“Bazı aşılarda alüminyum kullanılıyor, koruyucu olarak ama şunu unutmamak lâzım, yediğimiz ıspanakta da alüminyum var,
somonda da var ton balığında da var…ve… hatta… daha fazla, çok daha fazla miktarlarda var. Biz çok daha fazla miktarlarda alüminyum alabiliyoruz başka kaynaklardan. Onu sorgulamıyoruz ama. Yani, örneğin antiasitler içerisinde alüminyum sülfattır, antiasitlerin sıkça kullanılanlardan bir tanesi ve yani mide koruyucu olarak kullanılıyor.”
***
Bu sözleri dinlerken aklımdan şunlar geçti:
BİR: Alüminyum sebzelerde de balıklarda da tabii olarak bulunan ilaçlara da bilinçli olarak eklenen bir element olarak tarif edilmelidir.
İKİ: Temel Reis ve tüm insanlar ıspanakta demir var diyerek kandırılmışlar, meğerse o demir değil alüminyummuş.
ÜÇ: Yiyecek ve ilaçlarda bulunmasında mahzur olmayan bir maddenin aşılarda kullanılmasında da hiçbir sakınca olmamalıdır.
DÖRT: Bu vesile ile alüminyum folyoların da temize çıkmış olması da ayrı bir memnuniyet kaynağıdır.
BEŞ: Bir babayiğit de çıkıp cıvanın nimetlerinden bahsetse de aşılarda alüminyum var, cıva var diye karşı propaganda yapanlar ağızlarının payını alsalar, çok memnun olurum.
Gelelim neticeye
Ağız yoluyla alınan alüminyumla deri altına zerk edilen alüminyumun vücuttaki etkilerinin aynı olup olmadığı; ıspanak, somon, ton balığı yemeyen, mide ilacı içmeyen bebeklere aşılar vasıtasıyla alüminyum vermenin zararları gibi tartışmaları abes buluyorum.
Seyretmek için:






















