Bir hediye gönül alma, gönlü hoş tutma ve onu fethetme adına. “Anı defteri” olarak bugüne kadar en güzel hediyeyi almıştım. Bu deftere; mutlu olduğum, güldüğüm ve yaptığım iyiliklerle ilgili anılarımdan unutamadıklarımı, yazmayı planlamıştım.
Bir değerdi anı defteri, geçmişi sayfalara almak ve satırlarında güzellikleri yaşamak.
Satırlar arasında geçmişi izlemek ve kendini rüyada hissetmek.
Duygusallığı cümlelere dökmek ve anıları canlandırıp sevinç ve hüznü birlikte yaşamak.
Tekrar tekrar okuyup belleğime sığdıramadığım hülyalara daldığım parmak uçlarımın satırları harflerle doldurduğu defterim.
Anı defterimi her elime aldığımda, yaz yağmurunda serinleniyorum hissine kapılırım. Yazın serinliğinin verdiği duyguyla o günlere dönerim ve aynı havayı sineme çekerim.
Yaz yağmurunun verdiği hazzı neşe kaynağı olarak kullanarak, anılarımı yaşama mutluluğuna erişirim. Sayfalar arasında adeta kilitli kalırım. Güldüm, neşelendim ve inanın çoğu zaman da gözlerim yaşardı. Bazı kelime ve kavramlara takıldım. Paragrafları inceden inceye yorumladım. Kesinlikle düzeltme yapmadım. O gün ki anlayışıma da çok güldüm. Demek ki insanda bazı anlayışlar ne kadar değiştiğini fark ettim.
Anı defterindeki olaylar birbirine bağlı ve sevgiden yana dostlukları pekiştiriyorlardı. Dostluklar, satırları geçmiş sayfaları doldurmuştu.
Parkta tanışma anı yeni bir sevgi köprüsü gibi büyümüş ve kalbe sığmaz olmuştu. Defterimin bir sayfası tanışma anına aitti. O anda; kalbin titrediği, gönlün ferman dinlemediği bir duygu yüklemesi olmuştu.
Defterimin bazı sayfaları büyülerken, bazıları da düşündürüyordu. Büyülendiğim ve düşündüğüm anılarımda gezinirken, anılarımda geçen olaylara, tatlı bir zehir karıştığını anladım. Buna rağmen içimdeki tutkuyu kıramadım ve baş tacı yaptım.
Negatif duygulara genelde yakınlaşmazken, onları hayallerime de katmadım. Karşımdaki insanın iyi olmasını, her durumda dertlerine çözüm bulmasını istedim.
Anılarımın geçtiği günlere gururla döndüm. İsterdim gençlerin böyle bir arkadaş grubunun olmasını. Çalışkan dürüst, onurlu ve ahlak sahibi.
Anı defterimi okuttuğum arkadaşlarım oldu. Çok memnun oldular ve yazmadıklarına üzüldüler. Gerçekten yazmak önemli, hissettiklerini günün anlam ve önemini yaz. Hatta hayatın anlam ve önemini yazmaktan geri durma. Hayatın acımasızlığına karşı, yine onunla uyum içinde yaşamayı isterdim.
Enginlere açıldım, mavi suların gök yüzünün mavisiyle birleştiği ufka vardım. Dünyayı kucakladım ve ayağımıza takılan çelmeleri gördüm. Elden bir şey gelmediğini fark ettim.
Güldüm ve de ağladım…
Bugün anılarla bir deftere başlamak istedim. Fakat başaramadım. Çünkü gençlik anıları güzelliklerin doruk noktasıydı. O noktaya bu durumda varmam mümkün değil de başlamadım.
Anı defterime karşı vefalı oldum. Anılarla ilgili düşündüklerimi yeni beyaz sayfalara kaydettim. Geçmişin anılarını günün yorumuna tabi tuttuğumda birçok çıkmazlara sürüklendiğimi açıkça gördüm.
Anılarımın gül yüzlü güzelin, her defasında hayalini kurdum. Gönlüm sevgiyle ve gözlerim yaşla doldu.
Okulun bahçesinde birlikte çay içtikten sonra, derse yetişmek için koşmamızı okudum ve orada kaldım.
Hasan TANRIVERDİ