Farkında mısınız bilmem ama..?
Çektiğimiz acılar, ruhumuzu eğitip özgürleştirirken, bir yandan bizim sabırlı olmamızı da öğretiyor.
Farkında mısınız bilmem ama..?
Ne zaman birini, bir şeyi çok sevseniz kaybediyorsunuz..!
Her acı, her kaybımız sonrasında derin bir izler kalıyor gönlümüzde. Hakikati ise kaybettiğimizi fark ettiğimiz anda kavrıyoruz.
Ben böylesi bir düşünceyle tam kendime yolcu olacaktım ki Seneca yolumu kesiyor.
“Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır!”
“Nedir?” Diye düşünürken tamamlıyor sözünü:
“Yaşamın anlamını kaybetmek!”
Sahi yaşamın bana göre anlamı neydi ki?
Düşünüyorum ve kalemimden damlıyor sözcüklerim…
ANLADIM
Öksüz ruhumumun kimsesizliğini;
Annemi kaybettikten sonra anladım.
Asıl yalnızlığın kalpte ki boşluk olduğunu;
Eşimi kaybettikten sonra anladım.
Anneliğin nasıl bir duygu olduğunu;
Kızımı kaybettikten sonra anladım.
Kaynanalığın ağırbaşlılık yaptığını;
Dünürümü tanıdıktan sonra anladım.
Gerçek dost mu, düşman mı olduğunu;
Dostluğa ara verdikten sonra anladım.
Aydınlığın kıymetini, karanlığın içinde kaldığımda;
Bilgeliğin sırrını, cahille yoldaşlığımda anladım.
Aşkın nasıl kadim bir duygu olduğunu,
Maşuğun gözlerine baktığımda anladım.
Gözyaşımın gözlerimde değil de kalbimde biriktiğini,
Acımın hâlâ çok derinlerde yattığında anladım.
Dünyaya her gelenin bir gün gideceğini,
Vedasız gidenlere yas tuttuğumda anladım.
…
Kalemim duruyor, yutkunuyorum…
İşte tam da bu anda Seneca fısıldıyor kulağıma:
“Derin acılar dilsizdir. Başlayan her şey biter!”
.
Bitiyor da…
Emine Pişiren/Akçay