İntihar eden Enes üzerinden medyada kıyametler koparken sevgili velilerim, size sömestr için araştırma ödevi veriyorum.
Ödev basit, düşünmeyi unuttuk malûm.. Nereye gidiyoruz, bu gidiş nereye? 15 gün düşünme ödevi veriyorum.
Küresel plandemi nedeniyle zihinlerimiz uyuşturulmuşken yeni nesil avuçlarımızdan kayıp gidiyor, farkında mısınız?
Evlatlarımızı kaybediyoruz farkında değiliz çünkü kendimiz hapsolduğumuz sanal labirentlerimizden memnunuz.
Sanal zamanların banal yalnızlığını yaşıyoruz.
Para sanal, arsa sanal, babam coin verse, yatırsam metaverse…
Zaman teknoloji zamanı.
Devir sanal yalnızlık devri.
Yılllar sonra arkeologlar kazı yaptığında ve antropologlar ölü bedenlerimizi incelediğinde başparmaklarımızın daha büyük olduğunu görecekler..
Akılsız zamanlarımızda akıllı telefonlarımızın ekranlarında gezinen, kas yapan başparmaklar…
Akranlarıyla değil ekranlarıyla büyüyen çocuklar..
Hayatı sürekli bir ekranın etrafında anlamlandıran talihsiz yetişkinler…
Kaçınılmaz ‘dijital bir kıyamete’ gidiyoruz.
Sosyal medya asosyalleştiriyor bizi ve cenin pozisyonunda kabuğumuza çekiliyoruz.
Sanal alemde tanışıp sanal alemde “trip atıp” sanal alemde ayrılıyoruz.
Sanal alemde beğenilmezsek ‘like’ almaz isek- , ‘fav’ almaz isek, paylaşımlarımız tıklanmazsa bunalımlara giriyoruz.
Pencere tıklanırdı komşularca şimdi paylaşımlar için ‘TIK’ istiyoruz.
Tıkanıyoruz..
Ah garip insanoğlu bir like ile adam oldun bir tıvitle gidersin, neyin derdindesin?
Evet Mirim, boyunlar bükük ,gözler mobil telefonların ekranlarında..
Besmele çekilmiyor artık yemeğe başlanırken foto çektiriyoruz.
Özbakım becerisi olmayanların öz çekim dilemnası..
Komşuya kokar diye paylaştığımız yemeğimizi şimdi sosyal medyada paylaşıyoruz.
Misafirliklerde hal hatır sormuyoruz, ‘wifi’ kablosuz ağ bağlantısı şifresini soruyoruz.
Prizin yerini soruyoruz..
Telefonun değil sanki bizim şarjımız bitiyor, yavaş yavaş ölüyoruz..
Büyük evlerimiz var ancak çekirdek ailemiz var.
Daha şatafatlı makamlar, daha az sağduyu var.
Gelişmiş ilaçlar, bozulan sağlığımız var.
Aya gittik de karşı komşuyu tanımıyoruz.
Yüksek gelirimiz, daha az huzurumuz var.
Yüksek zeka, daha az duygu var.
İyi bilgi var daha az erdemli insan var.
Sayısız ilişkimiz var ,gerçek sevgi sıfır.
Sosyal medyada sürüyle arkadaş var ,gerçekte dost yok.
Daha çok insan var daha az insanlık…
Daha büyük televizyon, daha az kitap var.
Pahalı saatlerimiz var hiç vaktimiz yok(!)
REÇETE..
Çocuklara 1 ay göz teması eğitimi
1 ay ‘Teşekkür ederim,özür dilerim,lütfen’ deme eğitimi
Sonsuz merhamet eğitimi
Babalar daha çok dinleyecek.
Anneler daha az konuşacak..
Babalar annelerle ilgilenirken öğretmenler çocuklara yön verecek..
Mutlaka akşam yemeğinde tüm aile fertleri aynı masa etrafında buluşacak..
Ve ZORUNLU DÜN DERSİ verilecek..
Tarihini bilmeyenin coğrafyası değişir çünkü..
Veliler ebeveynin John Wayne’nin (Con Veyn) ebesi olmadığını bilecek..
Ve miş gibi yapmayacak.
Biyolojik anne ve baba olmayacak..
Öğretmenler de çocukların kalbine dokunacak..
**Esse quam videri.
**Öyle görünmek değil, öyle olmak gerek..
Vesselam..
Erhan SANCAR
Eğitimci Yazar
Sevgili hocam bahsettiklerinizle o kadar mutlu oldum ki bu dünyada özellikle evimde verdiğim savaşı yüzüme yüzüme vurdunuz. Ve bir o kadar kendimi eşimi ve çocuklarıma o değer veriyorum ki internetin telefonun tabletin sadece ihtiyaç olduğunda kullanılması gerektiğini hepsine teker teker anlatmaktan vazgeçmeyeceğim. Bir tebessümün bir teşekkürün bir minnettarlığın insanların yüzünde gülücük oluşturduğunu çocuklarıma anlatmaktan vazgeçmeyeceğim. sizin yazınızla kendimi yeniden tekrarlamış oldum. Teşekkür ederim.