Dünyada her yıl 24 milyon düşük doğum tartılı bebek dünyaya geliyor ve bunların 7 milyonu 1 yaşına gelmeden ölüyor. Bebek ölümlerinin çoğu neonatal dönemde, yani doğumdan sonraki ilk ay içinde görülüyor. Prematüre (37 haftadan daha önce doğmuş bebekler) ve doğum tartıları 2000 gramdan düşük olan bebekler ısı kaybına çok dayanıksız olmaları yanında, ciddi solunum ve mide-bağırsak enfeksiyonlarına da çok yatkındırlar.
Belirli süre ‘yenidoğan bakım ünitelerinde’ bakılmaları ve tedavi edilmeleri gereken prematüre ve düşük doğum tartılı bebekler, özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir sağlık sorunu oluşturmaktadır, çünkü bu üniteler pahalı bir altyapı ile doktor, hemşire, hasta bakıcı gibi deneyimli personeli gerektirmektedir.
İlk kez 1978’ de Kolombiya’lı doktor Edgar Rey tarafından geliştirilen kanguru anne modeli belirli bir süre kuvözlerde bakılması gereken prematüre ve düşük doğum tartlı bebekler için umut olmuştur. Bu yöntem, bugüne kadar Asya, Afrika ve Güney Amerika’nın birçok ülkesinde başarı ile uygulandığı gibi, Fransa, İsveç, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde de ilgi görmüştür. Kanguru anne yöntemi, bebeğin kuvözde bakılmasından daha ekonomik olması yanında, bebeğin beyin gelişimi açısından da daha olumlu bulunmuştur.
KANGURU ANNE MODELİ
Kanguru embriyosu, normalde rahimde geçirmesi gereken evrenin bir kısmını rahmin dışında tamamlar. Döllenmeden kısa bir süre sonra, henüz bir santimetre boyunda olan kör kanguru yavrusu dünyaya gelir. Bu aşamadaki yavruya neonat adı verilir. Bu aşamayı tüm memeliler anne karnında geçirirken, kanguru yavrusu daha bir santimetre boyundayken dünyaya gelmektedir. Henüz doğru dürüst gelişmemiştir; ön ayakları belli belirsiz bir halde ve arka ayakları da küçük çıkıntılardan ibarettir. Elbette bu haldeyken annesinden ayrılması mümkün değildir. Rahimden çıkan neonat ön ayaklarıyla kendisini çekerek annesinin kürkünün içinde hareket etmeye başlar ve yaklaşık üç dakikalık yolculuk sonunda annesinin kesesine varır. Diğer memeliler için anne rahmi neyse, küçük kanguru için de bu kese odur. Ama önemli bir fark vardır. Diğerleri dünyaya bebek olarak gelirken, kanguru yavrusu, rahimden çıktığında şekil itibariyle tam bir embriyodur. Ayakları, yüzü ve daha pek çok uzvu henüz son halini almamıştır.
Bu modelde, dünyaya geldiklerinde doğum ağırlıkları 2000 gramdan daha az olan bebekler, kangurularda olduğu gibi annelerinin göğüslerinde derileri birbirine temas edecek şekilde ve dik durumda tutularak büyütülmektedir. Bebeğin bezi ve başındaki boneden başka bir giysisi bulunmamaktadır. Annenin geceleri yarı-oturur durumda uyuması gerekir. Bebek annesi tarafından rahatça emzirilebilir, gerekiyorsa mama ve vitaminler de verilebilir. Anne ve bebeğin birlikte yaşamları, bebek kendi vücut ısısını sürdürebilir ve ayarlayabilir hale gelinceye kadar devam eder.
Gelelim neticeye
Kanguru anne modelinin yaygın olarak uygulanmasıyla her yıl 1 milyon bebeğin ölümden kurtulacakları tahmin edilmektedir.