, barışı alt üst etmeye devam ediyorlar. Dillerinde, kalemlerinde ve icraatlarında kin nefret öfke kan, yıkım yansıyor.
Suud-Vahhabi İslamcılığı önce Suudi Arabistanda ortaya çıktı. Mezhepleri reddediyorlardı. İslamın temel kaynağı Kuranı sadece bir kitap, peygamberi de bir elçi olarak gören ancak Kuranda yer alan ilahi mesajı da, peygamberin hadislerini de döneme hapseden bir algıya dayanıyordu.
Yahudi ve Hıristiyanlar; kendi dinlerini de dünyevi istekleri uğruna aynı gerekçeyle tersyüz etmişlerdi de, İslamiyet bu sapmalar üzerine, yeniden insanlığa gerçekleri, doğruluğu, dürüstlüğü, adaleti, tevhid akidesini bildirmek üzere gelmişti. Onlar ki Tek Allaha karşı altınları, malları, evlatları, şöhreti eş koşmuşlardı.
Ahlaksızlık, yalan, dolan, talan anlayışı, Museviliği de Hıristiyanlığı da ilahi mesajdan uzaklaştırmıştı.
İslamiyette bu yüzyılda bu dönemde aynı süreci yaşıyor.
Allah diyorlar ama ona eş koştukları var.
Peygamber diyorlar ama biat ettikleri liderleri var.
Eş koştukları için hertürlü gerçeği tersyüz iradeleri var.
Kuran ve peygamber diyorlar ama biat ettiklerinin her sözü, her emri, hakka, hukuka, adalete ters olsa da yerine getiriyorlar.
O vahhabiler ki; Osmanlı İslam ümmet sistemine karşı Yahudi ve Hıristiyanları Dost ve Yaren kabul ederek isyan etmişler, Müslümanın kanın dökülmesine neden olmuşlardı.
Vahhabi Suudiler; Sudan, Somali, Afganistan, Irak, Libya, Yemen işgallerinde haçlılarla birlikte hareket etmiş, işbirlikçilerin eğitilmelerine yardım ve yataklık etmişlerdir.
Yine aynı şekilde Vahhabi ideolojisini benimseyen Türkiyeli Vahhabi Müslümanlar; Sudan, Somali, Afganistan, Irak, Libya, Yemen işgallerinde haçlılarla birlikte hareket etmiş, işbirlikçilerin eğitilmelerine yardım ve yataklık etmişler, ABD ve batılı müttefiklerince Müslüman kentlerin yakıp yıkılmasına, katliamlara destek olmuşlardır.
Anadolunun saf ve temiz Müslümanları da; Karun gibi zenginleşen, iktidar gücünü keyfiliğe, yandaşlığa, batıl emperyalizme feda eden, adaleti katleden, benden yana bana karşı ikilemesi ile insanları bölen, böldürten, mazlumların yardımlarını iç edenleri, ehlisünnet velcemaat çizgisinde olduğunu zannetmeye devam ediyor.
Oysa Hıristiyan ve Yahudileri dost edinen vahhabi İslamcıları için artık İslam dini; hurafelerle, sokak aralarında oy toplama ve el açtırma, kitleleri uyutma, uyuşturma aracıdır.
Bugün Türkiyede, Vahhabi anlayışı hakim güçtür.
İngiltere; Vahhabi İslamcılığını destekledi. İstihbarat ve Vahhabi İslamcılığını öğreten Exter okulunda yetiştirdiklerinin İslam ülkelerinde iktidara gelmesine katkı verdi.
Vahhabi İslamcılar iktidara getirildi. Budist, Hinduist, Konfüçyüst ve Şintoist dünyayı dinsel dönüştürmek için oluşturdukları Moon cemaati gibi İslam versiyonu olan cemaat ve tarikatlarla, Dinlerarası diyalogcularla, Avanejelist akım başrol oynuyor.
İslamcı cemaatler, tarikatlar; servet, iktidar, şöhret peşinde olunca, birbirlerini dost edindiler. Onlara destek için seferber oldular. Ve yüzlerce yıllık amaçlarına ulaştılar
Sapık İslamcılığının İslam dünyasındaki ve özellikle Türkiyedeki bu zaferi devam edebilecek mi? Bakıp göreceğiz.
Fırıldak İslamcılığın, kapitalist İslamcı anlayışın, İlahi açıdan ve dünyevi açıdan ne gibi ihanetleri olduğu ortadadır. Bunun gerek ilahi açıdan gazabın ve gerekse mazlum ve mağdur insanlar açısından ne gibi dönüşümlere yol açacağı beklenmelidir.
Günün Sözü: İstismarcılar da istismar edilir.