Ömür denilen süre su gibi akıp gidiyor, ne gözün yaşına ne yalvarışına bakıyor. Hayat yolu çakıl taşlarla döşeli. Biz de onun üzerinde düşe kalka yürüyoruz.. Her geçen gün sosyal yaşamın sunduğu çıkar alışverişleri, zaruretler, teslimiyetler, ezilmişlikler, itilmişlikler ve bu gibi içimize yaralar açan pek çok hengâme atlatıyoruz. Gönlümüzde tüten nice arzular, emeller, proje ve fikirler bu çarkın altında can vermiş veya vermekteler. Çoğunu ardımızda bırakarak yenilerine ümitle kucak açarak Veysel vâri yürüyoruz uzun ince bir yolda.
Ne gariptir ki, bu hengâme çarkını oluşturan da insan, çarkın dişleri arasında kalıp ezilen, inleyen de insan.
İnsanoğlu karıncaya benzediği kadar ipek böceğine de benzer. Kendi ördüğü kozanın ipiyle asar kendini ama bundan haberi bile olmaz.
Ne tuhaf değil mi; Büyük kafalı diye baş tacı ettiğimiz ilim adamları silah icat eder; siyaset adamları savaş ilan eder ve piyon rolü oynayan diğer insanlar da savaşarak birbirini vurur.
Veya sosyal doku dediğimiz gelenek, görenek, ahlak, kanun, yasa gibi kuralları insanlar kurar ama hepsini insanlar ihlal eder ve altında insanlar ezilir, insanlar birbirini yer…
İşte böyle sürüp giden hayatımızın her evresinin uyandırdığı farklı duygularımız vardır. Bu duyguları doyasıya yaşamak istiyoruz tüm çakıl taşlarına ve hengâmelere rağmen… Yaşamalıyız da!
Pekii doyasıya yaşamak için ne yapmalıyız? Nasıl olsa geçiyor, geçecektir, deyip suyu akışına mı bırakmalıyız yoksa akıntıya kürek mi çekmeliyiz?
Bu sorunun pek çok cevabı vardır ama ben sevgi dolu temiz bir ruh penceresinden bakmayı becerebilirsek her mevsimi doyasıya yaşayabiliriz diye düşünüyorum. İçine kin, nefret, intikam, hasetlik gibi toksik maddeler girmeyen ruh dinamizmiyle yaşarsak ancak hayatı anlamlı kılabiliriz. Yunus, “Yaratılanı sev yaratandan ötürü” derken, sevginin ruh sağlığı için ehemmiyetli bir gıda olduğunun altını çiziyor.
Fikrindeki emelin; kumu, suyu, tüm harcı
Aşk küreği olmadan, karılması mümkün mü?
Uğraş, didin, çabala; yollar amansız sancı
Güdülen hedeflere, varılması mümkün mü?
Asuman Soydan