İş dünyasında her yatırım tabi ki kâr amacı taşır.Ama gel gör ki bugünkü idareciler şirketlerin kâr unsurunu insanlık amacının üzerinde tutmaktalar.
Hep söylemişizdir. Hesler ölüm demektir… Ya insanlar ölür,yada doğa ölür. Ne vahimdir ki, idarenin para hırsı bu söylemlerimizi hep kulak ardı etmiştir.
Her dere yatağına en az beş, en fazla 50 Hes projesi uygulamıştır. Yaşama can katan özgür akan derelere, kaynağından kelepçe vurulmuştur. Suyu yatağından alan şirketler cebri borularla dağların zirvelerine çıkartarak doğaya zulüm etmişlerdir. Susuz kalan dere yataklarını milyarlarca metreküp hafriyatlarla doldurmuşlardır.
İnsanlar çağırdılar, hafriyatları dere yataklarına doldurmayın, felaketin temellerini atıyorsunuz dediler… Coplandılar susturuldular.
Sonuç….
Aşırı yağışlardan cebri borular ve su tutma havuzu patladı. Dere yataklarındaki milyarlarca metreküp dolgu harfiyat, sel sularıyla vadilere ölüm kustular.
Hesler sözde kamu yararıydı. 10 ölü, 3 kayıp, 6 konut kamu zararı olarak bedel özetti.
Diyorlar ki doğal afet. Allah’ın işi… Ama fotoğraf öyle demiyor. Suçlu aha nah orada, bu kötü projelere onay verenler diyor.
Bu, madalyonun sadece bir yüzü… Madalyonun diğer yüzü bir sürü felaket projeleriyle dolu.
Altın madenciliği… Canlı yaşamı kökünden tahrip ediyor. Para hırsı canlı yaşamı hiç görmüyor..
Kütahya’da, Bergama’da siyanür havuzları çöktü. Hükümet bunu da doğal afet hanesine yazdı. Felaketin bedelini canlı yaşama yüklediler. Bölgemizdeki altın madeninin vereceği muhtemel zararları düşünmek bile istemiyoruz.
Bu ülkede Felaket projelerini saymakla bitmiyor. Heyelanlar, kayan köyler ve patlatma müsadeli kazılardan oluşan radyoaktif RADON GAZI salınımlar, görülmeyen felaketlerin en kötüsü… Kanserojen etkileri özellikle göz ardı edilmektedir.
Gel gör ki, hiç bir şirket bu zararlardan sorumlu tutulmamaktadır. Hem hukuki, hemde fiili olarak koruma altında felaketlerine devam ettirildiler.
Ama bizler biliyoruz ki, her felaketin sorumlusu Allah değildir… Kişilere hizmet eden felaket projelerine onay verenlerdir…
Osman Güvenalp.