Dikkat etmişinizdir. Bölgemizde, gerilimin yükseldiği ve ateşli çatışmaların çoğaldığı dönemlerde, Amerika ve Batının bize silah ve helikopter satmadığı konusu gündeme gelir.
Batıdan silah ve askeri eğitim isteği iki yüz yıllık meselemizdir.
Sanayi devriminin ıskalanması, bu tür bir sorunun sürekli gündemde kalmasını sağlar. Ordunun sürekli modern silah talebi vardır. İktidarlar bu sorunu yok sayarlar. Sonra da, çevremiz yanmaya başlayınca, talepler gündem yapar.
Dini ağırlıklı eğitim veren ülkelerin, hem sanayi devrimini, hem de teknolojik devrimlerini ıskaladığını görürüz.
İşin esası; bilimsel eğitim mi, bilim dışı eğitim mi sorusuna gelir saplanır.
Devletin başındaki kişi, bir milyon imam ve hatip yetiştirilmesiyle övünüyorsa, teknoloji devrimi yakalanamaz.
Silahlar en yüksek teknolojilerle üretilirler. Bu sebepten de, kaliteli eğitim ve bilimin, geniş kitlelerce öneminin kavranmış olmasını gerektirir.
Geniş bir bilim kitlesi olmadan, teknoloji devrimi olmaz. İkinci ve daha önemlisi; üretmektir.
Üretimin olmadığı yerde, teknoloji de üretilemez. Her şey ithal edilerek de üretim olmaz.
Dönelim PKK’ya açık açık silah verdiğini söyleyen Amerika’nın, bize silah satmaması konusuna…
Amerika hem sizi komşularınızla çatışmalı tutar, hem de gerekli silahları satmaz.
Teknoloji ver desin vermez. Sat dersin satmaz. Çin’den silah alayım dersin, olmaz der. Ama Türkiye’yi İran ve Rusya gibi ülkelere karşı ön cephe olarak kullanır.
Hürriyet Gazetesinde bun gün çıkan bir habere göre; Amerika bize helikopter, akıllı mühimmat, insansız hava aracı ve bizim üretemediğimiz deniz araçlarını vermediğini haberleştirdi. Haberin menşei elbet ordu.
Öte taraftan başta NATO olmak üzere, tüm Avrupa ve Amerika bizi Rusya’nın üzerine sürmek için sıraya girmiş durumdalar.
Bir ülkenin modern silah üretememesinin elbet başka nedenleri de var.
NATO, OECD, Dünya Bankası, Gümrük Birliği, ABD ile İkili Anlaşmalar, Gizli İstihbarat Antlaşmaları gibi tüm batı kurumları Türkiye’nin içindedir.
Bu kurumlar bu kadar Türkiye’nin içindeyse, bağımsız karar alma olanakları Türkiye’nin elinde değil demektir.
Sen silah üretme ben sana silah vereceğim diyeceksin, ülkeyi teknoloji yoksulu ülke haline getireceksin, sonra da Rusya ile çatışmalı ol diyeceksin.
Amerika ile birlikte olunca, hiç komşumuz olmayacak gibi bir sonuç çıkıyor.
Ticaretimiz tıkanıyor. Ticaret olmayınca, üretim olmuyor. Teknolojik gelişimin ticaret ile yakından ilgisi olduğundan, güçlü bir devlet olamıyoruz.
Eğer ülkemizden, bir Atatürk gelip geçmemiş olsaydı, bu günleri de göremeyecektik. Cumhuriyetin parasız, devlet eğitimiyle yetiştirdiği kişiler hala ülkeyi ayakta tutuyorlar.
Eğitimi, yeniden, bilimsel ve teknik düzeyi yüksek bir yere getiremezsek, ileride devletimiz bile olmaz.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr