Bu devlet aklıyla işlerin bir hala yola koyulacağı pek mümkün gözükmüyor. Devlet, sorun üzerine sorun çıkarıyor. Bürokrasimiz de, siyasilerimizde bu konuda çok maharetliler. Eh, kambersiz düğün mü olur hesabı; bütün bu olanların kamberliğine soyunmuş bir medya da var.
1993 yılında Sivas Madımak Oteli, İslamcı sloganlar eşliğinde ateşe verildi. Pir Sultan etkinliklerine katılmak için gelenlerden 33 kişi ile 2 otel çalışanı, bu yangınla katledildiler. Ayrıca saldırganlardan da 2 kişi öldü.
Devlet ne yaptı? Katledilen bu 35 kişinin adının yanına, ölen 2 saldırganın da adını yazdı.
Maktullerle saldırganlar hangi hukukta, hangi vicdanda, hangi ahlakta yan yana getirilebilir?
Katledilenlerin anısını, katletme potansiyeli taşıyan saldırganlarla kirletmeye kimin ne hakkı var? Bu devlet aklının yaptığı, yaraya tuz basmak değil midir?
Madımak Oteli, devlet tarafından uzun uğraşılardan sonra kamulaştırıldı. Devlet, yapması gereken iyi bir iş yaptı.
Başta Aleviler olmak üzere toplumun bir kesimi, oranın “Madımak Müzesi” olmasını istediler.
Devlet ne yaptı?
“Bilim ve Kültür Merkezi”.
Ne ilgisi var?
Neymiş efendim; Madımak Müzesi olursa, bu durum, sürekli bir hatırlatmaya neden olurmuş. Bu da, toplumdaki yarayı iyileştireceğine, daha bir kanatırmış vs.
Tam da zalimlerin anlayışıdır bu!
Unutan bir toplum, nasıl bir gelecek inşa edebilir?
Asıl unutulduğu içindir ki, o toplumun geleceğinde katliamlar eksik olmaz.
1993’te Solingen’de yakılarak katledilen Türk ailenin yakılan evinin yeri yeşil bırakılarak bu katliamda ölenlerin anısına ağaçlar dikilmiştir. Anma törenine dönemin Almanya Başbakanı katılarak bir konuşma yapmıştır.
Yanan evin arsasına inşaat yapılmamış ve bir anma törenine de Başbakan katılmış.
Oraya “Madımak Müzesi” denmesi, bu devletin neresini eksiltir! Kaldı ki, orası toplum nezdinde bir katliam müzesidir! Tıpkı Austwitz gibi! Almanya unutmuyor, insanlık unutmuyor!
Madımak Oteli’nde yapılan katliamda ‘derin’ devletin şu veya bu ölçüde bir rolü olduğu düşüncesini ta baştan beri taşımaktayım. Velev ki böyle. İslamcı cenahın medyası da, ne zaman Madımak olaylarından bahsetmek zorunda kalsa, işin salt bu yönünü vurgulayıp geçiyor. Peki, orada birikmiş binlerce insanı, sloganlarını, tekbirlerini nasıl izah ediyorsunuz?
İşin bu noktasını hep es geçiyor bu vicdansızlar!
Bu kesimden bir tek Allah’ın kulu çıkıp da bir özeleştiri de bulundu mu?
Birisi çıkıp da bu katliamı lanetledi mi?
Tersine, şairliğinin gücü oranında karakteri zayıf birisi, “Sivas’ın üzerinde Sırp tayyareleri mi uçsun?” diye yazmadı mı?
Demokrat olmak ha!
Vicdanlı olmak ha!
Katil iktidarların, şiddet içeren veya öneren her türlü ideolojinin ve insanı inançları yoluyla teslim almış cinayet şebekelerinin olduğu her dönemde katliamlar olur.
Buna karşı olmayanların ve böylesi olayları kınamayanların demokrasi vaazları birer sahtekârlıktır!
İnsana insan gibi bakmayanların, eşit ve evrensel bir hukuku ve insanın temel haklarını savunmayanların bırakın siyasi görüşünün şu veya bu oluşunu; her şeyden önce onun vicdanı yoktur, vicdanı!
İşin medya ayağından küçük bir örnek: Yeni Şafak gazetesinin internet sitesinde, bu yılki anmaya ilişkin verilen haber şöyle: “Madımak olaylarında hayatını kaybedenlerin anıldığı etkinlikte olaylar çıktı. Grup, bilim ve kültür merkezi olarak düzenlenen eski Madımak Oteli önünde barikat kuran polislere saldırdı polis de grubu dağıtmak için biber gazı kullandı. Çıkan arbedede yaralananlar oldu.” Hepsi bu kadar.
Habere dikkat ederseniz Madımak olayları hakkında açıklayıcı hiçbir bilgi yok. Haydi, böyle olsun. Devam ediyor; anma yapacak grup, polislere saldırdı. Arbede çıktı vs.
Neden katliamın yaşandığı yerde anma yapmak yasak?
İnsanlar oraya gelseler, anmalarını yapsalar ey devlet, senin bir tarafın mı eksilir?
Anmayı yasaklayan devlet! Sen, yakmayı niye yasaklayamadın?
Anmak isteyen grubun üzerine tam teşekküllü polisini salan devlet; katliam sanıklarını yakalama ve yargılamada niye tam teşekküllü davranmadın?
Katledilenlerden şair Metin Altıok’un kızı şöyle diyor: “Siz sayın devlet yöneticileri, nasıl ki Sivas 93’te Madımak katliamını izlemekle yetindiniz, şimdi yasımızı anmamıza asla mani olamazsınız.”
Bu ülkede anma yasak, yakma serbest!