Alın teri, insanın ekmek kavgasında, damlalar hâlinde akmasıdır. Bu sayede hayata tutunabilme başarısından bahsedilebilir.
Çalışanın alnından damlalar akarken, ruh ve beden sağlığını da korunacaktır. Böylece mutluluğu söz konusu olacaktır.
Alın teri, bıkmadan, usanmadan iyiye ulaşma çabasında dökülen damlacıklardır. Damlacıklar öyle kolay dökülmez. Kişinin enerji harcaması gerekir. Enerjinin değeri yüksek olsa da zevkli yanlarını ele alıp sevgiye ulaşmak, alın terini sempatik hâle getirecektir. Sempatik olmak hoşgörü demektir. Burada hoşgörü kişisel bir meziyettir.
Yaşam boyu, yamaçlarda ceylanlar gibi koşturan, dalgalarda balıkçı teknesi gibi boğuşan, alın teri de başarıyı gözetleyecektir.
İnsanlar yaşantısındaki eksikliği gidermek için alın terini silmek zorunda kalırken, düşüncesi bütünlüğe ulaşmaktır. Yapılacak olan hatalardan da bu sayede vazgeçilip doğruya yönelecektir.
Bireysel ve toplumsal olarak, yeni değişimlere ulaşımı alın terine olan saygının gereğidir. Bu durumdaki bir kişinin, sevgi ve saygının esası, manevi değerleri alın teriyle gün yüzüne çıkartması gereklidir.
Alın teri, tohumun çimlenmesi, fidanların yetişmesi ve meyvelerin olgunlaşmasında etkili ise, bu tür samimi davranışlarda da damlalar akıtılacaktır.
Alın teri, özverili bir yaşam düzeninin etken olmasında itici güçtür. Bu güç sayesinde kişi şahsiyetini geliştirirken mutlu bir yuva kurmayı da başarır. Yuvanın kurulması, bu yolda çekilen çilenin de ölçüsüdür.
Alın teri yılların kurutamadığı billur damlalardır. Alın teri yıllara boyun eğmemiş çalışmanın ana unsurudur.
Alın teri sayesinde hayatın zor günleri rahat aşılacaktır.